Peygamber Efendimiz (sav)'in amcası Ebu Talip'in oğlu olan Hz. Ali (ra), küçük yaşta İslamiyet'i kabul eden ilk Müslümanlardandır. Ayrıca Resulullah Efendimiz (sav)’in damadı ve Ehli Beyt’indendir.
Hz. Muhammed (sav)'in yanında büyümüş, onun eğitiminden geçerek yetişmiştir.
Hiç bir zaman putlara secde ve ibadet etmemiş, yalnızca Allah'a secde etmiştir.
Bu nedenle “KerremallâhüVecheh” (Allah yüzünü şereflendirsin) sıfatıyla anılmıştır..
Hz. Ali (ra) İslamiyet'i kabul ettiği küçük yaşlarından itibaren Peygamberimiz (sav)'in en yakın yardımcılarından olmuş, vefatına kadar onun yanından ayrılmamıştır.
Hicretten yaklaşık olarak 23 yıl önce Mekke'de doğan Hz. Ali Kuran ahlakını yaşamada Peygamberimiz (sav)'in örnek gösterdiği mübarek bir İslam halifesidir. İslam tarihinin en görkemli dönemlerinden olan "Dört Halife Dönemi"nin son halifesi olmuştur.
Hz.Muhammed(sav), sevgili tek kızıHz.Fâtıma’yı, Hz.Ali ile evlendirerek onu kendisine damad etmiştir.
Hz. Ali'nin Hz. Fatıma'dan Hasan, Hüseyin ve Muhsin adında 3 erkek, Zeyneb ve Ümmü Gülsüm adında iki kızı olmuştur. Hz. Peygamber (sav)’in nesli Hz. Ali ve Hz. Fatıma’nın oğulları Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin’den devam etmiştir.
Hz. Ali’nin, Resulullah (Sav)’ e Olan Sevgisi Ve Örnek İtaati
Muhammed bin Cerir-i Taberi, Hz. Ali (a.s)’ın şöyle buyurduğunu nakletmiştir.
Resulullah (sav) beni çağırdı ve şöyle buyurdu: “Ya Ali! Allah-u Teala, kendi yakınlarımı uyarıp korkutmamı emretmiştir. Sen bizim için bir yemek yap. Sonra Abdulmuttalib oğullarını, onlarla konuşmam için bir araya topla da iletmekle görevli olduğum şeyi onlara ileteyim.”
Ben de Resulullah’ın emri üzere onları bir araya topladım, Resulullah (sav) onlara hitaben şöyle buyurdular: “Allah-u Teala, sizi O’na davet etmekle beni görevlendirmiştir. Sizlerden hanginiz, aranızda benim kardeşim, vasim ve halifem olmak istiyor?” Orada bulunanların hepsi sustular. Onların hepsinden yaşta küçük olmama rağmen; “Ya Resulullah! Ben senin yardımcın olmak istiyorum” dedim. Resulullah (sav) elini benim boynuma koyarak şöyle buyurdu: “Bu şahıs, benim sizin aranızdaki kardeşim, vasim ve halifemdir; sözünü dinleyin ve emirlerine uyun.” (Tarih-i Taberi, c.2, s.62. )
İlim Öncüsü Bir İslam Halifesi
Hz. Ali (ra)'ın öne çıkan özelliklerinden biri, Allah'ın izniyle sahip olduğu ilimdir.
Sahip olduğu ilim, fıkıh metinleri ve hükümleriyle sınırlı kalmamış, matematik ve benzeri bilim dallarında da çağının öncülerinden olmuştu. Peygamber Efendimiz (sav), Hz. Ali (ra)'ın bu önemli özelliğini bir hadis-i şerifinde şöyle övmüştür:
"Ben ilmin şehriyim, Ali (ra) ise kapısıdır." (Deylemi)
Hz. Ali daha çocukluğundan itibaren Peygamber Efendimiz (sav)'in yanında bulunmuş, Kuran ahlakını ve Kuran'ın hikmetlerini ondan öğrenmiş, onun vahiy katipliğini yapmıştır. Hz. Ali, Eshab-ı Kiramın en büyük fıkıh alimlerindendir.
Hz. Ali (a.s) şöyle derdi:
Ben Allah Resulü’nden duyduğum her şeyi mutlaka ezberler ve asla unutmazdım (Bihârü'l-Envâr, c.35, s.329)
Sayın Adnan Oktar'ın 26 Aralık 2009 Tarihli Röportajı
Peygamberimiz (s.a.v) vahiyle bildiriyor, o yüzden son derece bilgiliydi Hz.Ali (a.s). Yani özel bilgileri de vardı.
Hz. Ali (Ra)'In Örnek Cesareti
Hz. Ali (ra)'ın ön plana çıkan diğer bir özelliği de örnek cesareti olmuştur.Hz. Ali Allah'tan başka kimseden korkmadan ve çekinmeden kararlılık göstermiş hiçbir şart ve ortamda Kuran ahlakından taviz vermemiştir.
Katıldığı tüm savaşlarda sancaktar olarak bulunmuş, sadeceTebük Seferi'ne Peygember Efendimiz (sav)'in emri ile Medine'de kaldığı için katılmamıştır.
Bedir savaşında henüz 25’li yaşlarında idi ve İslamiyet'i koruyanların başındaydı. Yetmiş yara almasına rağmen son ana kadar Resulullah (sav)’in yanında savaşmaya devam etti.
Uhud Savaşında Hz.Ali müşriklerle savaşırken ve Hz.Peygamber(sav)’i korurken elindeki kılıcı kırılmış, bunun üzerine Hz.Muhammed (sav) kendi kılıcı olan elindeki meşhur “Zülfikâr” adlı kılıcı vermiştir.
Adnan Oktar'ın Dem Tv'deki canlı röportajı (30 Ekim 2009)
"Hz. Ali’nin kılıcı da Mehdi’nin yanında olacaktır. Bir rivayette de vardır. Zülfikar o da buradadır, Hz. Ali’nin kılıcı. Topkapı’dadır biliyorsunuz. Peygamber Efendimiz’in kılıçları da yanında olacaktır. Onları teberrüken kullanacaktır Hz. Mehdi. Yani yanında bir süs ve güzellik olarak bir süre bulunduracaktır."
Hendek Savaşı'nda, Araplar'ın ünlü savaşçısı Amr bin Abduved'i ağır bir darbeyle yere serdi. Hendek Savaşı'nın sonucunda Hz. Ali'nin bu başarısının önemli bir yeri vardır.
Hz. Ali Hayber Savaşı sırasında Hayber kalesinin kapısını eli ile yıkmış ve bu kapıyı kendisi için kalkan olarak kullanmıştır.
Adnan Oktar'ın 19 Ekim 2010 tarihli röportajı
"Tam mücahit. Hz. Ali (r.a.)’yi 17 yerinden yaralamışlardı, aslanım benim, ayakta aslan gibi daha hala devam ediyor. 17 yerinden yaralı, kılıç yarası aldı, inşaAllah. Bir tane kılıç yarası alsa insan takla atar, düşer. 17 yerinden yaraladılar benim aslanımı, maşaAllah. Dedemi. Aslan gibi yine ayaktaydı. Hayber Kalesi’nin kapısını söktü, inşaAllah. O adrenalinle maşaAllah."
Mekke fethedildiğinde Hz.Muhammed (sav) ile birlikte , Ka’be-i Muazzama’nın çevresindeki putları kırdılar; içerisine girip oradaki putları da yerlerinden sökerek dışarıya attılar.
Yüksekteki putların kırılması için Hz.Muhammed (sav), Hz.Ali’ye “Yâ Ali! Omuzlarıma bas çık, şunları indir, kır” diye buyurdular. Hz.Ali, Resulullah (sav)’ın omuzlarına basıp putları indirdi. O anda yaşadığı coşkulu Allah aşkını anlatırken
“Bana öyle geldi ki, dileseydim göğe ulaşabilirdim” buyurmuşlardır.
Hz. Ali’nin Dış Görünümü Ve Güzelliği
Hz. Ali buğday tenli, yeşil gözlü, sık sakalları olan, güler yüzlü, geniş göğüslü, heybetli bir görünüşe sahipti.
ADNAN OKTAR'IN 23 EKİM 2009 TARİHLİ DEM TV RÖPORTAJINDAN
"Hz. Ali benim dedem aslan gibidir o böyle geniş omuzlu yeşil gözlüdür Hz. Ali. Pehlivandı o biliyorsunuz müthiş güçlüydü. Hayber kalesinin kapısını söktü kuvvetinin şiddetini oradan anlayın. Çok şakacıdır Hz. Ali,sevecen, neşeli, dışa dönük bir insandır, hayat doluydu. ...Benim dedem Hazreti Ali görenin nefesi kesilecek derecede yakışıklıydı."
Hz. Ali (RadiyallahuAnh)’In Bazı Lakapları
Şir-i Yezdan (Allah'ın Aslanı)
Kur'an-ı Natık (Konuşan Kuran)
Haydar(Arslan)
Haydar-ı Kerrar (Kahramanca döne döne düşmana saldıran)
Murtaza (Allah'ın razı olduğu kişi)
Şah-ı Velayet (Velilerin Şahı)
Emir’il müminin (Müminlerin Emiri )
Esedullah (Allah'ın Arslanı)
Şah-ı Merdan (Yiğitlerin Şahı)
Seyfullah (Allah’ın kılıcı)
Sultan-ül-eshiya (Cömertlerin Sultanı)
Ebu Turab (Toprağın babası)
Hz. Ali (as) 661 yılında Ramazan ayının 19. gününün sabahı Kufe camiinde sabah namazını kılarken İbn-i Mülcem'in zehirli kılıcıyla aldığı darbe sonucu şehit olmuştur.
Hz. Ali, vefat etmek üzere iken buyurdu ki:
- Yeminle söylüyorum ki, umduğuma kavuştum.
Resulullah (Sav) Hz. Ali’nin Şehadetini Önceden Haber Vermiştir
Resulullah (sav) Hz. Ali’ye Ebu Turab yani toprağın babası künyesini vermiş ve şehadetini haber vermiştir.
Allah Resulü (sav), Hz. Ali ve AmmarYasir’i yumuşak topraklar üzerine uzanıp uyurlarken gördü ve onları uyandırdı. Sonra elleriyle Hz. Ali’ye dokunarak şöyle buyurdu: “Uyan ey Ebu Turab! (toprağın babası) Sana insanların en bedbahtını haber vermemi ister misin? buyurdu ve sonra onlar iki kişidir buyurdu; biri (Salih’in ) devesini öldüren Uhmir Semud öteki ise (HZ. ALİ’NİN) KAFASINA İŞARET EDEREK BURAYA-KILICIYLA DARBE VURUP SAKALINI KANA BULAYACAK KİŞİDİR.”(MüsnediAhmed, c.4, s.263-264, 5/326, h.17857; s.327, h.17862; el-Müstedreku’s-Sahiheyn, 3:140, 3/151, h.4679; TarihulUmemivel Memluk 2:261, 408/2, Hicretin 2. Yıl olayları, es-Siretu’n-Nebeviyye, 2:236, 2/249; el-Bidayetuven-Nihaye 3:247, 303/2 hicretin 2. Yıl olayları.)
Peygamber Efendimiz (Sav) İn Hz. Ali (Ra) Hakkındaki Sözleri
Hz. Ali (Ra)'in Dilinden Hz. Mehdi (As)
Hz.Ali (ra) kendi soyundan gelecek olan Hz. Mehdi(as)’a karşı coşkun bir sevgi duyuyordu. Bir sözünde Hz. Mehdi (as)’a ulaşmak için her türlü engelin aşılması gerektiğini belirtmiştir.
Kapalı bir sandık içinde olsam dahi Mehdi (a.s)’a katılmak için kilidini kırar çıkarım. Çünkü orada Allah’ın halifesi Mehdi (as) vardır. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, sf. 171)
Bir diğer sözünde ise Hz. Mehdi (as) için dua etmiş ve “onu ne de çok görmek isterdim” diyerek Hz. Mehdi (as)’a olan sevgisini ve özlemini belirtmiştir:
Sonra Hz. Mehdi aleyhisselam’ın sıfatlarını sayarak buyurdu ki:“İÇİNİZDEKİ EN GENİŞ SIĞINAKTIR, İÇİNİZDE İLMİ EN ÇOK OLANDIR, VE DOSTLARINI, SEVDİKLERİNİ EN FAZLA ARAYIP SORANDIR. Allah’ım! Onun zuhurunu, hüzünlerin giderilmesine vesile kıl ve ümmetin dağınıklığını onunla topla! Eğer Allah seni muvaffak kılarsa ONUN BİATINA KOŞ (ONA TABİ OL) VE ONDAN ASLA VAZGEÇME. EĞER MUVAFFAK OLUR DA, ONA ULAŞIR VE HİDAYET OLURSAN ONDAN ASLA VAZGEÇME. Âh – ve eliyle göğsünü göstererek – onu ne de çok görmek isterdim.” (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 252)
PEYGAMBERİMİZ HZ. MEHDİ (A.S.)'IN ADINI BİLİYORDU ANCAK AÇIKLANMAMASI İÇİN HZ. ALİ'DEN SÖZ ALMIŞTI
Cabir, Ebu Cafer’den naklediyor, “Ömer, iman edenlerin Prensine (Hz. Ali’ye) Mehdi hakkında sorunca şöyle dedi: Ya İbn Ebu Talib (Hz. Ali) bana Mehdi’yi anlat. Adı nedir?” İman edenlerin Prensi (Hz. Ali) dedi ki: “Benim sevgili ve yakın dostum (Peygamberimiz (s.a.v.) dedi ki, YÜCE ALLAH ONU ORTAYA ÇIKARANA KADAR ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)’IN ADINI KİMSEYE SÖYLEMEMEM İÇİN BENDEN SÖZ ALDI. ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)’IN) ADI, YÜCE ALLAH’IN ELÇİSİNE EMANET ETTİĞİ BİLGİLERDEN BİRİDİR. (İkmal al Din) (Gaybet, Allame Muhammed Bakır El-Meclisi, Ansariyan Yayınları, İran, 2007)
SAYIN ADNAN OKTAR’IN 8 NİSAN 2010 TARİHLİ RÖPORTAJINDAN
ADNAN OKTAR: " EvvelAllahevvelAllah. Nasıl? Dünya hakimiyeti ile intikamını alıyor, değil mi? Hani soyu kesikti Peygamber (s.a.v.)’in değil mi? İşte o tahakkuk edecek, Peygamber (s.a.v.) neslinin dünya hakimiyeti tahakkuk edecek inşaAllah. Milyonlarca seyit ayaklanacak inşaAllah manen. Kanımızı talep edecek diyor. Hz. Mehdi (a.s.)’ın alnına sürülmüştür Hasan (r.a.)’ın, Hüseyin’in (r.a.)’ın ve Ali (r.a.)’ın kanı. Onların intikamını alacak. İntikam nedir? Dünya hakimiyetidir, küfrün yeryüzünden silinmesidir. Tabii, üç çizgi olarak alnına sürüldü inşaAllah, inşaAllah.