Türk Milleti'nin Şanlı Tarihi
Türk çocuğu ecdadını (atalarını) tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır." Mustafa Kemal ATATÜRK
Türkler 2000 yıldan bu yana tarih sahnesinde yer almış, dünya tarihine damgasını vurmuş şanlı bir millettir.
Türk milleti asırlar boyunca üç kıtada eşsiz devletler kurmuş, tarihe unutulmaz zaferler kazımış, ayak bastığı her yere barış, adalet ve medeniyet götürmüş, dünya milletlerine örnek olmuştur.
Şanlı tarihimizden Mete, Alparslan, Çağrı Bey, Kılıçarslan, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman gibi dünyanın takdirini kazanmış sayısız önemli lider gelip geçmiştir.
Türk tarihinde, tüm dünyaya ün salmış 16 büyük devlet dikkat çekmektedir.
Günümüzde de Cumhurbaşkanlığı forsu 16 yıldızdan oluşur ve her bir yıldız şanlı Türk tarihinde kurulmuş olan bu devletleri temsil eder.
Hun Devleti, Batı Hun İmparatorluğu, Avrupa Hunları, Akhunlar, Göktürk Devleti, Uygur Hakanlığı, Avar Devleti, Hazar Devleti, Karahanlılar, Gazneliler, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Hârizmşahlar Devleti, Timurlar Devleti, Bâbur Devleti, Altınordu Hanlığı ve 3 kıtaya hükmeden Osmanlı İmparatorluğu
Türkler her dönemde kültür ve uygarlığın öncüsü olmuşlardır. Türk Milleti'nin kültür birikimini derinden etkileyen en önemli unsur ise İslamiyet'in kabulü olmuştur. Müslümanlığa giriş Türk tarihinde çok önemli bir mihenk taşıdır.
Türkler örflerinin gereği olan dürüstlük, mertlik, cesaret gibi hasletleri İslamı yaşamaya başladıktan sonra daha da pekiştirmişlerdir. Türk Milleti'nin özündeki değerlerin Kuran ahlakı ile birleşmesi, dünya tarihini derinden etkileyen gelişmelere yol açmıştır.
Örneğin Malazgirt savaşı Türk tarihinde çok önemli bir dönüm noktasıdır. Bizans'ın 200 bin kişilik ordusuna karşı, Selçuklu Devleti’nin kuvvetleri sadece 50 bin kadardı. Sultan Alparslan bu durumda 26 Ağustos 1071 Cuma günü sabahı etkileyici ve coşkulu bir konuşma yaptı:
"Kumandanlarım, askerlerim! Biz ne kadar az olursak olalım, onlar ne kadar çok olursa olsunlar, daha fazla bekleyemeyiz. Bütün Müslümanların minberlerde bizim için dua ettiği şu saatlerde kendimi düşman üzerine atmak istiyorum. Ya muzaffer olur gayeme ulaşırım, ya şehit olur cennete girerim... Askerlerim! İşte atımın kuyruğunu bağladım. Bir er gibi savaşa gireceğim. Üzerimde sultanlık belirtisi hiçbir şey yoktur. Şehit olursam, üzerimdeki şu beyaz elbise kefenim olsun. O zaman ruhum göklere çıkacaktır... Ya Rabbi! Seni kendime vekil ediyor, azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve Senin uğrunda savaşıyorum. Allah’Im, niyetim halistir, bana yardım et. Sözlerimde yalan varsa beni kahret." (Osman Turan, Tarih Akışı İçinde Din ve Medeniyet, 1980, s. 129)
Alparslan sayıca çok üstün olan Bizans kuvvetlerine karşı, Türk savaş taktiği olan "Turan taktiği"ni başarıyla uygulamış, Yüce Allah’a güvenip dua etmiş ve Türk milletine şanlı bir zafer kazandırmıştır. Malazgirt Zaferi sonuçları itibarıyla hem Türk tarihi, hem de dünya tarihi bakımından çok büyük bir önem taşımaktadır. Böylece Anadolu kapıları Türklere tamamen açılmıştır, Türkiye Cumhuriyeti'ne kadar uzanan Türkiye tarihi başlamıştır. Artık Anadolu, ebediyen Türk ülkesi olmuştur.
Osmanlı Devleti ise üç kıtada, dinleri, dilleri, kültürleri, ırkları farklı milyonlarca insanı barış içinde birarada tutarak altı asır boyunca yönetmiştir.
Geçmişte olduğu gibi bugün de Müslüman Türk Milleti sabrı, imanı ve güzel ahlakı ile mazlumun yanında, zalimin karşısında yer alacak, farklı kültürlerden ve kökenlerden gelen insanları adalet ve hoşgörü altında birleştirecek ve tüm dünyanın özlemini çektiği barış ve güvenlik ortamını oluşturacaktır.
Türk- İslam Birliği’nin kurulmasıyla 21. yüzyıl, Allah'ın izni ile, tüm Müslüman ve Türk halkları için aydınlık bir çağ olacaktır...