Münafık bir gün mutlaka inkarcı hayatına geri döneceğinin planlarını kurarak yaşar. Bu nedenle de, Müslümanların yanında olduğu her vakti, küfürde yaşayacağını umduğu, gelecekteki yıllarını garantiye almakla uğraşarak geçirir. Bu yöndeki en önemli faaliyeti ise, ‘küfrün beğenisini kazanmak, aralarında iyi bir yer edinmeye çalışmak ve onların nezdinde itibar kazanmak’tır. Münafığa göre bunun önemli yollarından biri ise küfre müminlerle ilgili bilgi aktarmaktır. Ne kadar çok bilgi taşırsa, küfürdeki yandaşlarının o kadar çok gözüne girebileceğini düşünür.
Ancak Müslümanlar Allah korkusu olan, dürüst, vicdanlı ve tertemiz bir hayat yaşayan insanlar oldukları için münafıkların bu tür aleyhte bilgi arayışları her zaman hüsranla sonuçlanır.
Ancak Münafık bu planını gerçekleştirebilmek için ‘her türlü şeytani maceraya ve tehlike atılmaya’ hazırdır. Elindeki tüm imkanları sinsice kullanıp bu bağlantıları kurma konusunda, adeta ‘gözü dönmüş bir hırs’ içerisindedir. Kimi zaman bilgisayarından kimi zaman telefonundan küfürle yaptığı konuşmalarla sürekli bunun zeminini hazırlamaya çalışır. Bunu yaparken de Müslümanlar tarafından fark edilmemek için, şeytani zekasıyla kendince bazı tedbirler alır. Örneğin yakınında Müslümanlar varsa, bulunduğu yerin kapısını kapatarak yüksek sesle müzik açar. Ve müzik dinliyor izlenimi verirken, aslında gizlice ve saatlerce küfürdeki dostlarıyla telefonda konuşur. Ya da odasında uyuyor numarası yaparak kimsenin kendisini rahatsız etmemesini sağlar. Ardından da karanlıkta gizlice bilgisayarını açıp inkarcı arkadaşlarıyla, derin devlet içerisindeki dostlarıyla ya da diğer münafıklarla bağlantıya geçer. Odasına aniden biri gelecek olursa da, çok hızlı bir şekilde başka bir konuyla ilgileniyormuş gibi yaparak yazışmalarını gizler. Bazen de Müslümanların olduğu bir ortamdan uzaklaşabilmek için bulunduğu yerin banyosuna geçerek, gizli görüşmelerini orada gerçekleştirmeye çalışır. Banyoda fısıltıyla küfre bilgi aktarımı yaparken de, suyu açarak ya da fön makinesini çalıştırarak sesinin duyulmasını engellemeyi ve sinsi faaliyetini gizlemeyi planlar. Ardından da oradan çıkmadan önce, küfürle yaptığı görüşmelerine dair telefonundaki tüm hafıza kayıtlarını mutlaka siler.
Eğer bu gibi teknolojik imkanları kullanarak, küfürle iletişim kurmasında bir sorun oluşursa, münafık bu sefer de bulunduğu yerdeki diğer imkanları inceleyerek kendisine farkı yollar bulmaya çalışır. Örneğin bilgisayarı herkesin göreceği bir yerdeyse, telefonunu yanına alıp bir yere kapanması çok dikkat çekecekse, münafık bulunduğu yerdeki, internet bağlantılı bir televizyonu ya da ‘Ipod’ adı verilen internet bağlantılı müzik çalarları kullanarak küfürdeki dostlarına ulaşmaya çalışır. Çoğu insanın detaylarını çok iyi bilmediği teknolojileri, sırf bu amaçla çok iyi öğrenen münafık, akıllı televizyonlar üzerindeki kameralar ile, başka bir münafık dostunun ya da küfürdeki arkadaşlarının bilgisayarına bağlanır. Ya da bu televizyonlar yoluyla da Youtube ya da Facebook gibi canlı yayın yapılmasına imkan tanıyan pek çok program yoluyla, Müslümanların aleyhine gizli bağlantılar kurar.
Gecenin karanlıklarında birbirinden zor şartlar altında sırf inkar edenlerle dostluk kurabilmek için bu kadar sıkıntıya girmesi, münafığa asla zor gelmez. Aksine tüm bunlar ona müthiş bir şeytani bir heyecan ve dinamizm katar. Müslümanlardan gizli yaptığı her şeytanlık, münafığın kendi düşük aklına olan güvenini, büyüklüğüne olan ahmakça inancını daha da artırır. İşte tüm bu sinsi eylemleri yapmaktan aldığı şeytani haz da, bundan kaynaklanmaktadır.
Küfür içinde saygın ve itibarlı olmak münafıklar için adeta bir ‘ölüm-kalım meselesi’dir. Küfre, Müslümanlarla ilgili olabildiğince çok haber taşıyarak onların gözünde yüceleceklerini düşündükleri için, her anlarını bu amaç doğrultusunda değerlendirmek isterler. Deşifre olmadan bilgi toplamaya devam edebilmek için ise gereken her yola başvurur, her türlü sinsiliği sergilerler.
Ancak münafıklar bu kadar zorlu bir çaba içerisine girerken, şu önemli gerçeğin hiç şuurunda değildirler. Müslümanlar zaten tüm hayatları insanların gözleri önünde olan, Kuran ahlakına uygun bir hayat süren, her anlarını iyiliğe ve güzelliğe vesile olmak için yaşayan kimselerdir Bu nedenle tek yapabildikleri, bu hayırlı çabaların bilgisini vererek, İslam’ın yayılması için yürütülen faaliyetleri engellemeye çalışmak olur.
Fakat münafık tüm bunları yaparken Allah'ın kendisini gördüğünü ve sonsuz gücüyle Müslümanları desteklediğini hiç düşünmez. İnsanların yaptıkları şeytanlıkları en ince detayına kadar bilen sonsuz bir akıl ve sonsuz bir güç Müslümanlara yardım ederken; Allah'tan bağımsız hiçbir müstakil gücü olmayan münafığın, yine Allah'ın kontrolünde olan zayıf aklıyla başarılı olabilmesi ise, elbette ki asla mümkün değildir.