OKTAR BABUNA: İyi akşamlar sayın izleyicilerimiz. Yayınımıza çok değerli bir konuğumuzla devam ediyoruz. İngiltere’den Sayın Graham Hancock bizimle. İngiliz antik kayıplar ve medeniyetler yazarı. Kendisinin kitapları uluslararası çapta en çok satanlar listesinde yer alıyor. Ve kendisinin eski medeniyetlerle ilgili yorumuna, önde gelen televizyon kanallarındaki belgesellerde sık sık yer veriliyor. Sayın Hancock’un kitapları 30 dile tercüme edilmiş ve dünya çapında 5 milyondan fazla satılmış. Bunlar arasında İşaret ve Mühür, Kayıp Ahit Sandığının arayışı isimli kitabı da yer alıyor. Kendisi Şanlı Urfa Göbeklitepe’de arkeolojik incelemelerde bulunmak üzere Türkiye’de.
Hoş geldiniz Mr. Hancock. Buyurun Hocam.
ADNAN OKTAR: Şeref verdiniz, onur verdiniz, çok memnun oldum ziyaretinizden. İnşaAllah, sizden güzel faydalı bilgiler elde edeceğimizi umuyorum.
GRAHAM HANCOCK: Umarım. Ben de elimden geleni yapacağım.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah. Önce nasılsınız onu bir sorayım, sağlığınız, sıhhatiniz bu kadar yorgunluk oldu, birçok yerlere gittiniz geldiniz.
GRAHAM HANCOCK: Üç haftadır Türkiye’de bulunuyoruz. Ben de burada bulunmaktan çok memnunum. Asıl ana odaklandığımız nokta, Göbeklitepe denilen yerde yaptığımız araştırmalar. Bence burası dünyanın en önemli arkeolojik araştırma merkezi. Burada dünya tarihi yeniden yazılıyor. Bu bizim iççin çok büyük bir tecrübe oluyor.
ADNAN OKTAR: Neler dikkatinizi çekti Göbeklitepe’de? İlginç olan neler vardı?
GRAHAM HANCOCK: Evet, bizde insan tarihinin yok olan kısmıyla ilgileniyoruz. Yani bu arkeolojik tanılar bakalım bize insanlık tarihini söyleyebilecek mi diye. Kaybolan medeniyetleri araştırıyoruz. Arkeoloji bize 5000-6000 yıl bir tarih biçiyordu, fakat burada gittiğimiz yerde Göbeklitepe’de 12000 yıllık bir tarihle karşılaştık. Bu 7000 yıl söylediklerinden daha eski. Çok ince elişi var, halbuki bize taş devri var diyorlardı. Ama orada çok ince elişi olduğunu, bir sanat, medeniyet olduğunu görüyoruz. BU, en eski medeniyetlerden, Sümerlerden bile binlerce yıl daha eski.
ADNAN OKTAR: Demek ki taş devri hikaye. Doğru mu?
GRAHAM HANCOCK: Evet, doğru hakikaten öyle olduğu gözüküyor. Bir kere 12000 yıllık bir tarihle karşılaşıyoruz. Bu tabii dünden bir günde gelişmiş olamaz bu tarih. Onun da binlerce yıllık bir hazırlık dönemi olması gerekir. Bütün fikirlerimizi gözden geçirmemiz lazım. İnsan tarihi çok daha eskilere gidiyor.
Bunun öncesi tarihi var. Ben bundan dolayı çok şaşırmış durumdayım. En eski, dediklerinden çok daha eski. Burası aynı zamanda tarımın başladığı bir yer. Yani hem mimari var, hem tarım var. O zaman sıfır zemin kabul edilebilir bu anlamda. Ama bundan öncesi de var, bunu da merak ediyoruz, önceki tarihini de merak ediyoruz. Hiç insanların yapmadığı şeylerle karşılaştık orada, yani bilinmeyen.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah.
Hz. Süleyman (a.s)’ın sandığını arayalım birlikte.
GRAHAM HANCOCK: Evet, kesinlikle bu benim zaten bir arayışım. Ben bundan eski bir kitabımda bahşetmiştim. İşaret ve Mühür isimli kitabımda 1992 yılında. Benim de arayışım bu yönde. Ahit Sandığı çok önemli, kitabın da çok önemli kısmını oluşturuyor. Bence Etiyopya’da izleri olabilir. Çünkü orada çok önemli bir gelenek, Ahit Sandığıyla ilgili önemli bir gelenek var.
ADNAN OKTAR: Ama Peygamberimiz (s.a.v)’in hadisinde Taberiye Gölü’nün dibinde olduğu söyleniyor.
GRAHAM HANCOCK: Evet, çok ilginç bir nokta. Bugün dünyadaki zulümle de ilgili. Üç İbrahimî dinlerde de Musevilik, Hıristiyanlık ve İslam’da çok önem veriliyor Hz. Musa (a.s)’ın Ahit Sandığına. Şiiler de önem veriyor, Müslümanlar da önem veriyor. Müslüman inanışında zaten Hz. Mehdi (a.s)’ın bulacağı ve ahir zamanda tekrardan dünyaya, ortaya çıkartacağı biliniyor, inanılıyor. Bu dönemde de bir savaş olacağını ve bu savaşın da son savaş olacağına, özellikle de Museviler buna inanıyorlar. Hz. Süleyman (a.s)’ın üçüncü defa tapınağı yapılacak. Hıristiyanlar da onun için onun dönüşü son derece önemli. Kıyamet için bir işaret kabul ediyor onlar da, vahiy kaynaklı kitaplarda. En eski 3000 yıllık Hz. Süleyman tapınağında saklanmış fakat daha sonra kaybolmuştu. Benim de görüşüme göre Etiyopya’da böyle bir gelenek var. Etiyopya önemli bir yer. Allah orada saklanmasını istemişti, 2500 yıldır.
ADNAN OKTAR: Olabilir, orada da arayacağız. Antakya’da da olduğu söyleniyor.
GRAHAM HANCOCK: Belki de aramamamız gerekir, çünkü üç dine göre kıyametin alameti olduğuna göre, o yönden de aramamamız mı gerekir acaba?
ADNAN OKTAR: Mutlaka bulacağız. Yani tapınağı da yapacağız.
GRAHAM HANCOCK: Savaşın bir alameti değil, barışın alameti olsun.
ADNAN OKTAR: Tabii ki öyle olacak. Tapınağı yeniden yapacağız, inşaAllah. Hz. Süleyman (a.s)’ın mescidini yapacağız. Hz. Süleyman (a.s)’ın sarayını da yeniden yapacağız. Bir tek mescidini değil sarayını da yapacağız, aynısını. Ve Kutsal Sandığı da bulacağız. Kutsal Sandığın içindeki kutsal emanetleri de bulacağız. O devirden kalma biliyorsunuz küçük ölçek içersinde manna var onu bulacağız. Hz. Musa (a.s)’ın gömleği, asası, o, Hz. Musa (a.s)’ın tabletlerinden bir parça ve birçok kutsal emanet. Burada uzun uzun anlatılıyor. Vakit de geldi, inşaAllah bulacağız.
GRAHAM HANCOCK: Umarım bulunduğunda insanlık hikmetle, sevgiyle, akılla onu ayrılma sebebi olarak değil, bütünleşme sebebi olarak görür.
ADNAN OKTAR: Tabii ki, bu büyük bir iman hareketi olacak, insanlar Allah’a hayran olacaklar, Allah’ın dediklerinin doğru olduğunu görecekler, Kutsal kitaplarda anlatılanların doğru olduğunu görecekler, herkes Allah’a aşık olacak. Kutsal Sandığın bulunuşuyla, dünyada iman etmeyen hiç kimse kalmayacak. Herkes o sevincin, o hayretin içerisinde olacak çünkü içinde kutsal emanetler de bulunacak. Allah’ın her dediğinin doğru olduğunu görünce, insanlar savaşmaz barışır, birbirlerine sarılır dost ve arkadaş olurlar. Bunlar olacak, inşaAllah.
GRAHAM HANCOCK: Bu İlahi bir umut. Samimi olarak istenmesi gereken bir temenni.
ADNAN OKTAR: Mescidin yapılması bir sevinç kaynağı olacak, Hz. Süleyman (a.s)’ın sarayının yapılması, bir sevinç kaynağı olacak ve bu kadar çok kutsal emanetin bulunması, ayrı bir sevinç kaynağı olacak. Yalnız bunların hepsi, Hz. Mehdi (a.s)’a Cenab-ı Allah bir nimet olarak verecek, Allah tarafından. Yani Hz. Mehdi (a.s)’ın yapacağı bir şeydir bu. Yani Moşiyah’ın, Mesih’in, yani Şiloh’un. Tevrat’ta Moşiyah diye geçer, bizim kaynaklarımızda da Hz. Mehdi (a.s) olarak geçen insan tarafından bulunacaktır bu kutsal hazineler inancımıza göre.
GRAHAM HANCOCK: Bu bulacak kişi şu anda hayatta mı, dünyada mı?
ADNAN OKTAR: Bence hayatta. Hz. İsa Mesih (a.s) da hayatta. Hz. Mehdi (a.s)- Moşiyah da hayatta. Vakit bitti, dünyanın sonundayız artık.
GRAHAM HANCOCK: Size göre dünyanın sonuna yakın mıyız?
ADNAN OKTAR: Tabii, 2120 gibi kıyametin kopacağı hadislerde, Said Nursi’nin açıklamalarında ifade ediliyor. 2120 yılında.
GRAHAM HANCOCK: Peki bundan sonra nasıl bir gelecek olacak, mesela çocuklar için veya diğer kişiler için?
ADNAN OKTAR: Dünya kardeş olacak bu yüzyılda. Bütün dünyada savaşlar duracak, kavgalar duracak, barış, sevgi, muhabbet, dostluk, kültür, iyilik dünyaya hakim olacak, müthiş bir medeniyet patlaması olacak, mimaride, sanatta, estetikte müthiş gelişmeler olacak, demokrasi tam anlamıyla dünyaya hakim olacak, fikir ve özgürlük tam anlamıyla hakim olacak, kadınlar ön plana çıkacak, kadın hakları hat safhada olacak, kadınlar özgür ve mutlu yaşayacaklar, çocuklar özgür ve mutlu yaşayacaklar. İlk defa bu yüzyılda olacak bu ve son kere oluyor. Sonra ciddi bir bozulma başlıyor, çok ciddi bir bozulma başlayacak, sonunda 2120 gibi de kıyamet kopacak. Bu kaynaklar, hepsi Peygamberimiz (s.a.v)’in hadislerinde de var, Tevrat’ta var, Zohar’da var, İncil’de de aynı şekilde buna işaret edildiğini görüyoruz.
GRAHAM HANCOCK: Bunu ben şöyle anlıyorum; dünyada önce çok büyük bir uyum meydana gelecek, sevgi hakim olacak, barış hakim olacak, ondan sonra da bir bozulma mı?
ADNAN OKTAR: Evet, ondan sonra bir bozulma ve ondan sonra kıyamet kopuyor, inşaAllah. Son vakitteyiz, inşaAllah.
MaşaAllah, bilen bir insan aslında, benden daha iyi bilen bir insan ama yine de soruyor. Yani bu konularda derin araştırmaları olan, incelemesi olan, maneviyatı olan bir insan, maşaAllah. Bu konular geniş. Bunu o zaman bir özel sohbette yapalım biz, yayınımızı kısaca sohbetimizi bitirelim, detaylara girelim, kaynaklar gösterelim, genişçe sohbet edelim.
Peki bugünlük bu kadar olsun, inşaAllah.
GRAHAM HANCOCK: Allah’ın bize bu nasip ettiği bu dünyada, güzel sevgi içinde, barış içinde hep birlikte yaşayalım. Sizinle de daha uzun bir görüşme yaparak, tekrar bu konuyu gözden geçirelim.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah. Peki bitirelim, devam edelim, inşaAllah.