Adnan Oktar’ın 28 Kasım 2017 tarihli A9 TV sohbetinden
VTR: Peygamberimiz (sav) münafıkları bildiği halde neden açıklamadı?
ADNAN OKTAR: Güzel yüzlüm onları kullanmak istedi, onlar sezilir, akıl kullanılarak İslam için kullanılır. Peygamberimiz (sav) de onları kullandı mücadelelere gönderdi. Çok muazzam ganimet getirdiler, akıl almaz ganimet getirdiler. Onlar böyle boş kafa olduğu için yani savaş yapmak için savaştıkları için savaşa meraklıydı onlar zaten. Ama küfürle mücadelede Peygamberimiz (sav) onları kullandı. Sokakta böyle riyakarlık için yani riya amacı ile nöbet tutuyorlardı Peygamberimiz (sav) de onları yine orada ses çıkartmadı kullandı. Dolayısıyla Resulullah (sav)’ın onları kullanması Müslümanlar için çok eğlenceli gayet güzel. Kullanılmazsa güzel değil. Kullanılmazsa çünkü o Müslümanları kullanmış olur onlar. Ama Müslümanların münafığı kullanması çok güzel bir şey. Bir de ahmak oluyor mesela farz edelim yirmi yaşında Peygamber (sav)’in yanına geliyor kırk yaşına kadar mücadele ediyor. Kırkıncı yaşında “biz ayrılacağız” diyor. Müslümanlar karlı. Onlara ne diyoruz? Enayiliğinize kerizliğinize doymayın diyoruz. Onlar kendini teselli edecek laflar çalışıyor ama tabii yutmucuk oluyorlar boğazına düğümlenmiş. “Biz de” diyor “ahırda samba oynuyorduk” diyorlar kendini teselliye çalışıyor. Mesela “deve gübresi temizliyorduk” diyor “kötü bir şey mi, yapıyorduk?” diyorlar dolayısı ile Allah belalarını verir her zaman böyle olmuştur. Mesela Samiri de Hz. Musa (as)’ya acayip hizmet etti o zamanlar. Müslümanların zengin olmasını sağladı çok büyük hizmetler yaptı. Ama sonunda defolup gitti tek başına yaşadı aşağılanmış olarak. Peygamberimiz (as) zamanındaki münafıklar da öyle, üç yüz münafık vardı cansiperane hizmet ettiler sonra defolup gittiler. Bu Müslümanlara çok eğlenceli geliyordu onların o hale gelmeleri.
Münafıkların en ağırına giden gazvelere çıkmaları ama dediler “biz bu kadar gayret ettik hiçbir şey olmadı. Ama Peygamber rahat, sahabeler rahat herkes rahat ediyor ama bize mal mülk gelmiyor” Peygamber sizin aşağılık olduğunuzu biliyor da onun için tedbir alıyor. Münafıklar hep böyle zengin olmak istediler Peygamber’den süslü develer, süslü araçlar, güzel evler, güzel yiyecekler, güzel kıyafetler istediler. Peygamberimiz (sav) de onları çok sade yaşattı. Biliyordu onların dünya hırsını ha bugün ha yarın, ha bugün ha yarın kırk yaşına kadar bekledi bu ahmaklar. Baktılar ki geleceği yok isyan ettiler. İsyan edip defolup gittiler ne oldu? Müslümanlar pislikten kurtuldu. Fedek dahil çok büyük yüzlerce kilometre arazi Müslümanların ellerine geçti. İslam’ın yayılmasına vesile oldular. Sonra ayrılıp gittikten sonra da süper aşağılanmış olarak her yerde bunlara küfredildi, hakaret edildi, aşağılandılar.Yalnız başlarına yaşayarak sürünerek orada burada öldüler sonuç bu. Müslümanlar ne oldu? Müslümanlar cennette. Bu aşağılık adamlar nerede? Gayya Kuyusunun en dibindeler. Hepsi orada birbirleriyle tanışacaklar.
“Onlar” diyor bak Ali İmran Suresi 168’de şeytandan Allah’a sığınıyorum. “Onlar, kendileri oturup kardeşleri için:” bak oturuyor münafığın özelliği bu, diyor “bak ne kadar rahatmış” diyor “oturmak varken niye hareket edelim?” diyor "Eğer bize itaat etselerdi, öldürülmezlerdi" diyor şehitlere “diyenlerdir. De ki: "Eğer doğru sözlüler iseniz, ölümü kendinizden savın öyleyse."” Allah “hepinizi teker teker öldüreceğim” diyor. Birer birer hepsi sırası geldikçe sürünerek teker teker ölecekler münafıklar ve öyle oldu.
Mesela diyorlar ki münafıklar “Henüz kılıçlarımızdan Kureyş kanı damlarken bizi bırakıp bütün ganimeti onlara verdi. Savaş gibi zor işler olunca biz çağırılıyoruz” bak münafıkların en ağırına giden budur. Nöbette beklemek, mücadeleye girmek, zorlu işler Peygamber (sav) kime ne görev vereceğini biliyor maşaAllah. “Savaş gibi zor işer olunca biz çağırılıyoruz, ganimette ise başkaları” bak haset ediyor. “Gibi sözler ve yakışıksız dedikodular yapıyorlar” münafıklar. Hatta münafıklardan biri diyor ki; “Bu taksimlerde Allah’ın rızası gözetilmedi” diyor. Sen Allah’ın rızasını ne bilirsin alçak. Senin derdin günün çıkarın, senin Allah’ın rızası ile ne işin var. Hiçbir bağlantın olmaz.
Muattib bin Kuşayr, Hendek Savaşı gününde de, “Muhammed bize Kayser'in hazînelerini yiyeceğimizi va'd ediyor.” diyor ki o Peygamberimiz (sav) “İslam hakim olacak deccaliyet yeryüzünden kalkacak” diyor, bak “Kayser'in hazînelerini yiyeceğimizi va'd ediyor. Hâlbuki bizden birisi ihtiyaç görmeye giderken bile güvenlik içinde bulunamıyor!" demiştir.” Zaten korku içinde yaşıyoruz diyor. Bunun üzerine, Allah (CC) indirdiği âyette şöyle buyurmuştur: "O vakit, münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar: " Allah ve Resulü, bize boş bir aldanıştan başka bir şey vadetmedi" diyorlardı.” (Ahzab Suresi, 12) diyor. Asrımızın münafıkları da “boş bir aldanış” diyor. “İslam’ın hakimiyeti, İttihad-ı İslam, Müslümanların rahatlığı bunlar hep boş aldanış” diyor. Halbuki her zaman Müslümanlar ve o devirde gayet normal, sen küfürle şeytanla savaşıyorsun tabii ki güvenlik içinde olmazsın. Ama sonra ne oldu? Acayip bir güvenlik ortamı oldu. Ama emek verilince mücadelenin sonunda oluyor. Emek vermeden olur mu?
Mesela Havazin Huneyn Savaşı’nda ganimet olarak elde edilen -münafıkların öncülüğünde bu elde edildi- yirmi dört bin deve, kırk bin davar, dört bin ukıyye gümüş ciğerlerine oturdu. Bunların hepsini Müslümanlara bıraktı münafıklar giderken.