İslam'a Karşı Deccalin En Büyük Ordusu: Yobazlar 1. Bölüm

 

İSLAM’A KARŞI DECCALİN EN BÜYÜK ORDUSU: YOBAZLAR

 

(1.    Bölüm)

 

Yobazlık, Allah’ın Kuran’da bildirdiği ve Peygamberimiz (sav)’in yaşadığı İslam’dan çok farklı bir anlayışı din gibi göstermeye çalışan bir sistemdir. İslam dini sevgiyi, dostluğu, kardeşliği, neşeyi, estetiğe, sanata ve bilime önem vermeyi, kadına hak ettiği değeri göstermeyi, affedici olmayı kısaca güzel olan her şeyi emreder.

Yobazlık ise, hurafelerle ve bidatlarla bambaşka bir din ortaya koyar. Sevginin olmadığı, nefretin ve öfkenin hakim olduğu, temizliğe, sanata ve bilime karşı olan, neşenin ve güzelliklerin yasaklandığı, kadınlara ve çocuklara amansız bir öfke duyulan bu sistem, şeytanın insanları din ahlakından uzaklaştırmak için meydana getirdiği bir beladır. Ve Allah’ın izniyle bu bela Hz. Mehdi (as) vesilesiyle tam olarak bertaraf edilecektir.

Yobazların Kuran’ı Kerim’de ve hadislerde bildirilen ve onları bize tanıtan çok belirgin özellikleri vardır. Şimdi bu özelliklerinden bazılarını görelim:
 

Yobazların amacı, Kuran’ı uygulatmamaktır

 

Yobazlar, Kuran’da olmayan şeyleri İslam dinine dahil etmeye çalışırlar. Kuran’da kendi hurafelerine uymayan hükümleri ve emirleri de reddederler. Onlar için Kuran’ın sevgiyi, şefkati, kardeşliği, barışı öğütlemesi, Kuran’da tüm güzelliklerin övülmesi, sanatın, bilimin teşvik edilmesi büyük bir öfke sebebidir.

İşte bu yüzden Deccaliyet, Kuran’a dayalı İslam dinini kendince içten vurmak ve ortadan kaldırmak için bağnazlık ve yobazlığı kullanmaktadır.

 

Yobazlar deccalin ordusudur

Gericilik, bağnazlık ve yobazlık İSLAM’A KARŞI DECCALİN EN BÜYÜK ORDUSUDUR. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) bunu bir hadis-i şerif ile haber vermiştir:

”Ümmetimden başı sarıklı yetmiş bin alim kişi, deccale tabi olacaklar.” (İmam Ahmed Bin Hanbel, Müsned, sf. 796)

Peygamberimiz (sav), bu hadisiyle, deccal taraftarı olarak Allah dostlarına karşı faaliyet yapacak olan, dine en çok zarar vermeye çalışan başlıca grubun, kendini Müslüman olarak gösteren yobazlar olduğuna dikkat çekmektedir.
 

Yobazlar sevgiye düşmandırlar

Yobazlar her türlü güzelliğe nefretle bakarlar. Çiçekten nefret eder, çocuktan nefret eder, kediden, köpekten, tavşandan nefret ederler. İçleri ve ruhları bomboştur. Ruhlarında sevgiye dair hiçbir şey yoktur.

Yobazlar sevilmezler, hayatları kapkaranlıktır

Yobaz, kimseyi sevmediği gibi sevilmez de. Herkes bir yobazın mantığından ve yaşam şeklinden, düşünce tarzından nefret eder. Yobazlardan yobazlar bile nefret ederler. Bu nedenle kendi aralarında bile sürekli olarak ayrılık ve husumet vardır. Hiçbir zaman birlik içinde, rahat ve mutlu şekilde yaşayamazlar. Ruhları gibi hayatları da kapkaranlıktır.

ADNAN OKTAR:Her şeyleri kıl. Tip kıl, konuşma kıl, yürüyüş kıl, hareketler kıl, mantık berbat. Yani gıcıklığın içine batırmış, çıkarmış gibi. Tam kıl otu yani böyle. Gören de tabi doğal olarak nefret ediyor. Bir de üstüne üstlük o zavallılığına rağmen, enaniyetli ve kibirli, kafa acayip havada, kimseyi beğenmiyor. O zavallılığına rağmen bir de alaycı. Pis pis sırıtmalar böyle alaycı sırıtmalar, kimseyi beğenmemeler, herkese tepeden bakmalar,  adam yerine koymamalar. Halbuki Müslüman her an Cehennem’e gidebileceği düşüncesiyle son derece mazlumdur, boyun eğicidir ve sevgi doludur, şefkatlidir. (16 Aralık 2011 Aksu, Kaçkar tv)

 

Yobazlar aynı zamanda münafıktırlar

ADNAN OKTAR: Aslında yobazla münafık iç içedir, yobaz aynı zamanda münafıktır. Samimi bir Müslüman hiçbir zaman yobaz olmaz. Yobazın ana özelliği münafık olmasıdır. Münafık ayetlerine baksınlar Kuran’da, yobazı bulacaklar. (19 Ekim 2010 Gaziantep Olay)

Yobazlar kadın düşmanıdırlar

Yobazlar insana değer vermez, canlı hiçbir varlığa önem vermezler.  Ruhlarında hiçbir inceliğe, şefkate ve merhamete yer yoktur. Bütün bunların sonucu olarak yobaz, kadından da nefret eder. Yobazların başlıca özelliklerinden biri de kadın düşmanı olmalarıdır. Kadına üçüncü sınıf muamelesi yapmak yobazlığın ana özelliğidir. 

 

ADNAN OKTAR:Kardeşim öyle bir kadın anlayışı var ki acayip aşağılıyorlar. Net üçüncü sınıf insan olarak görüyorlar kadınları. Adam yerine koymuyorlar. Bizim karı bilmem ne falan işte karı dırdırı bilmem ne. Yani bir nefret var, kadın nefreti var yobazlarda ve gericilerde. Ben öyle değilim, çok seviyorum, çok tatlı varlıklar. Yani bütün benliğimi kaplıyor onlara olan sevgim. Ve acıyorum bak acıyorum, şefkat duyuyorum, korumak kollamak istiyorum. Hepsini kıskanıyorum, kim varsa hepsini kıskanıyorum. Aman zarar gelmesin diyorum yani gelirse rahatsız oluyorum. (25 Ekim 2010 Asu Tv)

 

ADNAN OKTAR:Kadınlar için de Allah’a hamd edilir. Allah böyle güzel bir nimet verdi diye. Kadın düşmanlığı yobazların özelliğidir, münafıkların özelliğidir. Nefret ederler kadından onlar. Bir türlü anlamazlar o zevksizler yani. Allah’ın çok büyük bir nimetidir. Bak, Peygamberimiz (s.a.v.) diyor ki; “bana üç şey sevdirildi. Bir, gözümün nuru namaz; iki, güzel koku; üç, saliha kadın.” (26 Ekim 2010 Gaziantep Olay TV)

 

ADNAN OKTAR:Kadınların aleyhinde olan hadislere inanmayın, uydurma hadislere. Yani kadınları kötüleyen böyle yobazların, gözü dönmüş psikopatların izahlarına inanmayın. Kadın çok mübarek, muhterem bir varlıktır. Allah tarafından dünyaya bir süs, dünyanın en güzel süsü olarak yaratılmışlardır. O şeytanın fitnesidir. Şeytan kadının düşmanıdır. Şeytan kadından nefret eder. Darwinisler de nefret ederler, komünistler de nefret ederler, faşistler de nefret eder ve yobazlar da çok nefret ederler kadından. Yani kadını çok aşağılık, üçüncü sınıf olarak görürler. (26 Ekim 2010 Gaziantep Olay TV)

 

 

 

 

Yobazlar yalancıdırlar
 

Yobazların sahtekarlıklarını örtebilmek için en çok başvurdukları yollardan biri yalandır. Yalan söylemeyi bir alışkanlık haline getirmişlerdir. 

 

ADNAN OKTAR: “Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolayısıyla” münafıklar, yobazlar acayip yalancı olurlar. Kudurmuş gibi yalan söylerler. Kuran ona dikkat çekiyor. Müthiş yalan kabiliyetleri vardır. Yobaz dedin mi, bil ki yalancıdır ama normal sosyal hayatında da yalancıdır. Münafık ve yobaz sadece din konusunda yalancı değildir. Yaptığı bir ahlaksızlıkta yalancıdır, bir konuda da yalancıdır. Kendini överken yalan söyler, bir şey anlatırken yalan söyler, sürekli yalan söyler. Yalan onun ilacıdır, gıdasıdır yobazın. Kuran buna dikkat çekmiş. Bak,“Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolayısıyla şuna helal, buna haram demeyin.” Şu helal, diyor. Neye göre? Benim kafama göre. Bu haram. Niye? Bu da benim kafama göre. Kuran’da var mı? Yok. (17 Ocak 2011 Adıyaman Asu)

 

Yobazlık, deccaliyetin Müslümanların üzerine akıttığı zehirdir

ADNAN OKTAR: Kardeşim yobazlık, deccaliyetin Müslümanların arasına akıttığı bir sinsi zehir. Müslümanların suyunun içerisine deccaliyet bir zehir akıttı, görünmeyen bir zehir. Kiminin sarığı var, kiminin cübbesi var, kiminin badem bıyığı var, ama o aradan akıttılar. Öyle sinsi bir tehlikeydi ki yobazlık, İslamiyet’e karşı deccalin asıl kılıcıdır. En şiddetli güç odur, yobazlıktır, İslam’ı içinden vurur. Çünkü mesela Avrupa’da Müslüman deyince, işte eli kanlı, gözleri devrik, saçı sakalı birbirine karışmış, vahşi, böyle hayvan gibi mahluk akla geliyor idi. Biz bu kafayı, bu mantığı yerle bir ettik ve şok oldular. Müslümanın Avrupai yüzünü, modern yüzünü de onlara gösterdik. Çünkü Müslüman zaten dünyanın en kaliteli, en mükemmel insanıdır. Dünyanın en modern insanıdır, en kalitelisidir; fakat bu bazı yerlerde bilinmiyordu. Genelde biliniyor ama bilinmeyen yerler de vardı, biz o bilinmeyen noktaları açtık ve çok güzel çığır açtık. Biraz tutucu olan kardeşlerimizin de yolunu genişletmiş olduk... (16 Mayıs 2011 Kahramanmaraş aksu)