Her sabah dünyanın her köşesinde yepyeni bir hareketlilik başlar... Sabah uyanan, işe giden, okula yetişmeye çalışan insanlar... Kimi zaman günün büyük bölümünü dışarda geçirenler, ya da uzun saatler trafikte kalanlar... Caddede yürümeye başladığımızda etrafımızda alışveriş yapanlar, yemek yiyenler, koşanlar, spor yapanlar, karşıdan karşıya geçen insanlar ... Kısaca etrafımızda çok canlı ve dinamik bir hayat var. Hepimiz yaşadığımız günün sonunda gözümüzün önünden geçen her şeyi gördüğümüzden emin oluruz. Oysa görmediğimiz çok fazla detay var. Hatta o kadar ki, aslında kendi bedenimizde olanların %99’unun farkında değiliz.
Bir yere dokunduğumuzda sıcaklığını, sertliğini, dokusunu hemen fark ederiz. Bu bilgi parmak uçlarınızdan beyninize sinir hücreleriniz aracılığı ile iletilir. Sinir hücreleri arasında mükemmel bir iletişim vardır. Gelen bir uyarı elektrik enerjisi oluşturur ve dalgalar halinde sinir hücresi içerisinde yayılır. Elektrik yüklü hücre, kendisinden sonraki sinir hücresine, bir bayrak yarışındaymış gibi kimyasal olarak bu uyarıyı iletir. Ve bu iletim, beyindeki ilgili merkeze ulaşana kadar sürer.
Beyinde oluşan bir uyarı, çok hızlı bir şekilde kaslara, iç organlara ya da ilgili merkezlere ulaşır ve biz hareket ederiz, konuşuruz, yemek yeriz, düşünürüz. Vücudumuzda gerçekleşen tüm işlemler onu ağ gibi saran sinir hücrelerinin iletişimi üzerine kuruludur.
Sinir hücrelerinin oluşturduğu ağ adeta akıllı bir yapı gibi hareket eder. Bu ağ, bebek doğduğu andan itibaren çevredeki olaylara, genetik yapıya ve birçok etkiye bağlı olarak oluşmaya devam eder ya da gelişir. Sinir hücrelerinin sahip olduğu bu mucizevi özellikler insanın hafızasının, yeteneklerinin, alışkanlıklarının oluşmasında etkilidir.
Bir sinir hücresi binlerce sinir hücresi ile bağlantı kurabilir. Beyinde yaklaşık 100 trilyon bağlantı bulunur. Böylesine kapsamlı bir ağı, küçücük bir alana sığdırmak ve onun katrilyonlarca bağlantı yapmasını ve bunu saliseler içinde başarmasını sağlamak elbette imkansızdır. Eğer her saniye sinir hücreleri arasındaki bir bağlantıyı saymaya başlasaydık, tamamını saymak 3 milyon yıl sürerdi.
Üstelik bir sinir hücresinin binlerce farklı sinir hücresi ile bağlantı kurabildiği düşünülürse, bu bağlantıların hangi hücreler arasında olduğunu hesaplamak ise imkansız olurdu. Kısaca beynin içindeki bağlantılar, düşünebileceğimizin de çok ötesindedir.
Çünkü hafızada oluşan her anı, sinir hücreleri arasında yeni bir bağlantı kurulmasına neden olur. Bir müzik aleti çalmak, yeni bir dil konuşmak ya da araba kullanmayı öğrenmek, beynin labirentlerini oluşturan ağ yapısını ve şeklini değiştirir. Öğrenilen bilgi tekrar edildikçe de, bu yapı güçlenir ve sinir hücreleri arasındaki iletişim hızlanır ve kolaylaşır.
Sinir hücreleri kendi aralarında konuştukları gibi, başka hücrelerle de konuşurlar. Ve bu konuşmaları yapabilmek için özel kollar uzatırlar. Birbirlerine hiç değmeden, yaklaşık 20 nanometre kadar küçük bir boşluk oluşturacak şekilde birbirlerine yaklaşırlar. Saç telinin kalınlığının 75.000 nanometre olduğu düşünülürse, 20 nanometrenin ne kadar küçük bir mesafe olduğu anlaşılacaktır.
Beynin iletişim yolları bilim adamları açısından gizemini hala koruyor. Süper bilgisayarlar yardımı ile ve matematiksel modellemelerle bu bağlantıları çözmeye çalışan bilim adamları 2009 yılında connectom projesini başlattılar. Devam eden ve Harvard, Minesota ve Oksford gibi Üniversitelerin dahil olduğu proje ile Alzheimer, Epilepsi gibi hastalıkların tedavisi için yöntemler geliştirilmesi hedefleniyor.
Sinir hücrelerinin her birinin sahip olduğu özellikler ve iletişimlerindeki denge dikkate alındığında, böyle bir yapının kendiliğinden zaman içinde tesadüfler zinciri ile oluştuğunu iddia etmek mümkün değildir. Ayrıca 1.5 kiloluk bir et parçasının bütün bu harika işlemleri yapamayacağı da açıktır. Sinir ağlarına bu özellikleri veren, beyni bu kadar mükemmel yaratan, durmaksızın çalışan atomları, proteinleri ve molekülleri hizmetimize veren, yüceltilmeye ve övülmeye layık olan Allah'tır.
Şu halde hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve alemlerin Rabbi Allah'ındır. Göklerde ve yerde büyüklük O'nundur. O, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.(Casiye Suresi, 37-37)