İnsanlar neden bu kadar pasif? (İzleyici sorusu)

Sayın Adnan Oktar’ın 07 Aralık 2017 tarihli A9 TV röportajından


VTR: Ezgi Canarer, Erzurum. İnsanlar neden bu kadar pasif?

ADNAN OKTAR: Çok güzel insan, maşaAllah, bayağı güzel. Pasiften kasıt yani ilgisiz alakasız anlamında diyor değil mi? Yani hani içine kapalı kendi derdinde. Doğru söylüyor ama işte, o deccalın büyüsünden kasıt bu işte. Bediüzzaman diyor “Hipnotizma ve manyetizmanın nevinden müthiş harikalara mazhar olan deccal ise suri hükümetini bir nevi rububiyet tasavvur ederek ilahlığını ilan eder” diyor. “Bir sineğe mağlup olan” diyor “zavallı bir insanın ilahlık iddia etmesi ne kadar ahmakça ve maskaraca olduğu herkesçe malumdur” diyor. Onun için deccaliyetin atağı şiddetli tabii. İnsanların üstünde de ağır bir büyü var, ağır bir etki yapıyor. Bir manyetik alan oluşturuyor nasıl yapıyor bilmiyorum. Şeytanın etkisiyle, insanlar lakayt, içine kapalı, az düşünen ve böyle ne derler? Apati halindeler yani garip bir durumdalar.

“Allah’ı inkar eden o akımın fertleri” diyor deccaliyet için Bediüzzaman “birer küçük nemrut hükmünde” yani enaniyetli, azgın, kendini büyük gören, böyle çirkef, azametli, züppe bir karakterle diyor “küçük nemrut hükmünde nefislerine ilahlık verirler.” Kendini büyütür, halbuki etten kemikten yağdan bir şey ölüp-gidecek, değil mi? Ve onun görüntüsü üstelik. “Fakat kendini büyütür” diyor. “Onların başına geçen en büyükleri” bak büyükleri var bir de en büyükleri “hipnoz ispiritzma tarzındaki olaylarla dehşetli harikalara sahip olan deccal.” Harikalara sahip demiyor bak “dehşetli harikalara” bu, dünya çapında bir şey demektir. “Dehşetli harikalara sahip olan deccal ise daha ileri gidip zor ve baskıya dayalı zahiri aslı olmayan hakimiyetini bir nevi haşa Rab gibi (Allah gibi) düşünüp ilahlığını ilan eder.” Yani “ben Allah’ım” diyor. Şu an deccal bunu söylüyor zaten. (Mektubat, sayfa 55) Ve şu an dünyadaki bu içe kapalılığın nedeni de bu. Bu telkini yaparken tabii Darwinizm’i kullanıyor, materyalizmi kullanıyor, gelenekçi Ortodoks sistemi kullanıyor onunla o telkinle insanların beyni uyuşuyor. “Sihir ve manyetizma” bak “sihir ve manyetizma ve ispiritzma gibi istidraci harikalarıyla” yani keramet karşıtı olan harikalar, kafirlerde olan harikalara istidrac denir. “…harikalarıyla kendini muhafaza eden ve herkesi” bak dikkat edin herkesi istisnasız “herkesi teshir eden, büyüleyip etkisi altına alan o dehşetli deccalı öldürebilecek, mesleğini değiştirecek ancak harika ve mucizatlı” bak harika ve mucizatlı, mucizeler gösteren “ve umumun makbulü olan” bak umumun makbulü, kimlerin? Hristiyanların, Musevilerin herkesin “umumun makbulü olan bir zat olabilir ki o zat en ziyade alakadar ve ekser insanların peygamberi olan” yani hem Hristiyanların hem Musevilerin peygamberi olan “Hz. İsa (as)’dır.” Nerede geçiyor? Şualar, sayfa 506-507.

Bediüzzaman “Hz. İsa Mesih (as) geldiği vakit kendisi İsa Mesih olduğunu bilmez” diyor ilk geldiğinde. Çünkü Aramice konuşan bir insan, geçmişini de hatırlamıyor yani ne olduğunu bilmiyor kendisinin bilmez. Hz. Mehdi (as) için sorduğunda “Mehdi de bidayeten kendisi dahi kendisinin Mehdi olduğunu bilmez” diyor Hz. Mehdi (as). Görüyor musun imtihanı? Allah’ın hikmeti. Hayret mesela deccal da bilmiyor deccal olduğunu “deccal da bidayeten kendisinin deccal olduğunu bilmez” diyor. Diyor ki bak “çünkü demiştik, bu dünya tecrübe meydanıdır, akla kapı açılır fakat ihtiyarı elinden alınmaz” diyor. “Öyleyse ahir zamanda gözle görülecek bedahet derecesinde oluşacak alametler kapalı ve tevilli oluyor” diyor. “Ancak vukuundan sonra ilimde rasih olanlar” rusuh sahibi olanlar “Allahualem ve bilsevap vel ilmi indAllah diyerek bu gizli hakikatleri izhar ederler” diyor, açıklarlar diyor Bediüzzaman. Bediüzzaman’ın ifadesiyle bu şekilde. Biz de ilimde rusuh sahibi değiliz ama dilimiz döndüğü kadar açıklıyoruz anlatıyoruz. “Tahakkukundan sonra” diyor bak “ilimde rasih olanlar açıklarlar” diyor. Biz cüret gösterip açıklıyoruz. Ama Hz. Mehdi (as) çıktığında tam açıklayacaktır izah edecektir.