Bir deniz kabuğunu, bir çiçeğin üzerindeki desenleri ya da arı kovanını düşünün.... Ne kadar harika değil mi? Örümcek ağından, bitkilerin taç yapraklarına, fırtına bulutlarının şekillerinden.... çam kozalağındaki kabukların dizilimine kadar.... Gözümüzü çevirdiğimiz her yerde yoktan yaratılan geometrik harikalar... renkler.... ve göz alıcı desenler var.
Evrenin her noktasında görülen simetriyi ve nefes kesici güzelliği hiç kimse inkar edemez. Matematik doğadaki pek çok örnekte bize ipucu olarak bırakılmıştır. Hemen hemen her canlıda hatta ismini bile bilmediğimiz birçok canlının ve bitkinin yaşamında ve gelişiminde özel bir oranlama sistemi olması, kim olursa olsun tartışmasız herkesin şaşıracağı bir durum...
Doğada bulunan logaritmik sarmallar, mükemmel bir denge unsurudur ve canlıların özel olarak yaratılmış olduklarını gösteren önemli delillerdir.
Şu anda, 114 milyon yıllık bir Nautilus fosilini görüyoruz. Madagaskar’dan çıkarılmış Kretase döneminden kalan, günümüzdeki ile birebir aynı olan ve evrim teorisini geçersiz kılan, yaşayan bir fosil bu.... Çok önemli... bakın sadece şöyle bir incelediğimizde bile harika bir geometrik sarmal şekle sahip olduğunu görebiliyoruz.
Ama bir de matematiksel değerlerle incelersek o zaman hayranlık verici detaylar karşımıza çıkıyor. Dıştan görülen sarmal şeklinin yanı sıra kabuğun içinde yer alan odacıklar da yine altın orana uygun olarak yaratılmıştır.
Birçok canlı, büyüme sürecini de logaritmik sarmal formunda gerçekleştirir. Sarmaldaki yayların büyüklüğünün değişmesine karşın esas sarmal şeklin değişmemesi dikkat çekici ... Matematikte bu özelliğe sahip başka bir şekil yoktur. Temelinde altın oran olan sarmallar doğada şahit olabileceğiniz en eşsiz tasarımlardır. Peki altın oran ne demek? İzleyelim....
Ortaçağ'ın en etkili matematikçisi "Leonardo Pisano" İtalya’nın Pisa kentinde yaşamıştır. Yetenekli matematikçi, daha çok lakabı olan "Fibonacci" ismiyle anılır. Fibonacci'nin bulduğu özel sayı dizisi de kendi adı ile yani Fibonacci sayıları olarak isimlendirilmiştir. Bu sayıların özelliği, dizideki sayılardan her birinin kendisinden önce gelen iki sayının toplamından oluşmasıdır.
Fibonacci dizisi 0, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144, 233, 377, 610, 987, 1597, 2584, ... şeklinde ilerlemektedir.
Dizideki sayıları bir öncekine böldüğünüzde, birbirine çok yakın sayılar elde edersiniz. Hatta serideki 13. sırada yer alan sayıdan sonra bu sayı sabitlenir. İşte bu sayı "altın oran" olarak adlandırılan 1,618'dir. Bu oran doğadaki birçok varlıkta görülür.
Doğadaki geometrik şekiller ve altın oran tarih boyunca sanatçılara, mimarlara, filozoflara ve bilim insanlarına tarif edilemeyen bir ilham verdi.
Bu detayların ve zarif formların matematik dünyasındaki köklerini görmek ise insanı ciddi şekilde tüm bunları yaratan Allah’ın büyüklüğünü düşünmeye zorluyor.
Leonardo Da Vinci’nin günlüklerinden birinde bulunan ve o dönemin bilimi için önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilen Vitruvius Adamı çalışması ise insan vücudundaki altın oranı gösteren önemli bir eserdir.