Hergün düzenli olarak yapılması farz olan, vakitleri belli ibadetler vardır. Ancak bu ibadetleri sürekli olarak yerine getiriyor olmak müminlerde hiçbir zaman için düşünülmeden sadece alışkanlıkla yerine getirilen uygulamalara dönüşmez. Çünkü bu ibadeti Allah için yaptığını bilmek mümine her seferinde yeni bir heyecan ve yeni bir şevk verir. Namaz da, bu şekilde sürekli olarak uygulanan ibadetlerden bir tanesidir. Kuran'da, müminlerin namazlarında huşu içinde oldukları bildirilmiştir:
“Müminler gerçekten felah bulmuştur. Onlar namazlarında hûşû içinde olanlardır.” (Müminun Suresi, 1-2)
Huşu, Allah'a karşı duyulan "saygı dolu bir korku" anlamına gelir. İnsanın namazda içerisinde bulunması gereken ruh hali de budur.
Bilinçsizce, samimiyetle Allah'a yönelmeden yapılan ibadetlerin, süresi ve zorluğu ne olursa olsun, Allah Katında herhangi bir değeri olmayabilir. (En doğrusunu Allah bilir.) İnsanın yaptığı ibadet onun Allah'a olan yakınlığını, takvasını artırıyor, tefekkür ve maneviyatını geliştiriyor, ahlakını güzelleştiriyor ve bu kişiyi kötülüklerden alıkoyuyorsa o zaman bu ibadetten Allah'ın hoşnut olması umulabilir.
Yalnızca ahiret yurdunu arayan, dünyanın gerçek anlamını kavramış samimi bir mümin, sonsuz azaptan kurtulmak ve cennette daha üstün derecelere ulaşabilmek için yaptığı her işi sonsuz hayatına etki edecek birer vesile olarak görür. Ve Allah’a yakınlaşmak için gücünün yettiği kadar çaba gösterir. Bunun sonucu olarak da ayette belirtildiği gibi, Rabbimiz’in kendisine müjdelediği nimetlere kavuşur. http://www.kuranvedin.com/