İnsanları din ahlakından uzaklaştıran sebeplerden bir tanesi, hatalarının getirdiği suçluluk duygusu nedeniyle kendilerini "asla düzelmez, iflah olmaz" kimseler olarak görmeye başlamalarıdır. Allah'ın Rahman ve Rahim ismini, tevbeleri kabul eden, sonsuz bağış sahibi olan olduğunu unutan bu insanları şeytan sürekli kışkırtır ve bir kere hata yapan bir insana "senin düzelmen mümkün değil, bunu böyle kabul et" gibi yanlış telkinler verir. Daha sonra da kişiyi "nasıl olsa bir kez hata yaptın" gibi kandırmacalarla çok daha büyük bir batağın içine çekmeye çalışır. İnsanın hatası nedeniyle Allah'a karşı duyduğu mahcubiyet hissini kullanır ve bunu o insanı Allah'tan tamamen uzaklaştırmak için suistimal eder. Ancak şeytanın her hilesi gibi bu da zayıftır. Çünkü bir insanın hata yapması, o kişinin artık doğru yolu bulamayacağı anlamına gelmez. Her zaman için yaptıklarından pişman olup Allah'a yönelme imkanı vardır. (Allah Var)
Yüce Allah, günahlarından dolayı samimi bir şekilde tevbe eden, yani bağışlanma dileyip artık o hatayı yapmamaya azmeden kişileri bağışlayacağını Kuran'da şöyle haber vermiştir:
"Ancak kim işlediği zulümden sonra tevbe eder ve (davranışlarını) düzeltirse, şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Muhakkak Allah, bağışlayandır, esirgeyendir." (Maide Suresi, 39)