Cansız elementler hücrede nasıl hayat buluyor?

Merhaba, şu an yaşadığımız yeryüzünde yaklaşık 3 milyon tür canlı yaşamaktadır.


Tür demek birbirinden farklı karakterlere, farklı vücut yapılarına, hatta vücut içerisinde gerçekleşen farklı reaksiyonlara sahip bireyler demektir.

 

Türler gerçekten birbirinden farklı özelliklere sahiptir. Kimisi uçar, kimisi suyun altındadır, kimisi tek bir hücreden oluşur, kimisi de bitkiler gibi ömrü boyunca hiç kıpırdamaz ama hepsinin ortak özelliği YAŞIYOR olmalarıdır.

 

Peki, bu canlılar yeryüzünde nasıl var oldular hiç düşündünüz mü? Her canlının vücudunda bulunan bu elementler nasıl bir araya geldi?

 

Bilim adamlarının söylediğine göre periyodik cetvelde 114 element var ve bunların yaklaşık yarısını vücudumuzda barındırıyoruz.

 

Dışarıda cansız maddeler olarak nitelendirdiğimiz bu elementler nasıl oluyor da hücrenin içerisine girdikleri ilk andan itibaren dünyanın en akıllı ve en şuurlu hareketlerini sergiliyorlar. YANİ CANLANIYORLAR!

 

Canlı, elementlerin bir düzen içinde vücut organlarını oluşturarak, bu organların koordineli şekilde çalıştığı varlıklara verilen isimdir. Yani canlılık aslında, cansız maddelerin bir araya gelerek, mükemmel işleyen bir organizma oluşturmasıdır.

 

Nasıl ki bir araya gelen taş parçacıklarının canlı varlıkları oluşturması düşünülemezse, aynı şekilde cansız atomların bir araya gelerek, kendi kendilerine canlı varlıkları oluşturmaları düşünülemez. Cansız bir maddeyi canlı bir varlığa ancak üstün güç ve akıl sahibi Allah dönüştürebilir, yani bir canlı ancak yaratılabilir. Bu noktada gördüğümüz harika, Allah’ın ölüden diriyi çıkartmasından başka bir şey değildir:


Şeytandan Allah’a sığınırım

"Taneyi ve çekirdeği yaran şüphesiz Allah'tır. O, diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarır. İşte Allah budur. Öyleyse nasıl oluyor da çevriliyorsunuz?" (Enam Suresi, 95) 

 

Canlılığın başlangıcı materyalist düşünce sahipleri için her zaman büyük bir sorun olmuştur. Çünkü her canlı aslında cansız atomlardan oluşmaktadır ve metafizik bir gücün hükmetmesi ile canlı gibi davranabilmektedirler.

Dünyada var olan element sayısı periyodik cetvelde gösterildiği gibi 100’ün biraz üzerindedir. Aralarındaki fiziksel farklılıklar ise sahip oldukları elektron ve proton sayılarındaki farklardan kaynaklanmaktadır. Değişik sayıdaki elektron ve protonlar, atomların birbirinden tamamen farklı özellikler göstermelerine sebep olur.  

Ancak atomun bir aklı yoktur, elektronlar, protonlar ve atom altı parçacıkların hiçbirinin kendisine ait bir iradesi ve gücü bulunmamaktadır. Allah tüm fiziki alemi, metafizik bir kudretle bina etmektedir. Uzay, Dünya, atomlar ve canlılar Allah’ın yaratması ile her an var olabilmektedirler.”

Hayat için öncelikle gerekli olan ilk şart, vücuttaki moleküllerin uyumlu bir şekilde birlikte hareket etmesinin gerekliliğidir. Diğer türlü karmaşa olurdu ve bir bütünlük sağlanmadığından canlılık mümkün olmazdı.

Uyumlu bir birliktelik derken fiziğin ve özellikle kimyanın kuralları ile tam bir uyumdan bahsediyorum; çünkü Allah kainatın tamamında geçerli olan çeşitli kuvvet yasaları yaratmıştır ve tüm atomlar bu yasalara göre hareket ederler. O yüzden kainatın hiç bir noktasında başı boş, karmaşa halinde bir yapı göremezsiniz.

Allah bir ayette şöyle buyurur :


“O, biri diğeriyle 'tam bir uyum’ (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiçbir 'çelişki ve uygunsuzluk’ (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun?(Mülk suresi, 3)”