ADNAN OKTAR: Evet, dinliyorum.
KARTAL GÖKTAN: FETÖ’nün çatı iddianamesinde eski Tuğamiral Harmancık’ın, darbe girişiminin genel planlamasını Tuğamiral Sinan Sürer ile yaptığı, donanmanın yüzde yetmişinin hazır hale getirildiği ortaya çıktı. Darbede kullanılmak Türk Donanması'nın yüzde yetmişini oluşturan, fırkateyn, korvet ve hücumbot olmak üzere yirmi dokuz ana muharip gemisi darbe faaliyetlerine katılmak üzere etkin hale getirilmiş.
ADNAN OKTAR: Niye devreye sokmadılar acaba? O da manidar yani isteseler devreye sokardılar. Çünkü İstanbul’u denizden bombalama emri var ama yapmamışlar. Bu neden? Bunu da öğrenmek lazım.
Evet, dinliyorum.
KARTAL GÖKTAN: PKK’ya ofis açıp terör örgütünün her türlü toplantısına izin veren Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Mevlüt Çavuşoğlu’nun Hollanda’ya gelmesini istemediklerini belirtti. “Gelmek isterse “gelmeyin” deriz ama yine de gelmeye karar verirse şoförün sürdüğü bir arabası, refakatçisi, desteği olmayacak. Ayrıca geldiğinde “tutuklamanız lazım” diyecek kişiler var ama biz işi buna vardırmayacağız” demişti. Ardından da Sayın Çavuşoğlu’nun uçuş iznini iptal etti ve şöyle bir açıklama yaptı: “Hollanda kabul edilebilir bir çözüm için Türk otoritelerle görüşmeler sürerken Türk yetkililerin kamuya açık şekilde yaptırım tehdidinde bulunması, konuyu çözümsüz hale getirdi. Bu nedenle uçuş izni geri çekildi” denildi.
ADNAN OKTAR: Bence hükümet böyle şeylerde hiç üstlerine gitmesin. Yani hiç bu tip tırmanışlar meydana getirmesin. En başında yapılmaması gerekiyordu. Bu gittikçe Avrupa çapında genişleyebilir. Türkiye’yi yalnızlaştırmak istiyorlar. Böyle bir olayda olayı böyle ne bileyim hoşsohbet, sevecen, sevgi dolu üsluplarla kapatmak lazım. Yani meseleyi vahim hale getirmek bence doğru değil. Biz sevecenliğimizi, nezaketimizi, efendiliğimizi gösterelim. Yatıştırıcı davranalım. Mağdur ve mazlum konumda olalım. Kamuoyunun desteğini alırız o zaman, bu güzel olur. Öbür türlü yani bir antipati geniş çapta yayılabilir. Bu gereksiz benim kanaatim. Türk milleti neyi nasıl yapması gerektiğini bilir zaten. Zorlamalar yani diğer ülkelere de bu sıçrarsa bence riskli olur yani gereksiz bir gelişme meydana gelir. Konuyu hiç gündeme getirmeden geçiştirmek en iyisi bence çünkü bu konuda hazırlıklı oldukları anlaşılıyor. Benim görüşüm tabii yani sevgi, şefkat, dostluk ve kardeşlik mesajları vererek, ılımlı bir üslupla konuyu kapatmak lazım.
Evet, dinliyorum.
KARTAL GÖKTAN: Sayın Erdoğan, Hollanda’nın tavrı karşısında bir açıklama yaptı. “Sen istediğin kadar Dışişleri Bakanımızın uçağına izin verme. Bakalım senin uçakların buraya nasıl gelecek? Bunlar bu kadar ürkek, bu kadar korkak, bunlar Nazi kalıntısı, bunlar faşist bunu böyle biliniz.” Dedi. Ve Hollanda’dan yapılacak turistik uçuşlar dışındaki diplomatik uçuşlara yaptırım getirebileceğinin sinyalini verdi.
ADNAN OKTAR: Şimdi onlar da Türkiye’ye aynı şeyi uygularlar. Yani turist akışı durur, bilmem ne olur falan. Bence Rusya’yla da aynı şeyler yapılmıştı. Suriye ile de aynı konuları olmuştu. Irak’la da aynı konuları olmuştu. İsrail’le de aynı konuları olmuştu. Libya’yla da aynı konuları oldu. Bu onların bir devamı olacak gibi görünüyor. Bak, hepsinden geri çekildik, bu konudan da geri çekilelim. Bunlara gerek yok. Yatıştırıcı, modern, sanatı, sevgiyi, kadın haklarını ön plana alan kaliteli bir Türkiye görünümü verelim. Yani bu pek hoş bir durum arz etmez. Yani gerilen bir sistemi daha da germek doğru değil. Gerici konuşmadan kaçınmak lazım, geren üsluplardan geri durmak gerekiyor. İngiliz derin devletinin güçlü bir atağı var, onlara malzeme vermeyelim. Mazlum, sevecen, iyi niyetli, güzel huylu, yatıştırıcı tavrımızı gösterelim. Makul tavrımızı gösterelim. Yani siyasette, dış siyasette, keskin sert politika modeli bence şu an uygun değil. Yani ters teper gibi geliyor bana, benim görüşüm bu.
Evet.
KARTAL GÖKTAN: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, uçuş yasağı gelince Almanya’dan Karayolu’yla Hollanda Rotterdam’a gideceğini açıkladı. Buradaki Türk Konsolosluğu’nun rezidansında Türk vatandaşlarımızla buluşacaktı. Ancak bu açıklamanın ardından Hollanda polisi Rotterdam Başkonsolosluğu rezidansı önündeki yolu trafiğe kapattı. Bakan Fatma Kaya’nın ve konsolosumuzun geçişine izin verilmedi.
ADNAN OKTAR: Bunlar bence bu safhada durdurulsa iyi olur yani Avrupa çapında bunu yaymayalım. Çünkü İslamofobi zaten yaygın, bağnazlar da çok kötü bir imaj veriyorlar Türkiye’ye. Hükümet bence nasıl Rusya’da, İsrail’de, Irak’ta ve Suriye’de olumlu adımlar attıysa burada da olumlu adımlar atarak yatıştırıcı, sakin, neşeli, sevecen bir üslup içerisinde bu meseleyi dondursa daha iyi olur diye düşünüyorum.
Eğer tepki verilecekse Hollanda’daki elçiliklerimiz geri çekilebilir. Yani çok güçlü ve sert bir karşılık verilmesi gerekiyorsa bu yapılabilir. Bütün uçuşlar iptal edilebilir. Ticari bağlantılar tamamen kesilebilir. Yani bu tip sert karşılık verilebilir. Ama yani sert konuşmalar havada kalıyor. Çünkü adamlar vuruyor yani tek yanlı vuruyor. Vurmada Türkiye karşı atak yapan konumda değil şu an yani sadece kapanan konumunda. O zaman sözle bir yere varamayız. Sözle bir yere varılmaz. Yapılacaksa bu yapılabilir. Yani büyükelçiler, konsoloslar tamamı çekilir, ticari bütün bağlantılar kesilir, Hollanda’ya giden ticari gemiler durdurulabilir, oradan buraya gelişler durdurulabilir.
OKTAR BABUNA: İki bin beş yüz şirketi varmış Hollanda’nın Türkiye’de.
ADNAN OKTAR: Bütün şirketlerin çalışma izni iptal edilebilinir. Ama bu Türkiye’nin mevcut konumu açısından yani bence bir atak olduğu için önce bir ortalığı sakinleştirip böyle serinkanlılıkla, akılcılıkla yavaş yavaş karşı ataklar yapılabilir yani şu anki atak çok azgınca görülüyor. Yani öyle kontrollü bir şey değil bu, sakin değil. Konsolosluğun yolunu kapatmak, giriş çıkışları yasaklamak yani çok çılgınca bir atak var. Bence hiç zorlamayıp yani hangi çapta bir saldırı düşünüyorlar önce onu bir tespit edelim. Yani çapını nerelere vardırmayı düşünüyorlar, onu bir tespit edelim. Ona göre akılcı tedbirler alalım. Yani Hollanda’ya karşı ani ataklar yapabiliriz ama her iki tarafın da ekonomisi çok ciddi sarsılır. Yani Hollanda ekonomisi de sarsılır, Türkiye ekonomisi de sarsılır ama orası Avrupa Birliği içerisinde olduğu için onlara pek etki etmeyebilir. Ama Türkiye’ye etki etme ihtimali var.
Bence Resulullah (sav)’in ilk dönemi gibiyiz biz yani barışa çağırmak durumundayız şu an. Mekke dönemi gibiyiz. Barışa çağırıp, anlaşma yapıp ortalığı yatıştırmak durumundayız. Bana öyle gibi geliyor. Yani ikinci ihtimalde çok güçlü atak yapılabilir yani sözden bir şey çıkmaz. Yani esaslı bir karşılık verilebilir. Ama böyle bir şeyde Avrupa Hollanda’yı yalnız bırakmaz. Hollanda bu kararı alırken İngiliz derin devletiyle istişareli yapmıştır yani o başıboş değildir. Hollanda’nın müstakil bir kararı değildir. Kararı İngiliz derin devleti vermiştir, o da uyguluyor. Almanya’ya da İngiliz derin devleti talimat vermiş benim gördüğüm, o da uyguluyor. Yani deccala karşı atakta akılcı olmak lazım. Yani geniş çaplı bir deccal saldırısı var. Deccaliyet öyle tek koldan saldırmıyor benim gördüğüm, onun için Mekke dönemindeki gibi bir sakinleşip atağın çapını öğrenip neler yapabiliriz ona göre hareket edersek daha iyi olur diye düşünüyorum. Yani önce yatıştıralım daha doğrusu yani hayır gireriz bir anda tamam, bütün bağlantıları falan koparırız, çok sert demeçler veririz, siyasi bağlantıları, her şeyi bitirebiliriz, uçuşları iptal edebiliriz ama bu Türkiye’nin ekonomisini şoka sokar, tehlikeli olur bu, olabilir. Biz kendi içimize çekilip sakinleşelim. Çünkü biz kendi kendine yeten bir ülkeyiz. Yani deccalla doğrudan çatışmaya girmeyelim şu an. Deccalla çatışma için hazırlık yapmamız gerekiyor yani böyle bir atak tek başına bir atak olmaz. İslam ülkeleriyle birleşerek deccaliyetle çatışabiliriz. Tabii bu diplomatik bir çatışma da olur, kültürel çatışma da olur veyahut ekonomik, her türlü çatışma olabilir yani çatışma derken mücadele.
Almanya biraz geri adım attı, Hollanda’nın da belki geri adım atacağını düşünüyor olabilir hükümet. Tabii biz vatandaş olarak bu görüşleri belirtiyoruz, bilmiyoruz onlardaki bilgiler nelerdir, nasıldır. Ama benim gördüğüm bir deccalın atağı var. Deccalla toplu mücadele edilir. Yani İslam ülkelerinin birleşerek Türk devletleriyle birleşerek Rusya’yla birlikte toplu bir atak yapabiliriz. Onun için acele etmesek diye düşünüyorum.
“Allah aşkıyla sevdiğim, çok nurlu ve çok yakışıklım Alanya’da kardeşlerimizle bir araya gelip hikmetli kitaplarından okuduk, imani sohbet ettik” diyor Burcu. Ne şekermiş o, ne tatlıymış, balmış o. Bakayım Alanya’nın güzellerine, aslanlarına. Hay maşaAllah, Allah nurunuzu artırsın, şevkinizi artırsın, İsa Mesih’e, Hz. Mehdi (as)’a hepimizi talebe etsin. İslam’ın hakimiyetini göstersin Cenab-ı Allah. Elinizden yüzünüzden nur akıyor.
Türkiye’nin Rusya’yla bağlantısı İngiliz derin devletini çileden çıkarttı. Türkiye’yi yalnız görüyordu. Ama Türkiye, Rusya ile birleşince yani birlikte hareket edince tabii bunları kudurttu İngiliz derin devletini, onlar da onlara baskı yapıyor tabii bu ülkelere.
Şimdi Hocam’dan yeni konular bekliyoruz buyurun.
KARTAL GÖKTAN: Takvim Yazarı Bekir Hazar, İngiliz derin devletinin yüzsüzlüğüne dikkat çeken bir yazı yazdı. “İngilizler geçmişte binlerce Türk’ü esir kamplarında döve döve zehirli kazanlara sokarak kör ettiler. Hindistan’dan Afrika’ya milyonlarca insanı işkencelerle katlettiler. İkinci Dünya Savaşı’nda kimsesiz on bin çocuk İngiltere’den Avustralya’ya gönderildi ve tamamına yakını cinsel tacize uğradı. Sadece Irak’ta işledikleri cinayetler hakkında bin iki yüz dosya var. İngiliz askerler “zevk için öldürdük” diyorlar. Buna rağmen utanmadan parlamentolarında toplanıp Türkiye’deki darbecilerin haklarını tartışıp hükümete Türkiye’ye sertleşin çağrısı yapıyor. Adamlardaki yüzsüzlüğe bakın” dedi.
ADNAN OKTAR: Evet. Çok manidar.
Evet dinliyorum.
ASLI HANTAL: Bekir Hazar İngiliz parlamentosunda referandum öncesi bir buçuk saatlik bir Türkiye toplantısı yapıldığını, Türkiye Londra’dan yönetiliyormuş gibi kararlar alıp insan hakları ihlalleri konusunda Ankara’ya saldırdıklarını söyledi. AK Parti’ye çağrıda bulundu, “Biz de mecliste bir oturum yapalım, çok sayıda milletvekili İngiltere’nin yaptığı insan hakları ihlallerini gündeme getirsin.” Hükümete “İngiltere’ye karşı tutumunu sertleştir” çağrısı yaptı. “İngiltere’nin sömürgeciliğini parlamento genel kuruluna taşıma kararı alsın” dedi.
ADNAN OKTAR: İngiliz derin devletini. İngilizler kibar insanlardır. İngiliz derin devleti gizli üç yüz yıllık bir yapılanma, şu an dünyayı idare eden güç. Ta Abdülhamit devrinde de kendini göstermiş Osmanlı’yı rahatça yıkabilmiş. Şu anda da Tayyip Hoca’yı kendi gözüne kestirdiler herhalde bir şeyler yapabileceğiz düşüncesindeler. Parlamentoda İngiliz derin devletinin kapalı oturumda konuşulması çok hayati İngiltere’yle alakası yok. Mecliste kapalı oturum istiyoruz. Biz mecliste İngiliz derin devletiyle ilgili brifing verelim yani bu bilgilere biz vakıfız, bu konuda brifing verebilecek bir yapı veyahut herhangi bir kişi ben bilmiyorum, olsa zaten ortaya çıkardı şu ana kadar beklemezdi. Slaytla, filmle kapalı oturumda İngiliz derin devletinin bütün yapısını biz ifşa edelim. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bütün seçkin milletvekillerine kapalı oturum istiyoruz. Hepsi açıkça söylenmiyor açıkça söyleyelim. Çünkü orada gerekli tedbirler alınıyor, oranın servis yapan çaycıları bile ahraz oluyorlar yani konuşma ve duyma yetkisi olmuyor ona dikkat edin çok eski bir gelenektir o. Kapalı oturum istiyoruz, Bekir Hazar’ın dediği güzel ama o açıkça söylüyor öyle olmaz, İngiltere’nin de alakası yok. İngiliz derin devleti ayrıdır, İngilizler ayrıdır. İngiliz devletini işgal etmiş, istila etmiş bir sistemdir İngiliz derin devleti, gizli ve açık, bir kısmı onun farkına varır, bir kısmı farkına varmaz.
Evet dinliyorum.
GÖRKEM ERDOĞAN: Aile Bakanımız’ın yolunun kesildiği Rotterdam Konsolosluğu çevresinde toplanan Türklerin resimleri vardı.
ADNAN OKTAR: Bence olayı eğer mümkünse tırmandırmayalım çünkü bak İngiliz derin devletinin atağı var şu an yani deccaliyetin atağı var. Türkiye’nin tek başına karşı atak yapması stratejik olarak hatalı olur. İslam ülkelerini etrafımıza alalım, Türklük alemini de etrafımıza alalım, Rusya’yla ittifak edip Çin de beraber, Hindistan da beraber karşı atağa geçelim o şekilde makul olur bu tarzda olmaz. Çünkü Avrupa’yı istila etmiş vaziyette İngiliz derin devleti.
ASLI HANTAL: Hollanda’daki Türkiye Konsolosluğu’nun önündeki Türkler Hollanda polisi tarafından coplarla dağıtılıyormuş. Türk vatandaşlar Hollanda Konsolosluğu önünden ayrılmayacakları, nöbet tutacaklarını açıklamışlar.
ADNAN OKTAR: Olur da yani tırmanır gibi geliyor bana olaylar. Saygı duyuyorum fikirlerine ama bence bir hazırlık yapıp ondan sonra diplomatik, siyasi, ekonomik, kültürel atağa geçelim, şu an bence pek müsait değil bana öyle gibi geliyor. Ve kapalı oturum olsun, İngiliz derin devletini dört saat anlatalım milletvekillerine. Sayın şerefli Türk milletvekillerine bütün İngiliz derin devletinin sırlarını anlatalım, MİT mensupları da bulunsun, ordu mensupları da bulunsun anlatalım. Büyük bir felaket deccaliyet işte bu, kastedilen deccal budur, İngiliz derin devletidir. Aydınlar bunun farkına vardı büyük bölümü yüzlerce, üç yüze yakın aydın yazdı ama olayın fevkaladeliği daha tam anlaşılabilmiş değil yani atağı Hollanda yapmıyor şu an, İngiliz derin devleti yapıyor. Hollanda’yı kullanıyor, Almanya’daki atağı da İngiliz derin devleti yaptırdı. Almanya tamamen onların kontrolünde zaten, Almanya savaş kaybetmiş mağlup bir ülkedir, Almanya’nın konumunu anlamıyor, hür bir ülke değildir Almanya, hür bir ülke değil, o anlamda hür değildir. Ordusu falan her şeyi kontrollüdür Almanya’nın, ne yapacağı, ne edeceği her şeyi bellidir kendi kafasına göre hareket edemez. Hollanda, Danimarka, Norveç, İsveç falan hepsi İngiliz derin devletinin etkisi altındadır.
ASLI HANTAL: Türkiye’deki Hollanda temsilcilikleri de giriş çıkışa kapatılmış Adnan Bey.
ADNAN OKTAR: İşte bence yatıştırmak daha iyi olur çünkü o pek onları ilgilendirmez çünkü burada Hollanda vatandaşı çok az var ama bizim orada dört yüz bin vatandaşımız var. Bunun kararını Londra’da aldıkları açık aşikar anlaşılıyor, bir toplantı sonucu alınan karar uygulanıyor şu an.
“İskenderun’dan gelen misafirlerimizle Mersin’de buluştuk sizleri izliyoruz Hocam” diyor. MaşaAllah. Bakayım ben bir aslanlara.
Avrupa’daki dergilerin hemen tamamı İngiliz derin devletinin etkisi altındadır, kontrolü altındadır, hükümetler de öyle. O sarışın bir vatandaş var çıkmış konuşuyor Türklerle ilgili o da öyle, bunların hiçbiri kontrolsüz tipler değil. İngiliz derin devletine sırtını dayamayan adam zaten o mevkiye de pek gelemez, onlar da müsaade etmezler zaten, onun için olaya daha akılcı bakmak lazım.
ASLI HANTAL: MHP lideri Bahçeli de “Hollanda’da oturma eylemi yapın” talimatı verdi.
ADNAN OKTAR: Türklere.
ASLI HANTAL: Evet.
ADNAN OKTAR: O da bir bildiği vardır, ona da saygı duyuyorum fakat benim görüşüm de bu şekilde. Deccal şu an atağa geçmiş durumda, diğer ülkelerde de atağa geçecektir yani kapsamını daha da büyütecektir dünya çapında atağa geçecektir. Türkiye’nin tek başına değil de İslam ülkeleriyle ve Türklük alemiyle birleşerek hareket etmesi gerekiyor, manevi bir hareketle bunun yapılması lazım. En sonunda Allahualem Sancak-ı Şerif’i açtıracaklar benim gördüğüm tabii kanuna hukuka uygun olarak.
Evet dinliyorum.
ASLI HANTAL: Kadın Bakanımızı da koruyacaklarmış. Kadın Bakanımıza Hollanda polisi “Geri gitmezseniz karşılığı çok farklı olur” diye saygın olmayan bir üslup kullanıyor.
ADNAN OKTAR: Bir daha söyle bakayım.
ASLI HANTAL: Kadın Bakanımıza Hollanda polisi “Geri gitmezseniz karşılığı çok farklı olur” diye saygın olmayan bir üslup kullanıyor. Bir de Hollanda bizim konsolosluk çevresinde sokağa çıkma yasağı ilan etmiş Hollanda’da.
ADNAN OKTAR: Bu adamların bakış açısı, felsefesi falan tahminimizin üstünde. İngiliz derin devleti de çok züppe bir yapılanmadır, çakaldır bunlar, ahlaksız ve homoseksüellerden oluşan bir yapı, Rumi felsefeyi savunuyorlar. Allah korkusu yok, Allah sevgisi de yok, Anglosakson ırkının üstünlüğüne inanıyorlar, dolayısıyla deli bir yapılanma. Bu adamlardan nezaket beklemek zor. Dolayısıyla onlar da o etki altındalar benim gördüğüm yani İngiliz derin devletinin etkisi altındalar.
Türkiye’yi NATO’dan çıkartmak istiyorlar asıl amaçları o, çok dikkatli adımlar atmak gerekiyor. Biz abanacağımız vakit bastığımız yeri daha güçlü hale getirmemiz gerekir. Bütün İslam ülkelerini kendi safımızda bir araya getirerek Türklük alemini de, o şekilde hareket edersek çok iyi netice alırız. Tabii ben vatandaş olarak kanaatimi söylüyorum.
Evet dinliyorum.
ASLI HANTAL: Ertuğrul Özkök, Ortadoğu’da yapayalnız olduğumuzu ve burada geçmişte olduğu gibi İngilizlere karşı Kut’ül Amare tarzı bir zafer kazanamayacağımızı iddia etti. Amerika ve Rusya’nın IŞİD’e karşı PYD’yi devreye sokmak, Türkiye’nin Suriye’deki hareket kabiliyetini kısıtlamak ve Irak’la, Suriye’de bir Kürt coğrafyası oluşturmak konusunda hem fikir olduğunu iddia etti. “Bu nedenle bilelim ki Türkiye olarak Ortadoğu’da tıpkı Birinci Dünya Savaşı’ndaki gibi yapayalnızız ve emin olun buradan bir Kut’ül Amare çıkmaz” dedi.
ADNAN OKTAR: Anlatmak istediğini bayağı net anlatmış. Kut’ül Amare İngiliz derin devletine oturtulan Osmanlı tokadıdır. İngiliz derin devletini yenemezsinize getiriyor herhalde yanlış anlamadıysam. Yeneceğiz, o sakin olsun, gazetede yine otursun rahlesinde yazısını yazmaya devam edebilir tabii normal yazılar yazsın bence. İngiliz derin devletinin sistemini onun ayaklarının dibine yatıracağız. Onu takip etsin izlesin, 2017, 2018, 2019 takip etsin dediğimizin doğru olduğunu görecektir.
Deccal yakalanmanın verdiği dehşet içinde şu an yani şu anki kepazeliğin nedeni o, bu kepazeliğini daha da tırmandıracak deccal. Türk hükümeti bilmiyorum olayın ne derece farkında? Deccalle karşı karşıya şu an Türkiye ve kızdırıldı deccal şu an nasırına bastık ve kızdı. Deli kızdırır gibi kızdırıyoruz şu an, kızdırmaya da devam edeceğim.
Şimdi bu kitabın ikinci baskısı devam ediyor. Burada konu çok güzel detaylı anlatılıyor. Bak deccal iyice dikkatlice bir baksın, o kulenin tepesinde bak neler oluyor görüyor o değil mi? O kurdukları Babil Kulesi’ni tepelerine geçireceğiz kanunla hukukla.
Kut’ül Amare’den bunalmış baksana Ertuğrul Özkök. Onu dün konuştuk, dün anlattım, hükümetten de ben rica etmiştim Kut’ül Amare’yi çok gündeme getirin, film hazırlansın, konular hazırlansın, tiyatrosu yapılsın gerekirse, kitap da yazılsın hep gündemde tutalım ve o günü bayram günü olarak kutlayalım dedim Kut’ül Amare’yi. Kut’ül Amare bayram günüdür Türkler için. Mutlaka bayram günü olarak da kutlanması lazım. Yani o resmi bir hüviyet kazansın. Hükümet bu konuda karar alsın.
Sahihi Müslim’de Peygamberimiz (sav) diyor ki; “Deccal, ancak kendisini kızdıran bir şey sebebiyle çıkar. Deccalı insanlar üzerine gönderecek ilk sebep, onu gazaba getirecek bir kızgınlıktır.” Yani demek ki, alnını kaşımak, kızdırmak deccalın ortaya çıkmasını sağlıyor. (Sahihi Müslim/ Hadis numarası: 2932)
Kut’ül Amare’nin filmini de hazırlıyoruz biz. Belgesel olarak hazırlıyoruz. Onu da yayınlayacağız.
Evet dinliyorum.
ASLI HANTAL: Mavi deniz salyangozları resimleri vardı. Çinliler bu canlıya mavi ejderha diyorlar. Mavi salyangoz bütün okyanuslarda ve tropikal denizlerde bulunuyor. En fazla birkaç santim boyunda oluyor bunlar. Yüzemiyor ama oluşturduğu hava kabarcığı sayesinde okyanus yüzeyinde süzülerek yaşayabiliyorlar.
ADNAN OKTAR: Allah Allah, bayağı şeker.
Evet dinliyorum.
GÖRKEM ERDOĞAN: Putin, Türkiye’ye seyahatin Rusların hayatının bir parçası haline geldiğini söyledi. “Bizim için Rusya için, Ruslar için, Türkiye tatili son yıllarda hayatımızın önemli bir parçası haline geldi. Binlerce, milyonlarca Rus, Türkiye'de tatil yaptı ve oradaki ortamı çok güzel ve dost yanlısı buldu. Ben de, henüz Kremlin'de çalışmazken Türkiye'de birkaç kez tatil yaptım. Türkiye'den çok güzel duygularla ve izlenimlerle ayrıldım” dedi.
ADNAN OKTAR: EvvelAllah, Türkiye Rusya kardeştir. Ruslar çok güzel insanlar. Ahlakları da güzel, kendileri de güzel insanlar. Nezih bir karaktere sahipler. Kıymetlerini iyi bilmek lazım. Vefalıdırlar. Sadakatleri güzeldir. Kabadayı bir millettir, delikanlıdırlar Ruslar. Haksızlığa karşı mücadele eden bir ruha sahiptirler. Sanatçı ruhludurlar. Nezakete, temizliğe, kaliteye önem verirler. Onun için Rus kardeşlerimize çok samimi sahip çıkalım.
Evet dinliyorum.
ASLI HANTAL: Güzel ördek resimlerimiz vardı.
ADNAN OKTAR: Hayret bu kadar süslü olmaları. Bunun evrimle ne alakası var? Hayvanın bu renklere ne ihtiyacı var? Niye simetri olsun? Niye bu kadar düzgün, parlak, sanatkarane resimler olsun? Bir yanında ne varsa, öbür tarafında da aynısı var.
Evet dinliyorum.
ASLI HANTAL: AK Parti Konya Milletvekili Mehmet Babaoğlu, referandum çalışmaları kapsamında Beyşehir MHP İlçe Teşkilatı’nı ziyaret etti. Dün gerçekleşen ziyarette MHP ilçe binasının koridoruna sağlı sollu dizilen ülkücü gençler, AK Partili misafirlerini esas duruşa geçip, bozkurt işareti yaparak karşıladı. Aynı tören AKP’li heyet giderken de uygulandı. Bu durum sosyal medyada tartışmalara konu oldu. “Ülkücü gençleri bu duruma sokanlara yazıklar olsun” şeklinde yorumlar yapıldı. Görüntüleri de vardı.
ADNAN OKTAR: Ne konuma girmişler ki? Devlet yetkilisi karşılıyorlar. Devlet terbiyesinin güzel bir yansıması, efendilik yapıyorlar. Misafirlerini kendi inançlarına, kendi örf geleneklerine uygun karşılıyorlar. Ne yapmaları gerekiyordu? Yani çok mantıksız.
Evet dinliyorum.
ASLI HANTAL: Cumhurbaşkanı sisteminin oylanacağı 16 Nisan referandumu öncesi Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Gelin konuşalım” davetine, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yanıt geldi. Sayın Erdoğan “Ana muhalefetin başındaki zat davet yapıyor. Seninle ne konuşacağız? Sen Kandil’in başındakiyle birliktesin. Hayır diyenler, niçin hayır dediklerini izah edemiyorlar” dedi.
ADNAN OKTAR: Tayyip Hocam öyle değil de, hakikaten Kemal Kılıçdaroğlu’nu kazanmaya çalışan bir üslupla hareket etsin. Konuşsunlar, ne olur yani? Gelsin anlatsın, görüşlerini belirtsin. Tayyip Hocam da görüşlerini belirtsin. Yani bu tip bir üslup. Çünkü onlar niye hayır dediklerini zaten anlatıyorlar. Neden hayır dediklerini her yerde anlatıyorlar. Anlatmıyor değiller ki. Karşılıklı konuşmalarında onların tedirgin oldukları hususları belirtmelerinde fayda var. Yine bir düzenleme, bir mantık oturtturulabilir. Yani CHP çok mühim bir parti. Türkiye’de en az yüzde otuz beşlik kesime hitap eden büyük bir parti yani kazanılması çok önemli. Dostça, arkadaşça yaklaşılması gerekir. Türkiye’yi daha mutlu hale getirir o. Daha huzurlu, daha arkadaşça, daha kardeşçe bir ortama Türkiye’nin ihtiyacı var. Çok iyi olur.
Etiket yapalım. Ne yapalım? “Sevgi dostluk kardeşlik” diyelim.
Evet dinliyorum.
ASLI HANTAL: Obama’nın Trump’ın ofisini dinletmesinin ortaya çıkmasından sonra, Amerika’da derin devlet konusu yeniden gündeme geldi. Şubat ayından beri Google aramalarında “derin devlet” kelimeleri zirve yapmış durumda. Kentucky Senatörü Thomas M. McGee -görebiliriz resmini- bu yapının Trump yönetimine karşı Obama yönetimi şeklinde bir yapıdan ibaret olmadığını, derin devletin işi olduğunu iddia etti. “Ortada Rusya ve diğer ülkelerle provokasyon isteyen yani mevcut seçilmiş başkanın yönetimine karşı bir derin devlet var” şeklinde bir açıklama yaptı.
ADNAN OKTAR: İşte o İngiliz derin devleti. Çabuk adını koyup, çabuk harekete geçsinler. Amerika’yı da yöneten İngiliz derin devletidir. Bütün Ortadoğu’yu yöneten de İngiliz derin devletidir. Türkiye’ye güç yetiremeyince, olayları tırmandırmaya başladılar. Bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, gizli oturumda, geniş çaplı bir brifing verilmesi gerekiyor. Eğer gerekirse, çağırılırsak, detaylı bilgi verebiliriz.
Evet dinliyorum.
ASLI HANTAL: Lindsay Lohan, Kadınlar Günü için Instagram’ında, Peygamberimiz (sav)’in kadınlar hakkında söylediği bir sözü paylaştı. “Kadınlar daha zayıf yaratılmamışlardır ama erkeklerden daha cömert yaratılmışlardır. Daha güzel ve daha yumuşak başlıdırlar çünkü güzellik başkasına zarar vermekten nefret eder. Bu yüzden bazıları onları zayıf sanabilir ama aslında zayıf değildirler. Melekler yaratılmışların en güçlüleridir ve kadınlar meleklerin doğasına erkeklerden daha yakındır. Çünkü meleklerin nurunu taşımaya erkeklerden daha hazırdırlar.”
ADNAN OKTAR: Çok çok güzel olmuş, çok güzel ifade. Hanımefendi’yi tebrik ediyorum. O çok efendi, çok şeker bir kız ama tabii kendine çok dikkat etmesi lazım. Çok haset eden, düşmanı da olur. Yalnız hiçbir yerde gezmesin. Dünyada çirkef insanlar çok. Zalimler, kıskanç insanlar çok.
Büşra nasıl şeker, nasıl tatlı, çok yakışmış. Viyana’dan göndermiş.
Üniversite kantinlerinde, üniversite yurtlarında gençler, birçok yerden gençler fotoğraflar göndermişler. Toplu bir arada bizleri izliyorlar. Hepsine selam veriyorum. Kayseri’den göndermişler, Erciyes Üniversitesi. Sakarya Üniversitesi’nden gençler göndermişler. Stuttgart’tan Türk kardeşlerimiz göndermişler, Alman arkadaşları falan da var, birlikte seyrediyorlar.
Minik Adnancı Alperen, resmi var mı sende?
ASLI HANTAL: Görebiliriz.
ADNAN OKTAR: Ağabeyinin kuzusu o. Evet dinliyorum.
ASLI HANTAL: Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu “Türkiye’ye Güneydoğu’da son on sekiz ayda yürütülen askeri operasyonları sırasında yaşanan, insan hakları ihlallerinin soruşturulması” çağrısında bulundu. Raporda, sekiz ay devam eden operasyonlar sırasında, aralarında sekiz yüz güvenlik görevlisinin de bulunduğu iki bine yakın kişinin hayatını kaybettiğini, ciddi insan hakları ihlalleri yaşandığını belirttiler.
ADNAN OKTAR: Onlar işine baksın. Türkiye en merhametli, en şefkatli, en itidalli, en insaflı insanların bulunduğu ülkedir. Türk ordusu, Türk polisi eğer onların tarzında davranmış olsaydı zaten şu ana kadar PKK diye bir şey hiç kalmazdı. Çok özenli ve itinalı davranmalarından kaynaklanıyor. Merhametiyle ünlüdür Türk ordusu. Türkler kadar merhametli bir millet ben duymadım dünyada, varsa söylesinler. Bunu ispat da ediyoruz, gösteriyoruz da.
Bütün bunlar ahir zamanın tırmanan olayları. Söyledik, “sürekli olaylar olacak” dedik. Sakinleşmeyecek, gittikçe katlanarak artarak devam edecek, ta ki olay mecrasını buluncaya kadar. Mehdi (as) zuhur etmeden, İsa Mesih çıkmadan, olayların sakinleşmesi diye bir konu yok. Hiçbir şekilde sakinleşmez. Hiçbir şekilde olaylar durulmaz. Çünkü orada Cenab-ı Allah’ın amacı, Mesih’i indirmek, Mehdi (as)’yi çıkartmak, İslam’ı son kez dünyaya hakim etmek ve kıyameti koparacak artık. İhtiyarladı dünya, bitti. Yaşını doldurdu, miadını. Zor ayakta duruyor dünya. Bak gökyüzü yüzbinlerce milyonlarca göktaşıyla doldu, artık tavan gibi. Sürekli depremlerle dünya can çekişiyor. Bir an önce son nefesini verip, vefat etmek istiyor dünya ki ahiret hazırlanabilsin. Ahirete insanlar sunulabilsin. Zaten olmuş bir şey, fakat daha biz görmedik, bunu göreceğiz. Yoksa Hollanda’da olay oluyor bilmem ne zaten onlar kaderde olan olaylar. Bir baksak ta Kanuni devrinde baksak Hollanda’daki bu olaylar olmuş durumda, Kanuni devrinden baksak. Mesela bir başka şuura göre daha Alman orduları Fransa’ya daha yeni giriyor, bir başka şuura göre. Zaman algısı değişik olan başka bir şuura göre başka türlü.
Bakalım önümüzdeki günlerde neler göreceğiz? Daha peş peşe her gün olaylar olacak. Kimi şöyle kimi böyle değişik olaylar. Her hafta, her ay. Şu an PKK hiçbir eylem yapmıyor, o çok manidar. IŞİD de eylem yapmıyor. O İngiliz derin devletinin talimatıyla olduğu anlaşılıyor. Neden yapmadıklarını önümüzdeki aylarda anlarız, günlerde anlarız. Ama ne yaparlarsa yapsınlar İslam’ın hakimiyetini durduramayacaklar. Mehdi (as)’ın zahir olmasını, İsa Mesih’in zahir olmasını durduramayacaklar. Kıyameti durduramadıkları gibi. Güçleri yetiyorsa bir kıyameti durdursunlar. Durduramazlar. Hiçbir şeye gücü yetmeyen acizler olduklarını asıl kıyamet başlayınca daha iyi anlayacaklar. O şımarıklıkları başlarına geçmiş olacak.
Evet dinliyorum.
GÖRKEM ERDOĞAN: Sayın Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı’nın Hollanda hakkındaki tepkisine destek verdi. “Hem 'demokratım' diyeceksin hem de Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bakanının uçuş iznini iptal edeceksin. Asla bunu doğru bulmuyoruz, yanlış. Yaptırım uygulamak hakkımız” dedi. Ayrıca Almanya başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinin Türk bakanların programlarına izin vermemesinin ardından CHP de tüm yurtdışı programlarını iptal etti.
ADNAN OKTAR: İşte gereken neyse ortak bir kararla uygulamamız gerekiyor ama deccaliyetin azgınlığına karşı Türkiye tek başına ortaya çıkmasın. Toplu ortaya çıksın.
Evet dinliyorum.
ASLI HANTAL: Yeni Akit Gazetesi’nde Hüseyin Öztürk, Türkiye ve Osmanlı düşmanı yerli ve yabancı ağızların Abdülhamit’e hakaret ettiğini söyledi. Ve Abdülhamit’in İslam merkezi medeniyetinin sahibi ve takipçisi olan bir padişah olduğunu söyledi. “Kesin olarak sonu getirildiğine inanılan altı yüz yıllık bir devleti, içteki ihanetçileri, dıştaki düşmanların asla ve imkansız gibi başlayan iddialarına rağmen yönetmiştir” dedi.
ADNAN OKTAR: Yönetti ama Osmanlı’yı paramparça etti. Osmanlı’da ilk defa kerhaneleri kurdurdu, meyhaneleri kurdurdu. 320 milyon litre şarap üretimi yapıldı, 320 milyon litre şarap üretimi Osmanlı topraklarında. On binlerce litre rakı yapıldı. On binlerce litre bira yapıldı. Ve Yıldız Sarayı’na da Kıbrıs dahil dünyanın birçok yerinden şarap çeşitleri getirildi, defter envanterlerinde bunlar görülüyor. Devlet eliyle kumar oynatıldı. Ve Osmanlı topraklarının hemen hemen tamamına yakını darmadağın edildi. Ulu Hakan değil mağdur padişahtır. Perişan edilmiştir İngiliz derin devleti tarafından, ezilmiştir. Veli padişah da değildir. İçki de içiyordu ve koyu Darwinist’ti. Yüzbinlerce Darwinist, materyalist kitabı Osmanlı topraklarının her tarafına yaydırdı ve Osmanlı’da iman çökmesine sebep oldu. İnsanlar Darwinist, materyalist felsefenin etkisi altında kaldılar. Daha hala belini doğrultamıyor o bütün Osmanlı toprakları, daha hala komünist sistem her yerde yaygın. Baascılık o dönemde hortladı, Abdülhamit döneminde başladı yani sosyalist kafa ve bütün İslam alemini sardı. İslam aleminin mahvolmasına vesile oldu. İsteyerek mi yaptı? İsteyerek yapmadı tabii ki. İngiliz derin devletinin baskısıyla yaptı. Tek iyi yaptığı şey; İsrail topraklarında kendi topraklarından geniş yerler verdi, orada insanların barınmasını sağladı. Seksen bin Musevi’yi oraya gönderdi. İsrail devletinin oluşumunda ana rolü üstlenmiş oldu. O konuda Allah razı olsun, o konuda hakikaten hayırlı o insanların ezilmesine engel olan güzel bir faaliyeti oldu. Onun dışındaki faaliyetlerini bana hiç anlatmasınlar. Sonra o şarap üretimi 340 milyon litreye kadar da çıkarıldı. Yani her yerde şarap üretimi vardı, her yerde tütün üretimi. Cayır cayır kendisi de sigara içiyordu, bütün Osmanlı’yı da duman altı etti. Bütün kahvehanelerde her yerde sigara içiliyordu. Bütün gençleri tütüncü yaptı, sigaracı yaptı. Teşvik etti. Bunun takdir edilecek bir yönü yok.
Evet dinliyorum.
GÖRKEM ERDOĞAN: Lale resimlerimiz var.
ADNAN OKTAR: Ne kadar güzel maşaAllah.
ASLI HANTAL: Anavatanı Pamir, Hindikuş ve Tanrı Dağları’dır lalenin. Türkler göçleri esnasında bu bitkinin soğanlarını Anadolu’ya getirmiştir. Kırmızı, sarı ve ara tonlarda renklere sahiptir. 16. Yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman tarafından Hollanda Kralı’na gönderilen laleler ilk başta Hollandalıları ve kısa zaman içerisinde tüm Avrupalıları hayranlık içinde bırakmıştır. Böylece günümüze kadar dünyanın en fazla lale üreten ülkesi Hollanda olmuştur.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah, ne güzel.
Dinliyorum.
ASLI HANTAL: Sayın Kemal Kılıçdaroğlu 16 Nisan referandumu öncesi Cindoruk’u evinde ziyaret ettiğini ve görüşlerini aldığını söyledi. “Kendileri bizim siyasetimizin simge isimlerinden birisidir. Sayın Cindoruk’un görüşleri bizim için çok değerli. Kendisi lütfedip kabul etti, kısa bir görüşme yaptık ve görüşme çok yararlı oldu” dedi.
ADNAN OKTAR: Evet. Cindoruk eski siyaset kurdudur tabii. Çok yamandır.
Şu gelenekçi arkadaşların kadınlar hakkındaki görüşlerini yayınlasana. O çok önemli. Tekrar tekrar yayınlayalım. Dekolteye karşı olanların ne kafada olduğunu insanlar bir görsün.
GÖRKEM ERDOĞAN: Evet görebiliriz.
VTR: Gelenekçi Hocaların Kadınlar Hakkındaki Görüşleri