Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri, 1888 yılında Bulgaristan'ın Silistre vilayetinde doğdu. İlk tahsilini kendisi de alim olan babasından aldı. 1916 yılında İstanbul'da dönemin en meşhur ve önemli medresesi olan Fatih Medresesini birincilikle bitirdi. Daha sonra Süleymaniye Medresesinde Medresetü'lKuzat yani günümüzdeki Hukuk Fakültesini de birincilikte bitirdi. 30 yaşında ordinaryüs profesörlük ünvanı kazandı.
Genç yaşta hapishaneyle tanıştı
Ömrü boyunca İslam'a hizmet etmek ve Kuran'ı gönüllere yerleştirmek için büyük gayret sarfedenSüleyman Hilmi Tunahan, bu yolda türlü zorluklarla karşılaşmıştır. İlk kez 1939 yılında yaptığı İslami mücadeleden dolayı tutuklandı. Genç denecek yaşta hapishane ile tanıştı. Hapishanede ilmi ve irfani çalışmalarına daha da hız verdi. 1944 yılında ikinci defa tutuklandı, 8 gün boyunca işkenceye tabi tutuldu. 1957 yılında da Kütahya Hapishanesi'nde 69 yaşında 59 gün tutuklu kaldı.İdam talebiyle yargılandı, mahkeme tarafından suçsuz bulunarak beraat etti.
Talebelerine olan sevgisi
Süleyman Efendi talebelerine çok kıymet verir, onların her türlü sıkıntılarıyla ilgilenirdi. Kendi parasıyla talebelerinin masraflarını karşılardı.
Yetiştirdiği talebeler için; “Ben canlı kitaplar yazıyorum. Onlar hiçbir zaman tozlanmayacak, sürekli kendisini okutturacak” derdi.
Süleyman Hilmi Efendi şeker hastalığı sebebiyle 16 Eylül 1959 tarihinde İstanbul'da Hakk’ın rahmetine kavuştu.
SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN'IN TALEBELERİNE ÖNEMLİ VASİYETİ:
Süleyman Hilmi Tunahan tüm Müslümanların ittifak içerisinde olmasının önemini şu sözleriyle öğütlemiştir:
“Vasiyetim olsun: Tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız...
Her yerde birlik ve beraberlik lazımdır. Muvaffak olmak için her hususta ittifak etmeli ve dayanışmayı asla elden bırakmamalıdır. Çünkü Allah'ın nusreti, maddi ve manevi yardımı cemaat ile beraberdir.Toplu çalışanlar bunun semeresini kısa zamanda elde ederler.”
SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN HAZRETLERİ "HZ. MEHDİ (AS)'IN ÇAĞINDAYIZ" DİYOR
Hz. Mehdi hakkında vaki hadis-i şeriflerde, Fahr-i Alem (sav) Efendimiz'densırran (gizlice) haber sadır olmuştur (meydana gelmiştir); ancak, anahtarı kimde ise o açar ve işin hakikatini o anlar, başkası anlayamaz. Herkes anlasa sır zahir olur.Usule muhalif gelir. Yani zamanın sahibi (Hz. Mehdi (as)), Resulullah (sav)'ın varisi perdeyi kime açarsa, ancak o anlar. Nüzul-i Isa aleyhisselam'daki sır da böyle. Allah dostlarının rütbesindeki büyüklükleri nisbetinde halleri ve sırları kapalıdır. HZ. MEHDİ (AS) BİZİM USULUMUZ ÜZERE GELECEK, ŞİMDİ O DEVİRDEYİZ.
SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN’IN BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ HAZRETLERİ HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ
Süleyman Efendinin bağlılarından Arif Hikmet Köklü Beyefendi şu hatırayı anlatmışlardır;
'Bazı kimseler Bediüzzaman Said Nursi aleyhinde neşriyatta bulunuyorlardı. Onların tesirinde kalarak Şeyh Süleyman Efendi Hazretlerine 'Biz Said Nursi'yi nasıl bileceğiz?' diye sordum. 'BU BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİ TÜRKİYE'DE EN SEVDİĞİM ZATTIR' dediler."(Prof.Ahmed Akgündüz-Arşiv belgeleri ışığında Süleyman Hilmi Tunahan-Osav yay.)
Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri, Bediüzzaman Hazretleri ile ilgili diğer görüşlerini ise şöyle belirtmiştir:
"Said Nursi'ye makamını bizzat Resulullah vermiştir. En yüksek dereceye çıkmıştır. Hz. Allah'ın ilham ettiği şekilde yazacak, onun hizmeti de öyle...
BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİNİN TALEBELERİYLE ARANIZDA ZERRE MİKTAR BİR İHTİLAF ÇIKARIRSANIZ HUZUR-U İLAHİDE İKİ ELİM YAKANIZDADIR..."(Prof.Ahmed Akgündüz-Arşiv belgeleri ışığında Süleyman Hilmi Tunahan-Osav yay.)
BediüzzamanHazretleri de Süleyman HilmiTunahan Hazretleri ile ilgili şunları söylemiştir:
“Ben kendini görmemişim. Fakat manen tanırım. Ulema-i su İslam dininin şerefini ayak altına düşürdüler. Fakat o bunu minarenin şerefesi gibi yükseltti. ONU VE TALEBELERİNİ OKUDUĞUM EVRADIN inşaALLAH SEVABINA ORTAK KILIYORUM. (Mehmed Emre-Hatıralarım.s:55-56-Erhan yay.)