Yörünge 5 - Atmosferin Yapısı

YÖRÜNGE 5. BÖLÜM ATMOSFERİN YAPISI                                       

  1. ATMOSFERİN YAPISI
  2. ATMOSFERİN SINIRLARI NEREYE KADAR UZANIYOR?
  3. ATMOSFERİN KATMANLARI
  4. ATMOSFERİN 7 KATMAN OLMASI- KURAN MUCİZESİ
  5. UZAYDA YAŞAM -Uzayda Su Niçin Küre Şeklini Alır?
  6. SORU CEVAP BÖLÜMÜ –Neptün’de niçin karanlık noktalar var?

 

Dünya.... Uzay boşluğunda çok tanıdık bir yer... Gezegenimizin farklı olduğu uzaktan bakıldığında bile anlaşılıyor. Yaşamla dolu mavi gezegen....

Canlılık denizin altında, havada, karada her yerde.... Milyonlarca çeşit yaşam formuna ev sahipliği yapıyor. Mikroorganizmalar bile bizim için önemli.... Mükemmel bir ekolojik denge var. Güneş sisteminde eşsiz, hatta tüm evrende yaşam olduğunu bildiğimiz tek yer...

         Yörünge Belgesel dizisinin bu bölümünde dünyayı sarıp kuşatan ve yaşamamız için en büyük desteği bize sağlayan atmosferin yapısını anlatacağız.

         Atmosfer ile ilgili çoğu insan tarafından pek de bilinmeyen bazı gerçeklerden bahsedeceğiz. Başlıyoruz....

 

ATMOSFERİN YAPISI

Dünyanın yaşama elverişli olmasını sağlayan şartlar sadece su kaynakları, yeterli kütleye sahip olması ya da koruyucu zırhı olan manyetik alanı ile sınırlı değil... Çok önemli bir şart daha var; atmosferinin yapısı...

       Yağmurun yağması ve rüzgarın esmesi için Allah’ın yarattığı bir sebep.... Her tür hava olayının oluştuğu yer... Aynı zamanda bizi dünyanın hemen dışındaki son derece tehlikeli ortamdan, güneşin zararlı ışınlarından ve meteorlardan koruyan kalkan...

       Her an içimize çektiğimiz ve sürekli muhtaç olduğumuz oksijenin kaynağı... Uzayın dondurucu soğuğuna karşı, Dünya’nın ısısını korumasını sağlayan mükemmel bir örtü... Atmosfer.... Gezegenimizin yaşanabilir olmasını sağlayan dinamiklerde başrolü oynuyor.

       Atmosfer Dünyayı sarıp kuşatan gözle görmediğimiz çeşitli gazlardan oluşmuş 10 bin kilometreye kadar varan kalınlıkta taştan daha sert dev bir gaz okyanusudur. Ama aslında atmosfer çok incedir ve  Dünya’nın sadece %5’ini teşkil eder. Dünyanın ağırlığı ile kıyaslandığında herhangi bir ağırlığı bile olduğu söylenemez.

       Gezegenimiz her yönüyle sıra dışı..... Allah yaşamın gerektirdiği her şeyi Dünya’da yaratmış. Hayat burada.... milyarlarca insan.... trilyonlarca canlı  ve bitkilerle dolu....

     Yaşayabilmemiz için çok şart var. Bunlardan biri de dünyayı saran ve gözle görülmeyen hava tabakalarından oluşan atmosfer....En uygun sıcaklık, basınç ve en uygun oranda birbirine karışmış gazlardan oluşuyor. Atmosfere tamamen bağımlıyız......

 

         ATMOSFERİN SINIRLARI

       Peki Allah’ın bizi koruması için yarattığı atmosferimizin sınırları nereye kadar ulaşıyor? Nerede başlıyor nerede bitiyor? Yapısı nasıl? Şimdi bu soruların cevaplarını izleyelim....

       Aslında Dünya da uzayın bir parçası... Ancak ‘uzay‘ ifadesi ile çoğunlukla uzayın Dünya ve onun atmosferinin dışındaki kısmını kastederiz. Atmosferin en dış katmanı Dünya’nın yüzeyinden yaklaşık 960 km yükseklikte biter. Hatta 1000 km. irtifada bile Dünya’nın etrafında hidrojen atomlarından oluşan bir bulut tabakası bulunur. Ancak atmosferin en dış katmanının yoğunluğu düşüktür. Bu nedenle nerede bittiğini söylemek oldukça zor...

       Bilim insanlarının yaptığı tanımlamaya göre ise uzay deniz seviyesinden itibaren yaklaşık 100 km. yüksekte başlıyor.

 

ATMOSFERİN KATMANLARI

       Üstümüzdeki hava 7 katmandan oluşur. En alttaki troposfer iklimleri belirleyen katmandır. Dünyadaki havanın beşte dördünü oluşturur. Ama yalnızca 17 km yüksekliğe ulaşır; kutuplarda ise daha da alçaktır. Troposfer gezegenimizin etrafındaki ince mavi çizgidir.

Sonraki katman ise stratosfer... 50 km yüksekliğe ulaşır ve zararlı ultraviyole ışınlarının çoğunluğunu engelleyen ozon katmanını da ihtiva eder. 15 km.’den sonra ise atmosferin neredeyse %90’ını oluşturan gazlar artık aşağıda kalmaya başlar. Ve atmosferdeki basınç yeryüzündekinden %20 daha az, sıcaklık ise -60 derece civarında olur.

Atmosferin diğer katmanlarına geçmeden önce tek başına stratosfere çıkan bir kişiden bahsedelim. Felix Baumgartner....

2012’de Felix Baumgartner atmosferin sınırlarını zorlayarak 39 km’ye çıktı. Ve buradan yaptığı ses hızını aşan atlayışı ile hafızalarımıza kazındı. Bu atlayışı sırasında atmosferdeki  gazların %99’unun arasından geçti. Ve en yüksekten serbest atlayış alanında önemli bir rekor kırdı.

       Aslında Baumgartner’ın atlayışından tam 52 yıl önce hava kuvvetleri pilotu Joe Kittenger atmosfer deneyimini ilk yaşayan kişi ünvanını almıştı. Şimdi 60’ların teknolojisi ile bu atlayış nasıl başarıldı? Atmosferin üst katmanlarına nasıl çıkıldı? İzliyoruz...

       1960 yılında Hava kuvvetleri pilotu Joe Kittenger daha önce hiç kimsenin denemediği bir şeyi yapmaya karar verdi. Atmosferin üst katmanlarına çıkmayı...

Joe Kittenger’ın Konuşması

-Uzay şartları insan için çok tehlikelidir. İnsanın kanı 19 km. Yükseklikte kaynamaya başlar.

-İnsanoğlu ilk defa Excelsior Projesi ile uzay aracından çıkarak, uzay ortamında bulunmuştur.

       Exelsior projesi ile roketle değil dev bir helyum balonu ile bunu yapmayı planladı ve hedefine ulaştı. O yıllar Sovyetler Birliği ve Amerika arasındaki uzay yarışının başlangıç dönemiydi ve ilk kez bir insan uzay şartlarına çıkacaktı.

       Kittenger 31 kilometreye çıkarak stratosferin en yüksek kesimlerine kadar ulaşmayı başardı. Ve o yükseklikten atladı. İşte o anlar...

       Kalkıştan sadece 1.5 saat sonra Amerikalı pilot dünyaya uzaydan bakıyordu.

       Etrafında son derece tehlikeli bir uzay ortamı vardı. Ama Kittenger dünyadan yalnızca 31 km. yukarıdaydı. İnsan için uzay şartları sadece 19 km’den sonra başlar. Armstrong sınırı olarak da bilinen bu sınırda daha yüksek bir irtifada basınç tamamen kalktığından insan kanı kaynama noktasına gelir ve bu noktada uzay giysiniz yoksa anında ölürsünüz.

       Kittenger, atladıktan sonra saatte neredeyse 1000 km hızla yeryüzüne düşüyordu. Ama ilk başta bu düşüşe dair hiçbir şey hissedemiyordu. Atmosferin stratosfer tabakasında etrafında hava olmadığı için bu sessiz bir düşüş oluyordu.

Joe Kittenger’ın Konuşması

       Etrafınızda hava varmış gibi görünse de burada hava yok. Sanki siyanürle dolu bir odada gibisiniz. Tek bir nefeste öleceğinizi biliyorsunuz.

       Giydiğim basınç elbisesinin kumaşında hiç dalgalanma yoktu. Bu çok garip bir duyguydu. Görsel olarak referans alabileceğim hiçbir şey yoktu. O yüzden havada asılı kaldığımı sandım.

       Ancak atmosferin alt katmanlarından troposfere girdiğinde şiddetli bir rüzgarın içinden geçmeye başladı ve çok hızlı bir düşme içerisinde olduğunu fark etti. İniş sırasında, -70 °C derece gibi düşük sıcaklık deneyimini yaşadı. Daha sonra ise yere güvenli bir şekilde indi ve tarihe atmosferin sınırına çıkan ilk adam olarak geçti.

       Yalnızca 31 kilometre aşağıda güvenli rahat ve insanın alışık olduğu bir ortam vardı. Yere indiğinde şu sözleri söyleyecekti.

Joe Kittenger konuşma

       15 dakika önce uzayın sınırındaydım. Ama şimdi sanki cennetteyim. Ne kadar güzel bir gezegenimiz olduğundan haberimiz yok.

 Mezosfer- Bir diğer atmosfer tabakasına geçiyoruz. Stratosferden sonra yaklaşık 50 km üzerinde ise  3. katman mezosfer yer alır. Burası bizi meteorlardan koruyan katmandır. Kayan bir yıldız gördüğümüzde bu aslında atmosferimizin üst kısımlarında yanan bir meteordur.

       Atmosferimiz her gün dünyaya yağan meteor bombardımanına karşı, şeffaf yapısına karşın adeta çelikten bir set gibi bizi korumaktadır. Dünyanın yüzeyinin ay yüzeyindeki gibi delik deşik olmamasının sebebi bu katmandır.

Termosfer- 85 km’lik yükseklikten itibaren termosfer başlar. Atmosfer burada incelerek 100 km devam eder. Ve bu nokta uzayın başlangıcı olarak kabul edilir.

       Burası uzay mekiklerinin Dünyanın etrafında döndükleri katmandır. Aynı zamanda Güneş’in ölümcül ışınlarının dünyanın manyetik alanıyla kesişerek kutuplara doğru yöneldiği ve Auroraları oluşturdukları yerdir. Termosferden sonraki 3 katman ise Ekzosfer, İyonosfer, Manyetosfer’dir.

 

ATMOSFERİN KATMANLARI - KURAN MUCİZESİ

Dünya'nın atmosferi kimyasal içerik veya hava sıcaklığı ölçü alınarak yapılan tanımlamalarda, 7 katman olarak belirlenmiştir.

Bugün halen 48 saatlik hava durumu tahminlerinde kullanılan ve "Limited Fine Mesh Model" (LFMII) olarak adlandırılan atmosfer modeline göre de atmosfer 7 katmandır. (Ekranda Yazacak -Troposfer, Stratosfer, Mezosfer, Termosfer, Ekzosfer, İyonosfer, Manyetosfer.)

Kuran ayetlerinde evren hakkında verilen bilgilerden biri, gökyüzünün yedi kat olduğudur.

Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım.

Sizin için yerde olanların tümünü yaratan O'dur. Sonra göğe istiva edip de onları yedi gök olarak düzenleyen O'dur. Ve O, her şeyi bilendir. (Bakara Suresi, 29)

Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi... Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti... (Fussilet Suresi, 11-12)   

Kuran'da pek çok ayette kullanılan gök kelimesi tüm evreni ifade etmek için kullanıldığı gibi, Dünya göğünü ifade etmek için de kullanılır. Kelimenin bu anlamı düşünüldüğünde, Dünya göğünün,  yani atmosferin, 7 katmandan oluştuğu sonucu ortaya çıkmaktadır.

Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım.

"Görmüyor musunuz; Allah, yedi göğü birbirleriyle bir uyum (mutabakat) içinde yaratmıştır?" (Nuh Suresi, 15)

O, biri diğeriyle 'tam bir uyum' (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır... (Mülk Suresi, 3)

Bu ayetlerde Türkçeye "uyum" olarak çevrilen Arapça "tibakan" kelimesi, aynı zamanda "tabaka, bir şeyin uygun olan kapağı ve örtüsü" anlamlarına da gelir ki, üst katın alt kata uygunluğunu vurgular. Kelimenin çoğul kullanımında ise "tabaka tabaka" anlamı kazanmaktadır. Ayette tarif edilen tabaka tabaka halindeki gök, kuşkusuz atmosferi en mükemmel şekilde ifade eden açıklamalardır.

20. yüzyıl teknolojisi olmadan tespit edilmesi hiçbir şekilde mümkün olmayan bu bilgilerin, 1400 yüzyıl önce indirilmiş olan Kuran-ı Kerim'de açıkça bildirilmesi ise elbette ki çok büyük bir mucizedir.

Bu konuyla ilgili bir diğer mucizevi yön ise Fussilet Suresi'nin 12. ayetinde geçen "Her bir göğe emrini vahyetti" ifadesinde yer almaktadır. Yani ayette Allah'ın her tabakayı belli bir görevle görevlendirdiği belirtilmektedir. Yağmurların oluşmasından zararlı ışınların engellenmesine, radyo dalgalarının yansıtılmasından göktaşlarının zararsız hale getirilmesine kadar her tabakanın kendine özgü bir işlevi bulunmaktadır.

 

UZAYDA YAŞAM  / Uzayda Su Niçin Küre Şeklini Alır?

Uluslararası uzay istasyonunda su tabancasından püskürtülen su, çok ilginç bir şey yapar…. tam bir küre şeklini alır. İşte bu gördükleriniz boya enjekte edilmiş olan su damlaları ….

Suyun böyle mükemmel bir küre şeklini almasının sebebi sizin de tahmin edebileceğiniz gibi uzaydaki yerçekimsiz ortamdır. Su ile hava arasındaki sınırda su moleküllerinin bağı, hava moleküllerinin birbirlerine olan çekimlerine kıyasla daha güçlü bir çekime sahiptirler. Bu, bir yüzey gerilimi oluşturarak suyu içe doğru çeken bir kuvvet oluşturur. İçeri doğru yönelen kuvvet ise su damlasının mümkün olan en az yüzeyli şekle bürünmesine neden olur, ki bu da küredir. Dünyada ise bu yüzey gerilimine yerçekimi hakimdir. Bu sebeple su tabancasından çıkan su, damla şeklinde yere düşer.

 

SORU- CEVAP

NEPTÜN’DE NİÇİN KARANLIK NOKTALAR VAR?

Neptün’ün  atmosferindeki şiddetli fırtınalardan dolayı yüzeyinde dairesel ya da oval şekillerde siyah benekler görülür.  Bunlar aslında dev fırtınalar.. En ünlüsü ise gezegenin güney yarımküresinde meydana gelen … Saatte 2414 kilometre hıza ulaşan bu dev fırtına.... Öylesine yıkıcı ki Güneş Sistemindeki en güçlü fırtına olarak kayda geçmiştir.

 

SONUÇ

Üzerinde yaşadığımız bu harika gezegenin Allah tarafından bizim yaşamımız için özel olarak yaratıldığı çok fazla delil ile apaçık ortada olan bir gerçektir.

       Kuran'da ifade edildiği gibi yeryüzü Allah tarafından insan için "serilip-döşenmiştir". (Naziat Suresi, 30) 

Allah'ın Dünya'yı insan için yarattığını bildiren diğer bazı  ayetler ise şöyledir:

       Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım.

       "Allah, yeryüzünü sizin için bir karar, gökyüzünü bir bina kıldı; sizi suretlendirdi, suretinizi de en güzel (bir biçim ve incelikte) kıldı ve size güzel-temiz şeylerden rızık verdi. İşte sizin Rabbiniz Allah budur. Alemlerin Rabbi Allah ne yücedir." (Mümin Suresi, 64)

"Sizin için, yeryüzüne boyun eğdiren O'dur. Şu halde onun omuzlarında yürüyün ve O'nun rızkından yiyin. Sonunda gidiş  O'nadır." (Mülk Suresi, 15)     

       Yörünge’nin bölümünün de  sonuna geldik bir sonraki bölümde yine çok farklı konular, çok farklı içeriklerle beraber olacağız. Hoşçakalın.