Her insanın Allah’a bağlılığı kendisine özgü müdür?

Sayın Adnan Oktar’ın A9TV’deki 10 Şubat 2018 tarihli canlı yayınından.

 


VTR: Her insanın Allah’a bağlılığı kendisine özgü müdür?

ADNAN OKTAR: Evet, yakışıklım öyle görünüyor. Etrafa baktığımızda çünkü bazılarını hiç ilgilendirmiyor ben ona şaşıyorum. Ama genelde insanlar Allah’a pek önem vermiyorlar o şaşırtıcı. Museviler çok önem veriyorlar Allah’a, onlar hakikaten o yönde üstünler benim gördüğüm çok dindarlar. Sabahtan akşama kadar Allah’ı düşünüyorlar. Yeraltı mağaralarında ayakta Tevrat okuyorlar böyle sürekli sallanarak. Ağlayarak dua ediyorlar. Museviler çok dindarlar. Müslümanlardan dindarlar tarikatlarda oluyor bazen. Nakşibendi, Kadiri tarikatlarında ben görüyorum. Nurcularda bazen var dindar kişilere rastlıyorum ama nadir çünkü hayatı kaymış tipler bir kısmı. Süleymancılar dindarlar benim gördüğüm. Hep böyle Kuran kursunda Kuran öğretmek, bayağı gayretli çalışkanlar kendilerini çok adamışlar Allah’a. Ama birçok insan da dindar değil benim gördüğüm hiç alakaları yok.

Dindarlık değişiyor. Ben mesela bazı Katolikler gördüm çok koyu dindarlardı hakikaten. Buraya gelmişler, koskoca adamlar 60-65 yaşında adamlar işi-gücü var bırakmış buraya tebliğ yapmaya gelmişler. Mesela benim yanıma geldiklerinde bile işaret bekliyorlardı bir şeyi yapacakları vakit. Allah’tan işaret bekleyerek hareket ediyorlar. Yine Museviler gelmişti bizim eve, onlara yenidünya kayısı falan sunmuştuk, her birinin ayrı duası var çok koyu dindarlar yani gerçekten dindar Museviler. Zaten yüzlerinden belli oluyor onların, görünümlerinden, yüz ifadelerinden. Yüzleri çok temiz nurlu oluyor yüzleri, çok çok temiz yüzleri ve masum oluyorlar. Çok çekingen, mazlumlar, çok derin düşündükleri anlaşılıyor. Özellikle yüksek dereceli üstat hahamların hakikaten metafizik bir bilgiye sahip oldukları yüzlerinden anlaşılıyor. Normal olmuyorlar yani halk gibi değiller. Ve gece-gündüz Allah’ı düşündükleri anlaşılıyor. Ama pek olmuyor o kişiler çok nadir olur. Ayette geçer “Rabbaniler ve yüksek dereceli hahamlar” diyor Allah ayette “onlara sorabilirsiniz” diyor.

Ne hikmettir insanların Allah’la pek alakaları olmuyor. Ama muhtemelen ölüler öyle kitlevi olarak insanlara gösteriliyor olabilir onlar. Protestanların bir kısmı çok dindar oluyorlar. Şeyh Nazım Hocam mesela çok dindardı. Onun gördüm ben dindar olduğunu. Mahmut Efendi çok dindardır. Pek Nakşibendi şeyhi de kalmadı yani dünyada. Bilmiyorum belki orada burada kenarda köşede kalmış şeyh efendiler olabilir. Erbakan çok dindardı bayağı dindardı. “Kardeşim, sen nasıl Allah’ın hükmünü terk edersin?” diyor bayağı şaşırıyordu çok şekerdi o, maşaAllah. “Cenab-ı Allah’ın hükmü açık” diyor, siyasetçilere açıkça söylüyordu. Zübeyr Gündüzalp onu çok beğeniyor Bediüzzaman, Allahualem o çok dindar anladığım kadarıyla. Zaten Hz. Mehdi (as)’ı bekliyor o. Mesela Süleyman Hilmi Tunahan o çok dindar, açıkça belli oluyor yüzünden ve hayatından, çok koyu dindar. Bir hal ehli olduğu, bayağı sır biliyordur o. Mormonlar çok dindarlar bayağı dindarlar. Budistler de dindar ama yazık onlara, o enerjiyi çok acayip yere sarf ediyorlar. Biraz Kuran öğrenseler Kuran’la birleştirseler Budizm’i olur. Kuran’a, Kuran’daki ana kaidelere uyduktan sonra sabır, sevgi Kuran’la çelişmeyen bütün Budist hükümlerini uygulayabilirler bir mahsuru yok. Ama dindar o kadar çok olmuyor dünyada benim gördüğüm. Hatta dindarlık çok azalmış bazı yerlerde öyle görülüyor. Saadet Partisi çok dindardı eskiden daha dindardı, daha dine karşı coşkuluydu. Yeniden olabilir fakat ev sohbetlerine gelmiyorlar. Ev sohbetlerine yeniden başlamaları lazım otuz kere söyledim. Böyle zenginler var evleri güzel geniş ferah. Halktan insan mesela ayakkabısını çıkarıp geliyor oturuyorlar falan güzel ev sohbetleri olurdu orada. O silsile olarak gelişirdi, herkese çok faydası olurdu. Onu yine tavsiye etmek lazım ev sohbetlerini. AK Parti’nin içinde kabadayılar iyi, kabadayısı çok AK Parti’nin o yönden iyi, dindarlar da yani. Dağılmış partilerin içine belli olmuyor nerede çıkacağı belli değil dindarın. Tayyip Hocam çok dindar bayağı dindar. Ama onu Erbakan Hocam yetiştirdiği için sağlam yetişti o, çok iyi yetişti. Dizinin dibinde yetiştirdi onu Erbakan Hocam, aynı onun bir kopyası gibi oldu. Ama böyle zeki, derin düşünen dindar nadir oluyor. Bir kısmı saftirik oluyor o çok kötü. Dindar ama saftirik kafa pek çalışmıyor. Namaz niyaz hepsi var ama derin düşünemiyor. Nakşibendi ve Kadirilerde böyle yol almış olanlar derin oluyorlar daha iyi oluyorlar. Ama onlar da nadirdir dersli olanlar var özel ders alıyorlar, onlarda oluyor. Ama herhangi bir Nakşibendi, herhangi bir Kadiri’de bu pek olmuyor. Bir kulüp gibi, dernek gibi kabul ediyorlar bir kısmı.

Muhsin Yazıcıoğlu rahmetli o çok dindardı bayağı dindar, hem derin düşünüyordu o, çok efendi, çok mazlumdu. O yaşasa bir taneydi o dehşetti. Mesela onu bir partinin başına getirsen dehşet yani. Çok adil, çok aklı başındaydı. Tayyip Hocam da bak ne yaparsan yap onu kötü bir çizgiye çekemezsin. Vicdansızlığa çekemezsin onu. O vicdanı ne diyorsa onun peşinde gider, Allah’ın kontrolünde olduğunu düşünür. Onun için bazı çakallar it gibi ürüyorlar ama Tayyip Hoca hiç onları kaale almaz. Helale harama Kuran’a göre hareket eder o. Allah ne diyor, vicdanı ne diyor o.

Recai Kutan da çok dindardır. Meclis Başkanı da o da çok hal ehlidir, çok dindardır o. Onlar hep efendi Osmanlı terbiyesi almış insanlar sayıları az değerleri iyi. Ama hayret, Allah onları hep önemli yerlere getiriyor. Hiç gözden kaçmıyorlar. Normalde gözden kaçabilir. Halbuki onların bir hırsı falan da olmuyor “bizi şuraya getirin buraya getirin” falan demiyorlar ama gidip onları buluyorlar Allah’ın hikmeti. Mesela Hocamız’ın öyle bir talebi yoktu, onu özel gidip bulup getirdiler. Hatta çekiniyorlardı bile yani böyle, öyle şeyleri yok. İsmail Kahraman Hocamız, o çok çok efendi çok terbiyelidir tam Osmanlı’dır. Ama kalmadı işte öyle insan, öyle insan yetiştirmek lazım çok önemli, sayısı çok az. Öyle insan bir daha o kadar zor ki. Erbakan Hocamız’ın ekolü. Ehemmiyet vermiyorlar, kardeşim yetişmiyor yeni genç işte yok. Özel yetiştirilmeleri lazım. Tasavvuf terbiyesi alması gerekiyor. Çok vahim olmaması, az olması vahim.