MİKRO DÜNYAYA HOŞ GELDİNİZ….
Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır. (Casiye Suresi, 4)
Burası sıradan bir odaya benziyor. Ama görünüş aldatıcı olabilir. Şimdi yakından bakın… Daha yakın… Daha yakın…
Odada yalnız olduğumuzu düşündüğümüzde bile aslında yalnız değiliz. Sadece bir koltuğun üzerinde bile neredeyse bir ormandaki kadar çok canlı çeşidi var. Onlar dokunduğumuz kumaşta, koltuğumuzda, yatağımızda, cildimizin üzerindeler, oradalar, buradalar… Kısaca her yerdeler...
Bakteriler, virüsler, mantarlar, su yosunları ve akarlar mikro dünyanın en bilinen üyeleri… Bu mikroorganizmalar o kadar küçükler ki, bir toplu iğne ucuna milyonlarcası sığabiliyor.
Diğer canlılardan çok daha geniş bir popülasyona sahipler. Bir sayı vermek gerekirse bu mikroskobik canlılar, yeryüzündeki hayvanların 20 katı fazlalar.
Milyonlarca mikro canlı ile sarılmış durumda olduğumuz bir gerçek…. Peki mikro canlıların hayatımızda bu derece yüksek oranda yer alması bizi nasıl etkiliyor?
Kısaca cevap verirsek hem iyi hem kötü… Ama büyük oranda iyi…
Onlar yaşamımız için vazgeçilmez—olmazsa olmaz- üyeleri…. Bizim yaşamımızın devam etmesi için mutlaka mikro canlıların da olması gerekiyor.
Genelde mikroorganizma denince ilk olarak aklımıza zararlı oldukları gelir. Elbette bazılarının hastalıklara sebep olduklarını ve ciddi tehlikeler oluşturduklarını çok iyi biliyoruz. Ancak öte yandan yapılan araştırmalar mikro organizmaların sadece %1’den daha az bir kısmının zararlı olduğu ortaya koyuyor.
Geri kalan kısmı ise bizim için tahmin edemeyeceğimiz kadar önemli…
Onlar olmadan nefes alamıyor, yemek yiyemiyor, su içemiyor, hatta sindirim yapamıyor ve sağlığımızı koruyamıyoruz.
Ancak onlarla birlikte yaşadığımızda müthiş bir denge içerisinde hayatımızı devam ettirebiliyoruz.
Sadece mikroskopla görebildiğimiz bu küçük canlılar;
Dünyanın eko sisteminin dengede tutulmasında, oksijenin sağlanmasında, atıkların yok edilmesinde, nitrojen döngüsünde, iklimlerin düzeninde, enerjinin ve kimyasal maddelerin üretilmesinde, suyun temizlenmesinde hatta yiyeceklerin yapımında görev alırlar.
Dünya üzerinde yaşamın oluşumunu sağlayan temel öğelerden bir tanesi olan azot döngüsü bakteriler tarafından sağlanır. Bitkilerin topraktaki mineralleri alabilmelerini sağlayan en önemli unsur ise kök mantarlarıdır. Salata veya et gibi nitrat içeren besinlerden zehirlenmenizi, dilinizde bulunan bakteriler önlerler. Aynı zamanda bakteriler ve algler, dünyada canlılığın var olmasının temel unsuru olan fotosentez yapabilme yeteneğine sahiptirler ve bu görevi bitkilerle paylaşırlar. Bazı akar türleri de organik maddeleri parçalayarak besinleri bitkilerin kullanabileceği hale dönüştürebilirler.
Bu canlılar küçük yapılarına rağmen önemli ve karmaşık görevleri yerine getirebilirler.
Görünmeyen dünyadaki varlıkların her birinin mükemmel özelliklere sahip olması Alemlerin Rabbi olan Allah’ın yaratmasındaki üstünlüğün delilidir. Bu delillere şahit olan bir kişi samimi bir kalple düşündüğünde gözle göremediği canlıların bu dengeleri koruyamayacağını, hiçbir işi tesadüfen yapamayacaklarını kolayca fark eder.