Münafık Allah'ı anmaktan ve Allah'ın anıldığı bir ortamda olmaktan çok rahatsız olduğu gibi, Allah yolunda bir hizmette bulunmaktan da 'büyük sıkıntı' duyar. İnanmadığı halde Allah'ın dinine bir katkıda bulunmak durumunda olması, ona şiddetli bir azap verir. Bu nedenle İslam'a faydalı, az da olsa herhangi bir şey yapmaktan özenle kaçınır.
Ancak tüm Müslümanların gece gündüz Allah yolunda hizmet ettiği bir toplulukta, elbette ki münafık dikkat çekmemek için zaman zaman bazı konularda bir şeyler yapıyor gibi görünmeye çalışır. Örneğin bazen Allah'la, dinle ilgili bir yazı yazmak, Allah'ın gücünü, kudretini, yüce vasıflarını dile getiren bir anlatımda bulunmak, böyle bir yazıyı ya da konuşmayı kendisine ait sosyal medya sayfalarında paylaşmak durumunda kalabilir. Ancak bu onun için çok büyük bir ızdırap vesilesidir. Çünkü hem çevresindeki insanlara 'Kuran'a tabi olmuş, dindar bir insan gibi görünmüş olacak' hem de bu yazı veya konuşma insanların kalbinde dine yönelik olumlu bir etki oluşturacaktır. İşte münafık asla böyle bir hayra vesile olmak istemez. Zira onun amacı 'insanları dine çağırmak değil, tam tersine dinden uzaklaştırmak'tır. Kendi şeytani felsefesine öldürücü bir darbe yapacak Kurani bir çalışmayı, kendi eliyle hazırlaması, münafık için adeta ölüm gibidir. İşte bu yüzden de eğer bir çalışma yapmaya mecbur kalırsa, bunun içine mutlaka 'münafıkane unsurlar' katar. Örneğin Allah'tan, dinden bahseden bir yazı yazması gerekse, yazının içine 'fitne unsurları' yerleştirir. Böylece yazı Allah aşkıyla, Kuran ahlakıyla yazılmış bir yazıdan çok farklı olur. Satır aralarına sinsice, 'insanları Allah'tan uzaklaştırmaya, akıllarında din ve Müslümanlar hakkında soru işaretleri oluşturmaya, -Allah'ı tenzih ederiz- Allah'ın adaleti, aklı ve yaratması ile ilgili konularda şüphe ve vesvese vermeye, sapkın ideolojileri meşru göstermeye çalışan' ifadeler katar. İnsanların 'bilinçaltlarına şüphe düşürmeyi amaçlayan, dinin sıcaklığını hiçbir şekilde yansıtmayan', son derece soğuk ve teknik bir dil kullanır.
Münafığın kullandığı her bir şeytani unsur, aynı zamanda da onun 'küfürdeki dostlarına verdiği ince birer mesaj'dır. Onlara, Müslüman gibi görünse de, gerçekte iman etmediğini, Müslümanlarla aynı inancı ve aynı görüşleri paylaşmadığını ve 'dine değil küfre hizmet amacında olduğunu' tam istediği şekilde, açık bir dille anlatmış olur. Bir münafığın İslam adına yazdığını iddia ettiği bir yazıyı okuyan kişi, aslında onun İslam'a ne kadar uzak ve dinin tam karşısında biri olduğunu açıkça görür.
Ancak tüm oyunlarında olduğu gibi, münafık yaptığı bu eylemle de başarılı olamaz. Çünkü Müslümanlar zaten samimi iman eden insanlar oldukları için, münafığın bu sinsi çabasından hiçbir şekilde etkilenmezler. İnkar edenler ise, zaten münafıkla aynı mantıkta oldukları için, münafığın bu şeytani anlatımları onları da ilgilendirmez. Münafığın bu oyunlarla tek elde edebildiği, 'kendisine küfürden samimiyetsiz dostlar bulması' olur. Münafığı geçici olarak menfaatleri doğrultusunda kullanmak isteyen inkarcılar, münafığın tüm bunlarla verdiği mesajı alır ve o doğrultuda münafık ile işbirliği yapabilmek için harekete geçerler. Ancak bu da Allah'ın izniyle, çok kısa sürecek bir çıkar birlikteliğinden ibarettir. Küfürdeki yandaşları münafığı istedikleri gibi çıkarları için kullandıktan sonra, ona yüz çevirecek ve onu karanlık şeytani dünyasında yine tek başına bırakacaklardır. Münafık dünyada olduğu gibi ahirette de bu yalnızlığı tadacak; Allah'ın huzuruna hesap vermeye hiçbir dostu olmadan yapayalnız çıkacaktır. Sonunda ise yaptığı tüm hainliklerin karşılığını sonsuza kadar cehennemde tadacağı acı bir azap ile alacaktır.