ADNAN OKTAR: Münafığın en belirgin özelliği etrafına hiç kimse gelmez. Lağımdan kaçınır gibi kaçınırlar. En fazla üç kişi, beş kişi falan böyle köpek eniği gibi gezerle uyuz köpek eniği gibi. Herkes tiksinir, bakan tiksinir bakan tiksinir. Allah’ın bunlara cezası olduğunu Kuran belirtiyor. “Sen bana ömrün boyunca dokunmayın diyeceksin” diyor. “Ve tek başına yaşayacaksın” diyor. Münafığın özelliğidir. Bakın asrımızın münafıklarına hiç kimse yanaşmaz bunlara, hiç kimse hep yalnız hep yalnız hep yalnız köpek gibi. Bir de münafık haysiyetsizlik şokuna girer Kuran’da bu belirtiliyor “kulağı kesik” diyor. Bu ne demektir biliyor musun? Abartılı kaşarlıktan artık haysiyetsizlik derecesine gelir artık yüzünde utanma haysiyet hiçbir şey kalmaz. Bütün dünya gelip yüzüne tükürse ne dersen de artık uyuşmuştur beyni. Delirir yani münafık, haysiyetsizliğin şiddetiyle delirir, haysiyetsizlik şokuna girer hiçbir şey etki etmez. Ne Kuran ayeti, ne insanların sözü, ne bir konuşma, aşağılanma ne yaparsan yap etkilenmez. Beyni uyuşur artık münafığın iptal olur. İşte ona kulağı kesik deniyor. Yani karaktersizlikte, ahlaksızlıkta, onursuzlukta, haysiyetsizlikte, şerefsizlikte, namussuzlukta en üst düzey. Ve artık beyni bloke oluyor. Mesela normalde bir insanın yüzüne tükürsen utanır, değil mi? Münafıkta öyle değildir. Akıl almaz bir haysiyetsizlik boyutuna ulaşır. Bakın dikkat edin cehennemde de bu özellikleri devam ediyor kaşarlığı. Diyor ki Müslümanlara “yediklerinizden içtiklerinizden bize de versenize” diyor. Bak şımarıklığı, arsızlığı, iblisliği, nursuzluğu, pisliği, karaktersizliği üstünde toplamış. Ama bir de ahlaksızlık şokundan, aşağılıklık şokundan artık insan olmaktan da çıkmış, şeytaniyetin en yüksek derecesine çıkmış. Münafık şeytaniyetin en yüksek derecesine çıkar. Şeytanın makamı da yükselir. Müminin makamı da yükselir, şeytanın makamı da yükselir. Münafık şeytanın makamının en yüksek noktasıdır, en yüksek noktaya çıkar. Çünkü şeytan cin olarak fazla etkisi olmaz ama münafık olarak en yüksek dereceyi alır. Ahir zaman münafıkları da en yüksek dereceyi alan münafıklardır. Daha geniş olduğu için imkan, dereceleri en yüksektir. Ama bakın dikkat edin haysiyetsizlik şoku vardır münafıkta, uyuşmuştur artık beyni. Ne dersen de etkilenmez. Mesela yüzüne tükürsen, aşağılasan hiç etkilenmez. Vardır ya öyle tipler artık hayasız utanmaz arlanmaz falan derler, öyle bir şeye girer.
SEDAT ALTAN: “Sen onların üzerine varsan da varmasan da dilini sarkıtıp soluyan köpek gibidir” diyor. (Araf Suresi, 176)
ADNAN OKTAR: Evet, bak tam ayetin açıklaması bak üstüne vardın mı “Hoşt” diyorsun etkilenmiyor, yine “hoşt” diyorsun odunla falan kovalasan yine etkilenmez. Habire solur bakar bomboş. O şoku belirtiyor işte Kuran. O aşağılanmaktan artık beyni uyuşuyor münafığın. Bütün millet tiksindiği için, insanlar tiksindiği için yalnızlığın verdiği şokla, insanlıktan çıkmanın verdiği şokla şeytaniyetin en yüksek mertebesine çıktığı için beyni iptal oluyor, şuuru kapanır.
SEDAT ALTAN: Hocam bir ayette “onların yüzleri sanki karanlık bir gecenin parçalarına bürünmüş gibidir” (Yunus Suresi, 27)diye buyuruyor.
ADNAN OKTAR: İşte simsiyah tabii, kapkaranlık.
Kalem Suresi’nde Cenab-ı Allah: “Şunların hiçbirine itaat etme: Yemin edip duran, aşağılık,” (Kalem Suresi, 10) Münafıkta Allah’ı anarak konuşma vardır. “Aşağılık” münafığın özelliği. “Alabildiğine ayıplayıp kötüleyen,” Müslümanların sürekli aleyhine konuşur ama alabildiğine. Mesela işi gücü bırakır akşama kadar Müslümanların aleyhine konuşur. Ayette açık açık bunu söylüyor Allah. “Alabildiğine ayıplayıp kötüleyen” her şeyi kötü göstermeye çalışır, her şeyi kötülemeye çalışır, “söz getirip götüren” (Kalem Suresi, 11) Oradan bir söz alır oradan bir söz götürür, oradan bir söz alır, oradan bir söz götürür sürekli sözle. “Hayrı engelleyip sürdüren,” mesela Darwinizm’e karşı mücadele mi ediyorsun onu durdurmaya çalışır, tebliğ yapıyorsan durdurmaya çalışır. İman hakikatleri, Kuran mucizeleri anlatıyorsan durdurmaya çalışır. İngiliz derin devletiyle mücadele ediyorsan durdurmaya çalışır. İnsanların hidayetine vesile olmaya çalışıyorsan durdurmaya çalışır. İttihad-ı İslam’ı istiyorsan bunu savunuyorsan, Müslümanların başına bir lider gelsin diyorsan bunu durdurmaya çalışır. Her türlü bak “hayrı engelleyip sürdüren” engellemeye devam eden. “…saldırgan,” cinayete de yatkındır, yaralama cinayet hepsine yatkındır, “olabildiğince günahkar,” (Kalem Suresi, 12) Çünkü en yüksek noktaya çıkmış. Münafık en yüksek noktaya çıkmıştır artık. Zorbadır, bak “zorba-saygısız,” saygıyı tamamen kaybetmiş, “sonra da kulağı kesik; (Kalem Suresi, 13) Yani kaşar. Görüyor musun? Tam münafıkları anlatan bir durum. Aşağılanmaktan münafık uyuşur, bu çok şaşırtıcı bir özelliktir. Mesela artık suratı gülüyor sırıtıyor ama o gülme artık yüzün uyuşmasından kaynaklanan, beynin uyuşmasından kaynaklanan bir sırıtma aklı gitmiş artık. Beyni gitmiş yüz falan uyuşmuş yani cehennemin adamı olmuş artık. Aşağılanmış, toplum tarafından dışlanmış, insanlar tarafından dışlanmış, yalnızlıktan günahkar olmanın verdiği ve cehennemden de emin olmanın verdiği bir beyin patlaması var. Hatta onu bile düşünemeyecek dereceye gelir bir süre sonra. Beyni iptal olur yani münafığın. Münafıklar ayette “birlik gibi gösterirler” diyor Allah “ama aralarında parçalanmışlardır” diyor. “Ve birbirleriyle çok uğraşırlar ve kinlidirler” diyor. Birleşmesi de üç beş münafık bir araya geliyor o tarz. Ama “onlar bile kendi aralarında birleşemezler” diyor Allah. “Birbirlerine kinlidirler” diyor. Hakikaten köpek gibi kapışıyorlar.