Sunucu: Bugün etrafınıza baktığınızda, kötülük ve fesadın insan zekasının limitlerini zorlayan bir seviyeye geldiğini görüyor ve bunu durdurmak için problemin kaynağını bulmaya yönelme ihtiyacı duyuyorsunuz. İnsan nasıl olur da kiliseye giden dindar insanların üzerine bomba atar? Ya da nasıl olur da Ruanda’da sadece farklı bir ırktan oldukları için yüz binlerce insan katledilir? Bir gazeteci olarak insanlara uygulanan bu şiddetin kaynağının ne olduğunu düşünüyorsunuz?
Luca Steinmann: Evet, derin sorular bunlar… İlk başta şunu söyleyebiliriz; jeopolitik seviyede karmaşa yaratmaya ve savaş çıkartmaya meraklı bazı güçler var, çünkü savaşlar her şeyden önce ticaret demek; Ordular için, silah sanayii için, gayrimenkulle ilgilenenler için, mültecilerle ilgilenen kişiler için ticaret demek- Allah’a şükür herkes böyle değil ama bu durumun geçerli olduğu bazı vakalar da var.
İkinci bir seviyede, dünyada bir çok iç savaşta görüyoruz. Özellikle Batı’da yaşanan bir çok iç çatışmada, ortak bir kimliği olmayan, birbiriyle savaşan bir çok farklı insan ve insan grubu bulabiliyoruz. Bu nedenle de kendi klanları, kendi grupları ve kendi asılları içinde bir kimlik arayışı içine giriyorlar. Ve bu da Batı için derin bir problem olabilir çünkü iyi bir kimlik vermemek, insanları toplum içerisinde bir araya getirebilecek ulusal değerler sağlayamamak ve aynı zamanda aynı topraklarda yaşayan bazılarının insan haklarına saygı göstermemek, bir sivil çatışmayı, bir iç savaşı başlatabilir, ki bu sadece tek bir bölgede, tek bir noktada, tek bir şehirde yoğunlaşmayabilir ve tüm Avrupa’ya, tüm Batılı topraklara yayılabilir.