Eğitimden bahsettiniz. Aldıkları eğitim göz önünde bulundurulduğunda, yeni nesillerden ne beklemeliyiz? Eğitim sistemi konusunda ne düşünüyorsunuz?
- Bu, benim için çok kişisel ve özel bir soru. Çünkü eğitim benim için her zaman çok önemli bir konu olmuştur. Tarihteki her diktatörün de farkına vardığı üzere çocukların eğitimi kimin elindeyse, geleceği de o kişi kontrol eder. Dolayısıyla burada çok ciddi bir sorun ile karşı karşıyayız. Ne yazık ki Amerikan devlet okullarında ve hükümet denetimindeki diğer okullarda müsaade edilen tek görüş, evrimci görüştür ve bu durum yıllardır böyle süre gelmektedir. Bunun böyle olmasını sağlayan, Scopes Davası olarak bilinen meşhur bir dava var. 60'lı yıllarda ise anayasa mahkemesi okullarda İncil'i ve duayı yasakladı. Şimdi de okullar seküler ve tarafsızmış gibi davranıyorlar. Ancak işin gerçeği bambaşka. Hatta bunu nesnel bir şekilde de kanıtlamak mümkün. Amerikan devlet eğitim sisteminin kurucu babası olarak da anılan John Dewey, ilk hümanist bildirgenin de eş-yazarı ve ilk imzalayanları arasındaydı. Bu belgeyi okumanızı tavsiye ederim. Tüm büyük dinlerin öğretilerine kökten karşıdır. İlk olarak evrenin ebedi olduğu, kendi kendine var olduğu ve yaratılmadığını iddia eder. Oysa ki ğpİncil'i açıp bakarsanız, ilk satırların 'Allah gökleri ve yeri yarattı' olduğunu görürsünüz. Ama okullar bahsettiğimiz bu hümanist bakış açısını öğretiyor. John Dewey'in istediği de buydu. İkinci temel görüş evrim ile ilgili ve tabi ki şahsi mülkiyet ve kar güdüsünden kurtulmayı amaçlıyorlar. Uluslar konusunda da, tek bir dünya hükümeti istiyorlar. Bu belgelerde bunu açıkça belirtiyorlar ve elit destekçilerden büyük maddi destek aldılar. Rockefeller vakfı gibi gruplar, John Dewey'e milyonlarca dolarlık maddi destek sağlamıştı. O zamanlar, milyonlarca dolar oldukça büyük bir meblağdı. Sonuçta devlet okullarının yapısını ele geçirdiler ve bu gerçekten de çok önemli. Bildiğiniz gibi Amerika'daki devlet okulları, aslında ilk olarak çocuklara İncil'i okuyabilmeleri için okuma öğretme amacıyla kurulmuştu. İlk eğitim yasası ise, henüz biz bir ulus haline bile gelmemişken, Old Deluder Satan Yasası olarak adlandırılan (Eski Sahtekar Şeytan Yasası) bir yasaydı. Yasayı hazırlayanlar çocuklar okumayı bilmezse ve İncil'i okuyamazlarsa, şeytan tarafından kandırılıp yoldan çıkarılabilir diye düşündüler. Ama John Dewey ve onu takip edenlerin etkisiyle okulların amacı kökten değişti. Artık okullarda çocuklara doğrular, nasıl düşünecekleri, nasıl keşfedecekleri ve kendilerini nasıl eğitecekleri öğretilmiyordu, onun yerine ne düşünecekleri öğretiliyor ve belli bir dünya görüşü dayatılıyordu. Ve bu uzun bir dönüşüm süreci oldu. Ve ne yazık ki zamanla, bu görüşü yayma konusunda daha başarılı hale geldiler. Bu propagandanın büyük bir bölümünü evrim teorisi oluşturuyor. Bugün, Amerika'daki çoğu eyaletteki devlet okullarında, evrim teorisine bir alternatiften bahsetmek bile yasak. Evrim teorisi, bir gerçek gibi gösteriliyor ve diğer görüşlere yer verilmiyor. Her şeyden önce bu tamamen bilim dışı bir hareket. Bilimsel bakış açısına zıt. ‘Bu doğru, soru soramazsınız, alternatif bir görüş yok’ demek kökten hatalı bir harekettir. Evrim teorisini reddeden birçok bilim adamı var. Ancak onların görüşünün okullarda öğretilmesi yasak. Bu durumun sonuçlarının ne kadar acı olduğunu görüyoruz. Bir çocuğa bakteriden evrimleştiğini, maymundan geldiğini anlatırsanız, o çocuğun tüm bakış açısını, hayata, evliliğe, aileye, Allah'a, yaklaşımını etkilemiş olursunuz. Amerika eskiden çok dindar bir ulustu, güçlü bir aile yapımız, güçlü ahlaki prensiplerimiz vardı. Ama bu değerler giderek kayboluyor. Ve bunun sonuçlarını şu an Amerika'da görmekteyiz. Bence bunun en temelindeki sebep, evrimin tüm Amerikan devlet okullarında doğruymuş gibi öğretilmesidir. Çünkü bu, çocukları her şeyden önce hayatın hiçbir değeri olmadığına inanmaya itmekte: 'Hayata neden değer yükleyesin ki, alt tarafı garip kozmik güçlerin sebep olduğu rastgele bir tesadüf?' [Böyle dediklerinde insanlar] hayatlarının kedi ya da balığın hayatından daha değerli olmadığına inanmaya başlıyor. İnsan hayatının bir değeri olmadığına inandıkları için 50-60 milyon bebeğin kürtaj ile öldürüldüğüne şahit oluyoruz. Çünkü onlara göre hayatın bir değeri yok, insan hayatının bir değeri yok. Bunun sonucunda Adolf Hitler’in ‘bazı ırklar veya genler diğerlerinden üstündür’ saçma düşüncesi gibi yanlış fikirler ortaya çıkıyor. Buna rağmen birçok insan evrim teorisine olan inançları dolayısıyla bu görüşe inanmış durumdalar, çünkü başka bir görüş olduğunu hiç bilmiyorlar. Ben de bunun bir örneğiyim. Devlet okulunda okumadım ama tüm hayatım boyunca bana evrimin doğru olduğu öğretildi. Bu [hatalı] eğitim oldukça zararlı düşünme şekillerine sebep oluyor. Dolayısıyla, Amerikalıların önündeki en büyük zorlu görevlerden birinin, eğitime denge getirmeye çalışmak olduğunu düşünüyorum. Yalnızca karamsar konuşmak istemiyorum; çok olumlu gelişmeler de var. Örneğin evde eğitim hareketinde ve Hristiyan okullarında bir patlama var. Birçok ebeveyn, okulların hümanist, sosyalist, Marksist, Darwinist dünya görüşünü aşılama merkezleri haline geldiğinin bilincine vardı. Ve çocuklarının buna maruz kalmasını istemiyorlar. Dolayısıyla, devlet okulları için hala vergi ödüyor olsalar da çocuklarını okullardan alıp onlara evde iyi bir eğitim veriyorlar. Rakamlara baktığınızda, evde eğitim görmüş çocuklar, devlet okullarındakilere kıyasla bir hayli yüksek notlar almakta ve aileleri, herhangi bir öğretmenlik eğitimi almamış olmasına ve bunca paraları ve bilim laboratuvarları olmamasına rağmen çok daha iyi bir iş çıkarmakta. Şu anda bu hareket büyük bir hızla büyüyor. Evlerinde aileleri tarafından eğitim gören milyonlarca Amerikalı çocuk var. Ve bence bu gerçekten de sevinilecek bir şey; ufuktaki en parlak noktalardan biri. Doğrusu böyle iyi eğitim alan çocuklar, devlet okulu sisteminde mağdur olan çocuklardan çok daha becerikli. Dolayısıyla, bu ilerisi için çok olumlu bir şey olacak. Bu çocukları, iş dünyasının, siyasetin ve medyanın liderleri olacak.
- Yeni kuşaklar.
- Aynen öyle. Yetişen kuşaklar. Bu da bence oldukça cesaretlendirici. Ayrıca evrim yalanı ve Yaratılış gerçeği ile ilgili ciddi bir bilinçlenme var. Bunun bilimde, eğitimde ve inşa edilen yeni tarz alternatif sistemlerde kendini gösterdiğini görüyoruz. Yani pek çok olumlu gelişme var. Okulda evrimin okutulmasına dönecek olursak, bence Amerikan halkı artık uyanarak bu yalanları okullardan çıkarmalı. En azından alternatif açıklamaların öğretilmesine izin verilmeli. Kanıtlara baktığınızda, ki bunu rahatlıkla söyleyebilirim çünkü evrimin yalan olduğu sonucuna ulaşana kadar yıllarca kanıtları inceledim, okullardaki çocuklara bu farklı görüşleri karşılaştırma ve kıyaslama imkânı verilse, bence birçoğu, belki de çoğunluğu, aynı benim gibi evrimin bariz yalan olduğu, dünyanın net bir şekilde yaratıldığı ve insanların Allah tarafından yaratıldığı sonucuna ulaşacaklardır. Ve bunun çok çok olumlu sonucu olacaktır. Dolayısıyla kötümser değilim. Ama bence hala yapacak çok işimiz var.
- Güzel çalışmalarınızı sürdürdüğünüzü görmekten memnuniyet duyacağız. Amerikan okullarında görülen şiddet vakalarında bir artış görmeye başladık. Bunun, evrim teorisinin de öne sürdüğü üzere yalnızca daha güçlü olanın hayatta kalacağı görüşü ile bir şekilde bağlantısı var mı? Teori, genç insanların aklına rakiplerini, yani sınıf arkadaşlarını alt etmek için güçlü olmaları gerektiği fikrini sokuyor, Onlar da daha güçlü olmak istiyor ve şiddet ve gücün, yalnızca en güçlünün hayatta kaldığına inandıkları bir dünyada hayatta kalmanın tek yolu olduğunu düşünüyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- Bence evrimin öğretilmesi, okullarda gerçekmiş gibi öğretilmesi, okullardaki şiddet vakalarının, çetelerin, silahlı ve bombalı saldırıların ve benzer olaylarda görülen patlamada hayati rol oynuyor. Bunun neden böyle olduğunu anlamak çok kolay. Çocuklara yalnızca güçlünün hayatta kalacağını, hayatın anlamsız olduğunu, insan yaşamının zevk peşinde koşmak, başkalarına üstünlük kurmak ve genlerini yaymaktan başka bir değeri olmadığını öğretirseniz, bunun nasıl sonuçlar doğuracağını açıkça görebilirsiniz. Önce çıkan ilk örneklerden biri olarak, Columbia lisesi saldırısında saldırıyı yapan çocukların evrimci görüşü benimsediğini ve Allah'tan nefret etmek (Haşa) üzere beyinlerinin yıkandığını görürsünüz. 'Allah'ın varlığına inanmıyorum' bile demiyorlardı, doğrudan Allah'tan nefret ediyorlardı (Haşa). Columbia’da iki silahlı saldırgan, bunu çok net bir şekilde ifade etti. Saldırı sırasında okuldaki çocuklara "Allah'a inanıyor musunuz?” diye sorup evet diyen öğrencileri başlarından vurdular. Hayır diyen öğrencilere dokunmadılar. Burada gördüğünüz şey, şeytani bir yalanın bir sürü çocuğun ruhunu, aklını ve kalbini zehirlediğidir. Aynı gecenin gündüzü takip ettiği gibi, bu yalanlar, Amerika çapında hızla yayılan bu gibi kötülüklere yol açıyor. Tabi bu sadece Amerika'ya özgü bir durum değil. Bunun Avrupa'da da olduğunu ve tüm dünyaya yayıldığını ve maalesef kaynağının da kendi ülkem olduğunu görüyoruz. İkisi arasındaki bu ilişkiyi anlamak ve bu anlayışı bir adım daha ileriye taşımak çok kolay. Her çocuk belki gidip okulda birilerini vurmayacak, ama belki bir politikacı veya bir devlet adamı olacak ve bu fikirleri daha geniş bir ölçekte uygulamaya sokacak. Bu da ulusal veya küresel çapta bir facia ile sonuçlanacak. Aynı Adolf Hitler, Stalin veya Mao gibi... Evrim teorisine inanmak, bu dünya görüşlerinin en temelinde yatıyor. Çünkü evrim teorisi olmadığında ve insanların Allah tarafından Allah'ın suretinde yaratıldığını farkettiğinizde insanları öldüremezsiniz. Nasıl olur da Allah'ın onları yarattığını ve onlara değer verdiğini bile bile insanları katledebilirsiniz? Bu şekilde insanları öldüremezsiniz, bunu yapamazsınız. Dolayısıyla, bu görüşlere temel oluşturan bu yalanı öğrettiğiniz zaman, böyle zulümler de kolayca arkasından gelecektir. Sorunuza kısaca cevap vermek gerekirse, bence bu yalanların okullarda öğretilmesi ile her yerde patlak veren şiddet ve nefret arasında kesinlikle doğrudan bir ilişki var.
- Belirttiğiniz gibi bu Avrupa'da da görülüyor. Norveçli silahlı saldırgan Andrew Berwick'in bildirisi, evrim teorisinin sosyal bilimsel açıdan bir yorumlamasıydı. Ve Berwick 100 çocuğu, sırf vurmuş olmak için, saf şiddet adına öldürdü.
- Bu tarz bir şiddet, bu şeytani yalanlara inanmanın doğal bir sonucudur. İnsanları, birbirlerine karşı bitmek bilmeyen bir müsabaka içinde olan ve genlerini yaymaktan ve zevk peşinde koşmaktan başka hayatta bir amacı olmayan varlıklar olarak düşündüğünüzde, bu şahit olduğumuz olaylar ve benzerlerinin neden yaşandığını anlamak oldukça basit. Yani bu sadece teoride değil; gündelik olaylarla da bunun doğrulandığını görüyoruz.
- Güzel sözleriniz için çok teşekkürler. Burada olduğunuz için çok memnunum. Bu sorunlarla ilgili paylaştığımız aynı düşünceleri ifade etme şekliniz ve tüm bu sorunları aşmaya olan azminiz beni büyüledi. İnşallah, Allah sizin ve bizim çalışmalarımızı hayırlara vesile eder ve gelecek kuşaklar için daha iyi bir dünya nasip eder.
- Harika. Çok teşekkür ederim.