Mevlana’ya Ait Olduğu İddia Edilen Kitaplarda Evrim İddiasını Savunan ve Türk Milletini Kendince Aşağılamaya Çalışan Sözler

Ben de cansız varlıktan öldüm, biten boy atıp gelişen nebat oldum; nebatken öldüm, hayvan şekliyle baş gösterdim. Hayvanlıktan öldüm, insan oldum; artık ölüp azalmaktan, noksana düşmekten ne diye korkacakmışım? (Mesnevi Cilt 3, sf 273)

İnsan, önce cansızlar ülkesine gelmiştir, cansızlardan nebatlara düşmüştür. Yıllarca o nebatlarda ömür sürmüştür de cansızlardaki savaşını hatırına bile getirmemiştir. Nebattan canlılara düşünce de nebat olduğu zamanki hali hatırına gelmez.... Tekrar onu bilen Yaratıcı, onu tutar, hayvanlıktan insanlığa çekmeye başlar. (Mesnevi cilt 4, sf. 636)

Evrim teorisi cansız maddelerin tesadüfler sonucu bir araya gelerek yine tesadüfen gelişen doğa olayları sonucunda canlılığı oluşturduğunu iddia eder. Farklı canlı türlerinin de yine tesadüfler sonucu zamanla bir diğerine dönüşerek ortaya çıktığını ileri sürer. Evrim teorisinin temelinde tesadüfler yaratıcı güç olarak kabul edilir. Oysa tüm canlılık çok kusursuz bir düzenin ve çok üstün bir yaratılışın ürünüdür. Bu ise bizlere sonsuz güç, bilgi ve akla sahip bir Yaratıcı'nın varlığını ispatlar. O yaratıcı göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan herşeyin Rabbi olan Allah'tır.

 

İlgili tüm bilim dalları evrimin hiçbir zaman gerçekleşmediğini gösterir. Tek bir proteinin dahi tesadüfen oluşması mümkün değildir. Bugüne kadar  bulunan 700 milyonun üzerindeki fosil yaratılışı ispat etmektedir. Evrimin iddiasını destekleyecek tek bir fosil yoktur. Kuran’da evrim yoktur. Kuran'da Allah'ın canlıları evrimle yarattığına dair hiçbir ayet yoktur. Cinlerin, meleklerin, Hz Musa (as)'ın yılana dönüşen asasının, hiçbir evrim geçirmeden bir anda yaratılmaları gibi insan da bir anda yaratılmıştır. Kuran’ın ve bilimin gösterdiği bu gerçeğe rağmen İslam ile Darwinizm’i bağdaştırmaya çalışmak, Müslümanlara Kuran’da olmayan bir din telkin etmektir.

Kuran’da Evrimle Aşama Aşama Yaratılış Yoktur. Her Şey Allah’ın “Ol” Emriyle Yaratılmıştır.

Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca “Ol” der, o da hemen olur. (Bakara Suresi, 117)

Dirilten ve öldüren O’dur. Bir işin olmasına hükmetti mi, ona yalnızca: “Ol” der, o da hemen olur. (Mümin Suresi, 68)

Onu istediğimizde herhangi bir şey için sözümüz, ona yalnızca “Ol” demekten ibarettir; o da hemen olur. (Nahl Suresi, 40)

 

Melekler Evrimle Yaratılmamıştır

Hamd, gökleri ve yeri yaratan, ikişer, üçer ve dörder kanatlı melekleri elçiler kılan Allah'ındır; O, yaratmada dilediğini arttırır. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir. (Fatır Suresi, 1)

 

Cinler Evrimle Yaratılmamıştır

Andolsun, insanı kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık. Ve Cann'ı da daha önce 'nüfuz eden kavurucu' ateşten yaratmıştık. (Hicr Suresi, 26-27)

İnsanı, ateşte pişmiş gibi kuru bir çamurdan yarattı. Cann'ı (cinni) da 'yalın-dumansız bir ateşten' yarattı. (Rahman Suresi, 14-15)

 

Allah için yaratmak çok kolaydır. Rabbimiz hiçbir sebep olmadan yoktan var edendir. Cinleri ve melekleri nasıl  var ettiyse, insanı da evrime gerek olmadan var etmiştir. Aynı durum hayvanlar ve bitkiler için de geçerlidir. Kuran’da bildirilen açık gerçek şudur: Allah canlıların hiçbirini evrimleştirmeden, yani türleri başka türlere dönüştürmeden bir anda yoktan var etmiştir.

Evrimi Savunan Müslümanlar, Hz. Musa (as)'ın Asasının Yılana Dönüşünü, Hz. İsa (as)'ın Üflediği Çamurun Kuş Olup Uçmasını Açıklayamazlar

Hz. Musa (as) asasını yere attığında, cansız bir ağaç dalı, canlı bir yılana dönüşmekte, eline aldığında yılan tekrar cansız bir ağaca dönüşmektedir, sonra tekrar yere attığında yine can bulmaktadır. Yani cansız bir madde, canlanmakta, sonra ölmekte, sonra yine canlanmaktadır. Böylece Allah bu mucizesiyle insanlara, sürekli Yaratılış'ı göstermektedir.

Böylece, onu attı; (bir de ne görsün) O HEMEN HIZLA KOŞAN (KOCAMAN) BİR YILAN (OLMUŞ).
Dedi ki: "Onu al ve korkma, Biz onu ilk durumuna çevireceğiz." 
(Taha Suresi, 20-21)

 

Kuran'da Hz. İsa (as)'ın da çamurdan kuş biçiminde birşey yaptığı, sonra bunun içine üflediğinde, Allah'ın dilemesiyle, bu kuşun hayat bulup canlandığı haber verilmiştir:

Allah şöyle diyecek: "Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. İZNİMLE ÇAMURDAN KUŞ BİÇİMİNDE (BİR ŞEYİ) OLUŞTURUYORDUN DA (YİNE) İZNİMLE ONA ÜFÜRDÜĞÜNDE BİR KUŞ OLUYORDU... (Maide Suresi, 110)

 

Bu kuş, hiçbir sebebe bağlı olmadan, Allah'ın dilemesi ve mucizesiyle, can bulmaktadır. Cansız bir maddeden can sahibi olan kuşun oluşması Yüce Allah'ın örneksiz, sebepsiz, üstün yaratışının örneklerinden biridir. Hz. İsa (as)'a Allah'ın lütfettiği bu mucize, evrimci düşüncenin mantıksızlığını ve geçersizliğini gözler önüne sermektedir.

Mevlana’ya Ait Olduğu Söylenen Kitaplarda, Tıpkı İngiliz Charles Darwin’in Kitaplarında Olduğu Gibi, Türkler Haşa Barbar Olarak Nitelendiriliyor

Bir gün Şeyh Selahaddin hazretleri bağını yapmak için ücretle Türk rençberler tutmuştu. Bunu gören Mevlana hazretleri: “Efendi, yani Bay Selahaddin, bağ yapımında Rum rençberler, bozumunda da Türk rençberler tutmak lazımdır. Çünkü dünyayı imar etmek Rumlara; yıkmak ise Türklere mahsustur... birçok şehirler, dağların tepelerinde kaleler ve tepeler üzerinde tarlalar yaptılar. Sonra da azar azar bu imaretlerin tamamıyla harab olması için Tanrı’nın takdiri şöyle bir tedbirde bulundu: Bunları yıkmak için Türkleri yarattı, onlar da çekinmeden ve acımadan gördükleri her imareti yıktılar, harabeye çevirdiler ve hala da yapıyorlar ve kıyamete kadar da böyle yapacaklar. Konya şehri de yine merhametsiz Türk zalimlerin eliyle harab olacaktır” buyurdular. Nitekim şimdi buyurduğu gibi oldu. (Menakıbü’l Arifin, Ahmed Eflaki’nin farsça eseri (1360). Bu eser, Mevlevi tarikatının en kapsamlı anlatıldığı kitap olarak bilinir)

Kuran’a Göre Irkların Birbirine Üstünlüğü Yoktur. Üstünlük Sadece Takva İledir

Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır. (Hucurat Suresi, 13)

Irk Üstünlüğü Düşüncesine Göre Hareket Etmek Cahiliye Tutumudur

Hani o inkar edenler, kendi kalplerinde, ‘öfkeli soy koruyuculuğu’nu (hamiyeti), cahiliyenin ‘öfkeli soy koruyuculuğunu’ kılıp-kışkırttıkları zaman, hemen Allah; elçisinin ve müminlerin üzerine ‘(kalbi teskin eden) güven ve yatışma duygusunu’ indirdi ve onları “takva sözü” üzerinde ‘kararlılıkla ayakta tuttu.” Zaten onlar da, buna layık ve ehil idiler. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir. (Fetih Suresi, 26)