Adnan Oktar’ın 7 Kasım 2017 tarihli A9 TV sohbetinden
ADNAN OKTAR: Münafık bilgisayar gibidir, makine gibidir. O tarz bir şuuru yoktur. Zaten şuuru olsa Peygamberimizin yanına geliyor, 10 yıl hizmet ediyor. Gazvelere gidiyor, ganimet getiriyor. Oraları siliyor, süpürüyor. Namazlarını kılıyor, İslam'ı anlatıyor. Ayetleri ezberliyor ama bir makine olarak yapıyor bunu. Sabırla bir gün Peygamberin vefat edeceği ve orada Müslümanların malına, mülküne konacağı inancıyla bunu yapıyor, sabırla. Sonra bakıyor ki gençlik gidiyor, o zaman bir anda elektrikleniyor. Eyvah diyor ve kendini dışarıya atıyor. Bu sefer yaptığı hizmete ve kendine, kahrettiği için, çok kızdığı için bir an önce Müslümanların dağılmasını istiyor o yüzden. “Uzaktan haberlerinizi araştırırlar” diyor Allah ayette. Mesela Sasanîlerle işbirliği yapıyorlar. Roma İmparatorluğu’yla işbirliği yapıyorlar. Bir an önce Müslümanların dağılmasını istiyor. Çünkü amacına ulaşamamış. Plan bozulmuş o zaman ne yapıyor Peygamberin aleyhine şiirler söylüyorlar orada burada alternatifler geliştiriyorlar kendilerine göre. Mesela diyor ki “Peygamber sizi düşünmüyor”. Haşa “egoist, bencil” diyor. Eğer sizi düşünse bu sıcakta sizi cihada davet etmez diyor. Pişeriz diyor bu sıcakta. Bak onu bile düşünemiyor, böyle bir insan, “o yüzden Peygamber falan değil” diyor. “Ama ben sizin iyiliğinizi düşünüyorum, sıcakta çıkmanızı istemiyorum” diyor. Peki, 10 yıldan beri sıcakta çıkıyorsun. Zaten orası sıcak bir ülke. 10 yıldan beri hiçbir şey olmamış. 10. yılda mı o kafan açılmış da öyle bir teşhis koyuyorsun? 10 yıl bütün savaşlara gitmişsin. Sıcaklarda hepsine gitmişsin. Hiçbir sorun çıkmamış. Orada mı aklın açıldı?
Misaller vererek Peygamberle mücadele edebileceğini zannediyorsun. Allah diyor ki ayette şeytandan Allah'a sığınırım. “Onların nasıl misaller vererek saptıklarına bir bak...” Öyle bilmişlik yaparak, bu sahtekâr esnaf mantığıyla yaklaşır münafıklar da. Onlarda akıl olmaz. Sahtekâr mantık geçerlidir. Bütün hayatları da öyle olur. Sonra diyor ki ya biz acemi insanlarız, savaşmayı bilmeyen insanlarız, bizi savaşa götürüyor, savaşta boş yete katlolacağız diyor. Öldürüleceğiz, bilsek geliriz diyor. Bilmediğimiz halde bizi savaşa götürüyor, bizi göz göre ölüme götürüyor Peygamber diyor. Dolayısıyla siz bu Peygambere itaat etmeyin, bağlanmayın diyor. 10 yıldan beri savaşa gidiyorsun. 10 yıl savaşı bilmeyerek mi gittin? Gitmişsin, netice de almışsın ve ganimetlerle de dönmüşsün. Peygambere de muazzam ganimetler sunmuşsun. Ee? Öyle deme. Çok kinlendiğini söyle. Öfkelendiğini söyle ve misaller vererek Peygambere kendince zarar verecek. Ya 10 yıl savaşmışsın sen. Bunun lamı, cimi var mı? Peygambere akıl veriyorsun sen, tarif etmekle anlaşılabilecek gibi değildir. Yani bir bilgisayar gibi şeytanın insan haline gelmiş şeklidir. Ama Hz. Süleyman onlara muazzam imar faaliyetleri yaptırıyor. Mesela evler yaptırıyor, havuzlar yaptırıyor, evleri süslettiriyor. Eşyalar aldırıyor, eşyalar yaptırıyor, muazzam bir saray ve ihtişam meydana getiriyor ama o şeytanini yani münafıkları kullanarak. Şeytanin diyor ki ayette. Yani bu şeytana uyan münafıklar için söylenen bir ifadedir bu. Çünkü münafığın bedenine şeytan girer. Başından beri öyledir. İlk geldiğinde zaten şeytan olarak gelir. Hatta eğer diyor ki Allah ayette Hz. Süleyman'ın gücünü kaybetmesini bekliyor münafıklar, şeytanlar.
Hz. Süleyman'ın dirayeti ve gücü devam ettikçe bunlar da devam ediyor. Ama o arada muazzam bir güç ve ihtişam sağlamış oluyorlar. Sonradan bu şeytanlar, münafık tiniyeti rücu eder, geriye doğru gitmek ister. Yani eski alçaklığına, eski o karaktersiz dünyasına dönmek ister. Ama bunu yaparken de Müslümanlara zarar vermek ister. İlk istediği şeylerden birisi Müslümanların dağılmasıdır. Mesela diyor ki para vermeyin, imkân vermeyin, dağılıp gitsinler der münafık. Yani en büyük hedefi odur münafığın, Müslümanların dağılmasıdır, küfrün dağılması değildir. Münafığa bakın küfre dikkatini vermez. Bakın Peygamberimiz zamanında, küfür onları hiç ilgilendirmez. Müşrikler, küfür onları ilgilendirmez. Tek hedef Peygamberdir ve Peygamberin çevresindeki Müslümanlardır. Dağılmasını istediği normalde küfür olması gerekirken dağılmasını istediği sadece Müslümanlardır münafığın. Bütün enerjisini ve dikkatini, konuşmalarını, yazışmalarını, her şeyini Müslümanların dağılması üzerine kurar münafık. Yani en belirgin vasfıdır. Küfre tek kelime söz etmez. Küfürle hiç muhatap olmaz. Onun hedefi değildir küfür. Tek hedefi mümin ve muttakilerdir. Bunu yapmaktaki amacı nedir? Münafığın kuyruk acısıdır. Peygamberimize muazzam hizmet etmişti münafıklar. Ama tabi çok alçaktılar. Hanımlarına da zarar vermek istiyorlardı. O yüzden Cenab-ı Allah bir örtüyle hanımlarını ayır dedi. Hanımlarına, örtü arkasından konuşabiliyorlardı, münafıklar geldiklerinde zarar vermesinler diye. Çünkü hem dedikodu yapıyorlar, hem fitne çıkarıyorlar. Hem de zarar vermek için olmadık yalanlar söylüyorlardı. Bak kalbinde hastalık olanlar diyor ayette. Sizin sözlerinizi olumsuz algılar ve size zarar vermek isterler diyor. Ayrıca bu alçaklara karşı bir tedbir olarak da diyor Cenab-ı Allah, Peygamberimizin vefatını bekledikleri için hanımları diyor Cenab-ı Allah size ebedî haramdır. Yani o vefat etse dahi size ebedî haramdır. Yani onlar sizin annelerinizdir. Bu münafıklara karşı alınmış bir tedbir Kuran'da. Çünkü münafıklar müthiş kinlenmişti. Peygamberimizin cemaatini dağıtmak için çok acele ediyorlardı. Mesela Sasanîler var, putperest bir ekip. Mesela onlarla istese mücadele edebilir. Müşrikler var, kendileri iç içeler zaten. Onlarla da mücadele edebilirler, etmeleri gerekir, Kuran'ın emri bu. Yapmıyorlardı. Sadece Peygamberimize ve onun cemaatine yönelmişti, konuşmaları, tavırları ve eylemleri. Ee ne oldu? Peygamberimiz zenginlik, ihtişam güzellik içerisinde yaşadı. Münafıklar ne yaptı? Çöllerde süründüler. Müminler şeref içinde yaşadılar. Onlar ömür boyu aşağılanarak yaşadılar ve tarihe geçtiler. İsim isim hepsi biliniyor münafıklar şu an. Münafikun Suresi 7. Şeytandan Allah'a sığınırım. “Onlar ki: "Allah'ın Resûlü yanında bulunanlara hiçbir infak (harcama)da bulunmayın...” Yani para yollarını, onlara gelen imkânları, malı, mülkü kesin. Münafık çok hiddetlenir Müslümanlara gelen maldan. Sonun da dağılıp gitsinler derler. Amaç ne? Küfrü dağıtmak istiyor mu? Hayır. Müşrikleri dağıtmak istiyor mu? Hayır. Nereyi dağıtmak istiyor? Sadece Müslümanları dağıtmak istiyor. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır. Yani haberi yok diyor, Allah. Verilen hazineleri ben veriyorum diyor Allah ama sizi vesile ediyorum diyor, Allah. Ancak münafıklar kavramıyorlar. Kavramamasının nedeni ne? Robot olmalarından kaynaklanıyor. Yani ölü şeytanin varlıklardır. Hz. Süleyman devrinde, Hz. Süleyman bunları kullanmıştır. Sonra, paçavra gibi oraya, buraya bunlar saçılmışlardır. Hz Süleyman’a sonunda muhteşem bir saray bırakmışlardır.
Müminlere münafıklar geliyor diyorlar ki insanlar sizlere karşı toplandılar. O zaman Sasanilerle tehdit ediyorlar müminleri. Ya Sasaniler hepinizi doğrayacak diyor, tutuklayacaklar işte, ikişer ikişer, üçer üçer sizin tutuklandıklarınızı görüyoruz diyorlar, Hz Ali, Ömer, Osman, ileri gelenler. Çok öfkeliler tabi ama en çok peygamberimiz ve peygamberimizin gücü onları çok kızdırıyor. Size karşı insanlar toplandılar artık onlardan korkun diyorlar. Ama müminler ne diyor? Dedikleri halde imanları artanlar ve Allah bize yeter, O ne güzel vekildir diyenlerdir. Müminler hiç etkilenmiyor yani onların tavırlarından. Enam Suresi 71. ayette Cenab-ı Allah diyor ki şeytandan Allah’a sığınırım. “De ki bize yararı ve zararı olmayan, Allah’tan başka şeylere mi tapalım? Allah bizi hidayete erdirdikten sonra…” Şeytanların ayartarak bak şeytanlar işte münafıkların ayartarak, “…yerde şaşkınca bıraktıkları arkadaşlarının da…” bak yerde şaşkınca bıraktıkları, şaşkın, tek başına kalmış. Arkadaşlarını da “…doğru yola bize gel diyerek bizi kendisine çağırdı…” Münafıkların görüyor musun mantığını? Doğru yol, bize gel diyor Peygamberin ashabına. Münafıklar doğru yolda olmuş oluyor kendi kafalarına göre. Bak doğru yola, “…bize gel diye kendisini çağırdığı kimse gibi topuklarınız üzerinde gerisin geri mi döndürelim?” Yani münafıklara Müslümanların asla uymayacağı ve münafıkların onları çağırdığını, bize gelin doğru yola gelin diye çağırdığını söylüyor Allah ayette. “De ki hiç şüphesiz Allah’ın yolu asıl yoldur…” yani Kuran asıl yoldur. “…Ve biz âlemlerin Rabbine kendimizi teslim etmekle emrolunduk.” Bak diyor ki şayet şeytanlar, cinler, yani cinni şeytanlar gaybı bilmiş olsalardı, yani geleceği bilmiş olsalardı, böylesine aşağılatıcı bir azap içerisinde kalıp yaşamazlardı. Ve Peygambere hizmet ediyorlar, Hz. Süleyman’a. Sebe Suresi 14’e Hz. Süleyman’a. Bilmiyor çünkü gaybın ne olacağını, bekliyor, bekliyor, bekliyor, bakıyor, hiçbir şey olmuyor. “Hani münafık olanlar ve kalplerin de hastalık bulunanlar Allah ve Resulü bize boş bir aldanıştan başka bir şey vaat etmedi.” diyorlardı. Ahzab Suresi 12. Peygamberimiz diyor ki İslam hâkim olacak bölgeye, çok büyük güzellik olacak, İslam’ı yaşayacağız, velayet sistemi olacak diyor. Münafıklar da ne diyorlar “Allah ve Resulü bize boş bir aldanıştan başka bir şey vaat etmedi.” Bütün vaatleri boş diyorlar. Yani o kendi çıkarı için, kendi menfaati için bunları konuştu. Bizi boş bir vaatle aldattı diyorlar Peygambere. Sonra ne oluyor? Peygamber Mekke’ye, Medine’ye bütün bölgeye hâkim oluyor. Muazzam zenginlik ve güçle Müslümanlar hâkim oluyor. Münafıklar ne oluyor? çöllerde saklanarak yaşadılar. Ve tarihe geçtiler bu alçaklar. Ve hiçbir zaman için o bölgelere yaklaşamadılar. Birçoğu çöllerde, orda, burada ölüp gitti. İsra Suresi 48. “Sana nasıl örnekler vererek saptıklarına bir bak…” Yani doğru yola kafaları gitmiyor, artık anlayamıyorlar. Ve bol bol, abuk subuk insanları etkileyeceklerini zannediyorlar. Nasıl örnekler vererek saptıklarına bir bak dediği de budur. Tevbe Suresi 81’de “Allah’ın elçisine muhalif olarak mücadeleden geri kalanlar oturup kalmalarına sevindiler…” sokaklarda sürtüyorlar, ona seviniyor, ya ne güzel şeymiş diyor. Mücadele etmemek, Allah yolunda İslam’a hizmet etmemek ne kolay, çok rahatmışş ya diyor.. Bak ona sevindiler diyor, mutlu oluyor yani. “…Ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad etmeyi çirkin görerek bu sıcakta savaşa çıkmayın dediler…” Bu da bahaneleri, çünkü 10 yıl yapmış zaten, zaten sıcak bir bölge orası. “…De ki cehennem ateşinin sıcaklığı daha şiddetlidir. Bir kavrayıp anlasalardı.” Ama hep bak dikkat ederseniz kavramama özellikleri var. İşte bu ölü olmalarından kaynaklanıyor.
Münafıklar peygamberimiz zamanında (sav) Resulullah hanımlarının bulunduğu bir harem bölgesi vardı. Birde Resulullah’ın bulunduğu yer, orada bunlar nöbet tutuyorlardı gece gündüz Resulullah’a bir şey olmasın diye.
Münafıkların en ağırlarına giden konulardan biride bu anlatıldığına göre. Biz diyor gece nöbet tutuyorduk. Gündüz nöbet tutuyorduk soğukta sıcakta nöbet tutuyorduk. İçine hicran olmuş acı olmuş münafıkların. Dırar Mescidine gittikten sonra nöbetten vazgeçtiler tabi. Oh ya ne kadar kolaymış diyor. Bak biz mescitten dışarı çıkmıyoruz diyor. Bak Peygambere nöbet tutmuyor, Peygamberin mescidinde nöbet tutmayı bir zül, bir bela gibi görüyor. Ama 10 yıl yapmış. Halbuki devam etse sevabını kazanır eğer niyeti temizse ve cennet karşılığı. Ama yapmayınca Allah onlara neye çeviriyor? Belaya çeviriyor. “Bütün yapıp ettikleri boşa gitmiştir.” diyor Allah.