Bir sivrisineğin sıvıyı çok çabuk emebilmesi hayati bir öneme sahiptir. Bunun için de sivrisineğin emme sistemi, kanın yapısı ile % 100 uyumlu olmalıdır.
Kanın akışkanlığı, çoğu sıvıdan farklı olarak içinde aktığı tüpün çapına bağlı olarak değişir. Büyük çaplı tüplerde alyuvarlar kan sıvısı içinde rastgele dağılarak rahatça hareket edebilirler. Ama milimetrenin onda birinden küçük çaptaki tüplerde kanın akışkanlığı düşmeye başlar. Çünkü bu çaptaki borularda kan hücreleri yassılaşarak tüpün merkezinde yoğunlaşırlar. Milimetrenin "yüzde birinden küçük" çaplı borularda ise kanın akışkanlığı en az miktarda gerçekleşir. Çünkü kan hücresinin çapı borununkine yaklaşmıştır ve burada bir sıvıyı emmek, bir kamışla bezelyeleri emmek kadar zorlaşmıştır.
İşte bu noktada emerek beslenen canlıları incelediğimizde hayranlık uyandırıcı bir uyumla karşılaşırız. Sivrisineklerin ve diğer emme yolu ile beslenen canlıların emme borularının çapı milimetrenin yüzde birinin altına düşmez. Bu sayede bu canlılar sıvıyı emerken hiçbir zorluk çekmezler.
Bu konuda istisna olmaması ve aynı mükemmelliğin bu konuyla bağlantılı bütün canlılarda olması dikkat çekicidir. Tüm böcekler kan hücrelerinin çapını ölçmüş ve ona göre bir boru dizayn etmiş olabilirler mi?
Sivrisineklerdeki bu mükemmel mekanizmaların nasıl ortaya çıktığı sorusunun tek bir açıklaması vardır: Bu canlıları yaratan Yüce Allah'tır. Kan hücresini de, içinden geçeceği boruyu da, kendilerine sahip oldukları özellikleri veren Rabbimiz yaratmıştır. Yüce Allah, herşeyi bilen ve kusursuzca yaratandır. www.sivrisinekmucizesi.com