KARTAL GÖKTAN: İyi geceler değerli izleyicilerimiz. Adnan Oktar ile Sohbetler programımıza başlıyoruz. Hocamız birazdan yayınımıza katılacak. Biz arkadaşlarımızla sohbete başlıyoruz inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Selam. Hoş bulduk.
‘Türkiye sevgisiyle örnek’ diyelim.
Evet, dinliyorum.
KARTAL GÖKTAN: Almanya’dan bir faaliyet haberimiz var. Resimlerle beraber göstereceğim. Almanya Berlin’de bir kreşte paleontoloji hakkında ders yapmış kardeşlerimiz. Ve fosil sergisi de düzenlemişler aynı zamanda burada. Yaratılış Atlası kitabınızı hediye etmişler.
ADNAN OKTAR: Burada olsa cinnet geçirir bazı tipler.
Evet, dinliyorum.
OKTAR BABUNA: Karar Yazarı Hakan Albayrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Atatürk yaşasaydı referandumda evet derdi” sözünü eleştiren bir yazı yazdı. “Ben şahsen Atatürk’e ve Atatürkçülük davasına karşı olduğum için, önce Erbakancı ve sonra Erdoğancı oldum. Nasipse 16 Nisan’da yapılacak olan anayasa değişikliği referandumunda tercihimi evetten yana kullanma kararım da her şeyden evvel bu karşıtlığa dayanıyor. Erdoğan muhalifi Atatürkçüler, Erdoğan Atatürk’e iltifat etti diye Erdoğan’ı takdir etmezler bilakis “vay takiyyeci vay” diye tahkir ederler.” dedi.
ADNAN OKTAR: Niye? Tayyip Hocam gerçek anlamda Atatürkçü, modern bir delikanlı. Üslubuyla, konuşmasıyla, hayat şekliyle. Açık açık söylüyor işte “Ben ne Sünni’yim ne Şii’yim” diyor. Atatürk de öyleydi. Atatürk mezhep kabul etmiyordu, aynısı. Gayet güzel modernliği, aydınlığı.
Arap birliği zirvesi başlamış öyle mi?
KARTAL GÖKTAN: Evet.
ADNAN OKTAR: Görelim resimleri. İslam birliğinden bahsediyorlar. İslam aleminin uyanması gerektiğini söylüyorlar. İşte Mehdiyet heyecanı olmayınca böyle olur. Nerede Mehdi karşıtlığı varsa Allah bunlara uyku getiriyor.
Evet dinliyorum.
ASLI HANTAL: Kardeşlerimiz Almanya Berlin’de bir kreşte paleontoloji hakkında ders yapmışlar. Resimleri görebiliriz. Fosil sergisi yapmışlar ve sizin Yaratılış Atlası kitabınızı hediye etmişler.
ADNAN OKTAR: Bak demokratik bir ortam. Kimse kitapları ısırmaya kalkmıyor, yakmaya kalkmıyor, nezaketiyle dinliyorlar. İstediğin gibi anlatabiliyorsun, gayet güzel. Ama Türkiye’de bazı tipler var, kitap gördümü adam yemeye kalkıyor. Üstüne çıkıyor, tepiniyor falan. Yedi kiloluk kitap, tepinsen ne olur? Hiçbir şey olmaz. Bir de misinayla diktirdim, yırtamazsın da. Ne yapacaksın? Mecburen okuyacaksın bir şekilde.
Devleti, hükümeti tehdit etmeye kalkan bazı avanaklar var. Şefkatimizden, merhametimizden fazla bir şey yapmadık. Akıllarını başlarına alsınlar. Kollarını, bacaklarını ağızlarına sokarız kanunla hukukla, ilimle irfanla. Akıllarını başlarına alacaklar. Densizlik, dangalaklık istemiyoruz. Hükümeti, devleti tehdit etmeye kalkanın sonu iyi olmaz. Akıllarını başlarına alacaklar.
Evet, dinliyorum.
ASLI HANTAL: Makaleleriniz hakkında bilgiler vardı. Toplumun materyalizme sürüklenmesine karşı insan ve ailenin manevi değerlerini koruyucu çizgisiyle ön planda olan siyasi İtalyan düşünce kuruluşu Il Talebano’nun internet sitesinde, ‘Eşcinselliğin topluma yanlış tanıtılması’ başlıklı yazınız yayınlandı. Bu yazınızda, eşcinselliğin en başta hem Kuran’a hem de diğer ilahi dinlere göre haram olduğunu anlatıyor ve ardından toplumlara verdiği zararları istatistiklere ve araştırmalara dayanarak delillerle ifade ediyorsunuz. Sol görüşlü Amerika’nın bağımsız haber sitesi American Herald Tribune’de ‘Terörle yaşamaya alışmalıyız’ başlıklı makaleniz yayınlandı. Yazınızda, terörün suni tuzaklar ile suni ideolojiler üzerine kurgulanmış hain bir hakimiyet savaşı olduğunu anlatıyorsunuz. Terörün sahte ideolojisini vuran her ilmi çalışmanın, terörü besleyen kirli odakları kalbinden vuracağını belirtiyorsunuz. Aynı zamanda söz konusu odakların şiddete karşı şiddet politikasıyla zayıf topluluklar oluşturma stratejisini de temelinden yıkacağını vurguluyorsunuz.
Amerika merkezli Jefferson Corner sitesinde ‘Dünyadaki kötülüğün merkezi İngiliz derin devleti’ başlıklı makaleniz yayınlandı.
‘Dünyayı kana bulayan tarihi yalanlar’ başlıklı makaleniz Azerbaycan’ın çok okunan haber siteleri News Bakü, Reportyor, Haber TV, Yeni Haber, Dünya Haber, Kanal 15, 5 MMC, News Time, Parol Az’da yayınlandı. Yazınızda, onlarca ülke ve medeniyetin yıkımının sorumlusu olan yalan üreticilerinin adalet önünde hesap vereceği ve yakın zamanda tarihe doğruluk, dürüstlük ve adaletin yön vereceği bir döneme gireceğimizi anlatıyorsunuz.
ADNAN OKTAR: Gayet güzel.
Kreşlerde, okullarda, üniversitelerde, Avrupa’da her yerde İslam’ı anlatıyoruz. Bu adamlar da dedikodu ile vakit geçiriyorlar. Rumi’nin felsefesini savunuyor, Darwinizm’i savunuyor. Onları belalardan bizim kurtardığımızın da farkında bile değiller. Darwinist felsefe onları boğardı, çoktan boğardı. Hepsine zarar verirdi. Bizim sayemizde kurtulduklarının da farkında değiller. İman hakikatlerini anlatmasak bu kadar imanlı bir genç kitlenin oluşamayacağını da fark edemiyorlar. Kendinden kaynıyor zannediyor. Eğitimle oluyor o. Eğitilmeden böyle bir gençlik yetişmez, böyle bir toplum yetişmez. Onlar hazırcı. Döndükçe bitecek zannediyor. Sabaha kadar dön istersen. Hiçbir şey olmaz. İngiliz derin devleti de dönüyor. Adamlar habire dönüyorlar. Hepsi Rumi ama İslam’ın en büyük düşmanı adamlar aynı zamanda. Rumi olmaktan kurtulamazsın çünkü Rumilik açıkça adam söylüyor, “Bizim yolumuzda Müslümanlık yok” diyor.
Kardeşlerimiz kitap dağıtmıştı. Var mı onların fotoğrafları sizde? Alanya’da kaymakama, ilçe jandarma komutanına, emniyet müdürüne. Onun haberini de oku.
Kaçıncı baskı bu? Oku şuradan, göster. 2. Baskı. 20 bin, 20 bin bassak yetmiyor görüyorsunuz. Şimdi asıl telaş 3. ciltte patlayacak, ben onlara söyleyeyim. 3. cildi mecliste gizli oturumla açıklayacağız, Allah’ın izniyle. İngiliz derin devletinin de bu sonu olacak, açıkça söyleyeyim. Hiç inkar edecekleri gibi değil. Tapu gibi, devlet tapusu gibi.
ASLI HANTAL: Okuyabiliriz faaliyeti.
ADNAN OKTAR: Evet, oku dinliyorum.
ASLI HANTAL: “Alanya’da Kaymakam’a, İlçe Jandarma Komutanı’na ve Emniyet Müdürü’ne, Gazi Paşa ilçesinde de Kaymakam’a, Emniyet Müdürü’ne, Milli Eğitim Müdürü’ne, Belediye Başkanı’na ve CHP İlçe Teşkilatı Başkanı’na sizin başta İngiliz Derin Devleti kitabı olmak üzere çeşitli kitaplarınızdan hediye ettik. Allah sizlerden razı olsun, hayırlara vesile olsun inşaAllah. Alanya’dan ben Burcu.”
ADNAN OKTAR: Aslansınız siz aslan. Burcu, Ağabeyinin aslanı, kuzusu, bir tanesi nur o maşaAllah. Her adımına, her nefesine Cenab-ı Allah sevap yazsın.
Evet, dinliyorum.
GÖRKEM ERDOĞAN: Fransız haber ajansı AFP Türkiye’de hendek açtığı dönemlerde PKK’nın propagandasını yapan haberler yapıyordu. Bu sefer de Suriye’de PYD’yi IŞİD’e karşı savaşan kahraman savaşçılar gibi göstermeye çalışan haberler yapıyor. Özellikle kadınların fotoğraflarını yayınlıyorlar. Yayınladıkları kadın PYD’lilerin fotoğraflarını gösterebiliriz.
ADNAN OKTAR: Avrupa’nın bunları desteklemesinin nedeni, bunlar modern, çağdaş kadını biz temsil ediyoruz diyorlar. Yani özgür, istediği gibi konuşan, istediği gibi yiyen içen, isterse dekolte giyen ve gelenekçi Ortodoks İslam anlayışına karşıyız diyorlar. Bütün Avrupa’yı bu ittifaka sürüklüyor. Amerika’yı da ittifaka sürüklüyor, Türkiye’ye karşı. Çünkü “YPG bunu yapıyorsa hiç olmazsa biz de onları destekleyelim” diyorlar. Halbuki Türkiye modern olsa, Avrupai bir ülke olsa ama bütünüyle. Bu gelenekçi Ortodoks sistem olmasa, heykellere tüküren, resme tüküren adamlar olmasa, adamlar doğrudan bizi desteklerler. Adam bizimle niye uğraşsın? Bunlar akıl hastası değil. Hayır, zenginliğe eğer öfke duyacaksa Almanya da zengin. Adam Almanya’ya da saldırır. Norveç de zengin, Danimarka da zengin, bütün Avrupa ülkeleri zengin. Hepsi birbirine saldırır. Zengin ülkelerin ucu bucağı yok. Öyle bir şey yok. Adamların bizim dinimizden rahatsız olduğu da yok. Bizim bağnaz ve gelenekçi tutuma yaklaşmamızdan endişe ediyorlar. Yani gelenekçi Ortodoks sistemin işte günlerden beri yayınladığımız anlayışından korkuyor adamlar, çekiniyorlar. Asma, kesme, tükürme, dövme, sövme, doğrama. Bu, adamların kabul edebileceği bir şey değil. Bizim de kabul edeceğimiz bir şey değil. Adam Avrupa’ya çocuğunu gönderiyor, kendi de gitmek istiyor. Resim sergisine gidiyor, resme tükürüyor. Heykel görüyor heykele tükürüyor. Sanat eseri görüyor ona tükürüyor. Ama oradan da çıkmak istemiyor. Ölümü pahasına oraya gitmek istiyor bak, ölümü pahasına. Adamların görevi tükürmek, onların görevi sanat eseri meydana getirmek. Adam yıllarca mesela iki yıl uğraşıyor heykel yapıyor. Adamın görevi de ona tükürmek oluyor. Akla bak yani. Topluca gidiyorlar, bir arada kadın erkek hepsi tükürüyor. Heykel tükürükten geçilmiyor üstü. Tablo yapıyor adam bir sene uğraşıyor, ona da tükürüyorlar. Fotoğrafa da tükürüyor. Kadın görüyor dövüyor. Çocuk görüyor onu da dövüyor. Dövün diyor çocuğu, kadını, hepsini dövün diyor adam. Taşlayarak öldürün diyor, zina etti diye. Adam mesela diyor ki, sen zina ettin diyor. Kadına tecavüz ediyorlar farz edelim. Kadın doğuruyor çocuk. Diyorlar tam zina ettiğin kesin. Gel bakalım şimdi çocuğu doğur sen diyorlar, doğuruyor. Kadını taşlayarak öldürüyorlar. Kadın ispat edemiyor. Kadın tecavüze uğruyor, hamile kalıyor. Suudi Arabistan’da oldu bu olay. Tecavüze uğruyor. Kadın tecavüze uğradığını söylüyor inanmıyorlar. Sen zina ettin diyorlar kesin sağlam delil bu diyorlar. Çocuk doğduktan bir süre sonra işte iki yıl kadar sonra kadını kuma gömdüler, taşlayarak öldürdüler kadını.
Adam namaz kılmıyor, namaz kılmayanları eleştiriyor. Oruç tutmuyor, oruç tutanları eleştiriyor. Zina yapıyor, kadınlarla ilişkiye girenleri eleştiriyor. Şarap içiyor, içki içenleri eleştiriyor. Bazı tipler var öyle etrafta piyasada görüyorsunuz. Bunlara fasık denir. Fasık, fısk içinde yani bunun sözüne itibar olmaz. Allah ayette, “Onlar bir haber getirdiğinde inanmayın” diyor Allah. İnanmayın, sözüne itibar etmeyin ve araştırın.
Oktar’ların yaptığı faaliyetleri sen bana bir daha anlatsana. Bana arkadaşlar, birkaç kişi yazmış görmek istiyoruz diye. Var mı onların filmleri? Görelim.
VTR: Oktar Babuna ve Cihat Gündoğdu Il TV Röportajı
ADNAN OKTAR: Evet, aferin Oktar’la Cihat Hoca’ya. Başka var mı o ziyaretle ilgili resimler.
ASLI HANTAL: Evet, bilgi ve resimler vardı. İbrani ve Bar-Ilan Üniversitelerinde İslam’ın Musevilere bakış açısıyla ilgili konferans verdiler arkadaşlarımız. Kuran’da kitap ehli, İslam’da barış, adalet, özgürlük gibi kavramlar, radikalizm ve terörle fikri mücadelenin önemi gibi konuları, Kuran ve Tevrat’tan delillerle anlattılar. Konferans salonunda, öğrencilerin İslam hakkında yanlış bilinen konularla ilgili sorularını yanıtladılar. Ayrıca, bunun yanı sıra IL TV ve i24NEWS televizyonlarına röportaj verdiler. Resimler; Likud Partisi’nden Milletvekili Sharren Haskel, Likud Partisi’nden Haham Yehuda Glick, Yesh Atid Partisi’nden Milletvekili eski Tümgeneral Elazar Stern, bu görüşmede başka milletvekilleri de bulunmuş ayrıca. Uluslararası basında sıkça görüşlerine yer verilen Haham Yishai Fleisher ve Haham Yehuda Glick’le İsrail meclisindeki görüşmeden resimler var. El-Halil (Hebron) şehrinin Musevi Sözcüsü Noam Arnon. İsrail meclisinde toplantıdan resimler. Moshe Dayan Merkezi’nden Ortadoğu Uzmanı Prof. Shimon Shamir’le birlikte, kendisi aynı zamanda eski Büyükelçi ve Tel Aviv Üniversitesi’nde akademisyen. Bar-Ilan Üniversitesi’nin Fizik Bölüm Başkanı Prof. Nathan Aviezer’le, kendisi Ortodoks Musevi, Tevrat ve bilimin uyumunu gösteren çalışmaları var aynı zamanda. Eski Milletvekili Yazar, Akademisyen Dr. Einat Wilf, kendisinin çeşitli düşünce kuruluşlarında kıdemli üyeliği bulunuyor. Eskiden Şimon Peres’e dış politika danışmanlığı yapmış. Haham David Rosen, Eski İrlanda Baş Hahamı, Hahambaşılığa diğer dinlerle ilişkilerinde danışmanlık yapıyor Haham Rosen. Ayrıca Amerikan Musevi komitesinin diğer dinlerle ilişkilerinden de sorumlu direktörü. Oktar’la Cihat Mitvim Enstitüsü’nün İbrani Üniversitesi’ndeki konferansına da davetliydiler. Üst düzey politikacıların katıldığı konferansta, İsrail’e yeni atanan Türk Büyükelçi Sayın Kemal Ökem ile de görüştüler. İsrail’in İngilizce yayın yapan İ24NEWS televizyonundaki kutsal topraklarla ilgili bir programa konuk oldular. Burada sizin hazırlattığınız üç boyutlu tapınak modeliyle ilgili açıklamalarda bulundular. Resimde program sunucusu Tal Heinrich ile birlikte görülüyorlar. İsrail’in tanınmış politika analizcilerinden Steve Leibowitz, Oktar ve Cihat’la IL TV için röportaj yaptı. Arkadaşlarımız, İsrail-Türkiye ilişkilerinin gelişmesi için yaptığınız çalışmaları anlattılar bu röportajda. İsrail’in İbranice yayınlanan Yediot Aharonot Gazetesi’nden Yifat Erlich ve Haham Yehuda Glick’le meclisteki görüşmelerinden bir resim. İsrail’in İbranice gazetesi Makor Rishon temsilcisi Assaf Gibor’la. Bar Ilan Üniversitesi’ndeki dersten görüntüler. Barış, din ve kültür üzerine ders veren Dr. Ben Mollov'un sınıfına katıldılar. Ayrıca İbrani Üniversitesi öğrencilerine verdikleri konferanstan görüntüler var. Organizasyonu yapan Ortodoks Musevi Jeff Seidel ile görülüyorlar. Organizasyonu yapan Ortodoks Musevi Jeff Seidel. Ayrıca Oktar ve Cihat, Soykırım Anma Merkezi’ne davetliydiler. Buradaki rehber bayan, yaptığınız çalışmalardan çok duygulandığını ifade ederek ziyaretimizden onur duyduğunu söylemiş.
ADNAN OKTAR: Aferin, maşaAllah. Mazlum insanları severiz. Hainse zalimse sevmeyiz. Musevi’nin de zalimi var, haini var. Ama masumlara her zaman dostuz. Her zaman sevgiyle, şefkatle, dostlukla, kardeşlikle yaklaşırız. Bir de IL TV’de vardı röportajları.
ASLI HANTAL: Evet, görebiliriz.
VTR: Dr. Oktar Babuna’nın 21 Mart 2017’de İsrail IL TV ile Röportajı
ADNAN OKTAR: Bayağı güzel insanlar. Zalimine karşıyım. Zalimine karşıyım.
Bu referandum öncesinde de hükümet çok güçlü tedbirler alsın. Referandumdan sonra özellikle çok çok daha güçlü tedbirler alsın. En az bir yıl boyunca teyakkuz had safhada devam etsin. Darbeye karşı, ordu içinde de eğitim verilsin. Polise de geceli gündüzlü eğitim verilsin. Tatbikat da yapılsın. Az da olsa İngiliz derin devletinin adamları ordu içerisinde var. Darbe yapacak bir güce ulaşma imkanları da olabilir. Sürekli uyanık olmak ve dikkatli olmak lazım.
Cihan Ateş, “Adnan Bey, nedir sendeki bu Yahudi hayranlığı? Yoksa sen Yahudi ajanı mısın? Allah’ın lanet ettiği bir kavmi niye bu kadar ballandıra ballandıra anlatıyorsun?” Allah lanet ediyor, kime lanet ediyor? Müşriklere ve Yahudilerden küfür içinde olanlara, ahlaksızlık yapanlara. Ne zaman? Kendi devrinde. O savaş anında söylenen sözdür o. Yani o Hayber’in fethi devrinde, ahlaksızlık yapıyor müşrikler ve Yahudilerden de böyle dinsiz Allahsız inkar eden Yahudilerden zaten diyor. Zalimlik yapanlar var, Allah onlara söylüyor. Yoksa doğmamış çocuk, daha doğacak çocuk lanetli doğmaz. Bu Allah’a karşı meydan okuma olur, haşa. Böyle bir inanç olmaz. Her çocuk İslam fıtratı üstüne doğar. Çocuklar masumdur. Melek hükmündedir. Sen ne diyorsun? “Lanetli” diyorsun. Böyle şey olmaz. Ben bütün insanlara hayranım. Sırf Yahudi değil, Hristiyan’a da, Musevi’ye de, Mısırlıya, İran’daki yaşayan Şii kardeşlerime, Azerbaycan’a, Türklük alemine, Ruslara, Amerikalılara, Fransızlara hepsine hayranım ben. Hepsini seviyorum. Allah’ın yarattığı bütün kullarını seviyorum.
Devletin elinde müthiş imkanlar var. Polisi ve askeri darbeye karşı çok sıkı eğitmeleri gerekiyor. Çok güçlü tedbirler alsınlar. Yani bu akılcılığın bir gereğidir. Gerçi, evvelAllah yani hep Türk milleti gereğini yapmıştır. Daha da esaslı gereğini yaparlar. Ama tedbir, takdiri bozmaz. Doğru. Fakat biz tedbir alırsak, ibadet olmuş olur.
ASLI HANTAL: Yayınımız sona erdi. Yarın görüşmek üzere inşaAllah.