Sayın Adnan Oktar'ın 19 Şubat 2018 tarihli A9TV canlı yayınından.

VTR: Münafıklar dinin hükümlerine çok mu titiz görünürler?

ADNAN OKTAR: Ah benim canım, maşaAllah ne kadar güzeller bu kapalı hanımlar böyle. MaşaAllah işte imanınızdan dolayı Allah, size böyle bir güzellik, nimet veriyor. Bak, tesettürün muhteşem olmuş. Seni çok çok daha da güzelleştirmiş. Yüzünde de muhteşem bir nur var. Çok çok efendi görünüyorsun. Ve kusursuz güzelsin, muhteşem güzelsin. Allah, sana çok uzun ömür versin, hidayet versin, seni cennetiyle sevindirsin; cennette seni de, o kapalı olan arkadaşını da bana dost etsin. İkinizi de cennette görmek istiyorum arkadaş olarak. Hiç yanımdan ayırmasın Allah.

Münafıklar evet, hem dürüst gösterirler kendilerini, hem dini koruyor görünümünde yaklaşırlar, dini koruyor görünümünde İslam'ı ve Müslümanları dağıtmak isterler. Mesela Peygamber Efendimiz (sav)’in o mübarek cemaatini dağıtmak istediler o zamanlar; ama dini koruma adı altında, İslam’ı koruma adı altında. Peygamberimiz (sav)’in kadınlara düşkün olduğunu iddia etmeye başladılar. Kendilerinin kadınlardan uzak olduğunu ve takva olduklarını iddia ettiler. 300 kişilik bir grup kurdular, bir de mescit açtılar kendilerine ama hepsi homoseksüel. O devirden kaldı işte bu şu ana kadar da geldi onların tohumu yani onların devamı. Peygamberimiz (sav)’in haşa samimi olmadığını iddia ediyorlardı. İnsanları savaşa gönderen, insanların şehit olmasına sebep olan kişi gibi gösteriyorlardı. “Bak bizler” diyorlardı “evimizi ailemizi koruyoruz, savaşa gitmiyoruz savaşa gitmediğimiz için öldürülmüyoruz. Ama bak Müslümanlar savaşa gidiyor öldürülüyorlar. Gitmeselerdi öldürülmezlerdi” mantığında konuşuyorlardı ve muazzam fitne çıkarıyorlardı. Bu alçaklar sonunda tabii ölüp cehennemin dibine yuvarlandılar. Ama bütün ömürleri boyunca fitne çıkarttılar. Asrımızın münafıkları da aynı kafadadırlar. Dürüstlük görünümü altında, İslam'a fayda adı altında Müslümanların en etkili gördüklerine musallat olurlar, onların dağılması için gayret ederler. Ama bu, Müslümanlarda canlılığa, dikkate, keskinliğe, zenginliğe, berekete sebep olur. Imanlarını güçlendirir Müslümanların, dikkatlerini açar, başarıları katlamalı olur.