Gizli Tehlike - 5. Bölüm / Komünist Liderler Din, Devlet ve Aileyi Reddeder

Kanlı Komünist Liderler, Din, Devlet ve Aileyi Reddederler

MERHABA Hatırlarsanız, önceki bölümlerimizde komünizmin felsefesini, komünist ve terörist uygulamaların acımasız ve vahşet dolu tarihini anlatmıştık. Gizli Tehlike’de komünizmin gerçek yüzünü, PKK’nın ideolojisini, fikrini detay detay ortaya çıkarıyoruz, çünkü ülkemizde yıllardır devam eden PKK terörünü kökünden bitirebilecek etkin mücadele için, her şeyden önce PKK’nın ideolojisinin doğru teşhis edilerek ortaya konması gerekiyor.

Komünist liderler ve onların yetiştirdikleri teröristler din, devlet ve aileyi reddederler. Onların kafalarında içinde yaşadıkları devlete karşı sadakat yoktur, sadece ideallerinde kurmayı planladıkları komünist devlete bağlılık vardır. Onlar ancak komünist bir devlete karşı vefalı ve sadık olurlar. Komünist liderlerin ve teröristlerin ne din ne de aile kavramı yoktur. Çünkü bütün manevi değerleri ellerinden alınıp yerine Darwinist, materyalist, komünist zihniyet konmuştur.

Komünist liderler Darwinist ideolojinin tüm acımasızlığını tam anlamıyla üzerlerinde taşırlar. Dindar olmayı, aileye ve devlete bağlığı çok büyük bir tehlike olarak görürler ve yetiştirdikleri bir teröristin önce bu inançlarını yıkmasını isterler. Bunun içinde her türlü Darwinist, materyalist eğitimi vererek gerilla ve teröristleri yetiştirirler. Sonuçta Allah’a inanmayan, karşısındakini insan değil de hayvan olarak gören ve gözünü bile kırpmadan insan öldürebilen bireyler ortaya çıkar.

Ayrıca komünizmin nasıl dinsiz ve maneviyattan uzak bir ortam meydana getirmeyi hedeflediğini de, yine komünizmin kanlı liderlerinin din ahlakına ve dini değerlere karşı olduklarını gösteren, komünist olmanın ateist olmayı gerektirdiğini belirttikleri sözlerinden anlayabiliriz. Mesela bir ateist olan Karl Marx, dini "fakir halkın afyonu" olarak tanımlamıştı. Kendince dinin haşa fakir halk kesimlerini uyutmak için yönetici sınıf tarafından oluşturulan bir kültür olduğunu iddia etmişti. Komünizme ulaşabilmek için de dini ve manevi inançların ortadan kaldırılabilmesi yönünde savaş verilmesi gerektiğini savunmuştu.

Marx’ın dine karşı olduğunu belirttiği birkaç sözünü de aktaralım isterseniz. Şimdi okuyacağımız tüm bu sözlerden dolayı Allah’ı ve dini tenzih ederiz.

30 yıl süren iktidarı boyunca, komünizmin ne denli acımasız bir sistem olduğunu dünyaya adeta ispatlayan dünyanın en kanlı diktatörü sayılan Josef Stalin İkinci Dünya Savaşı sırasında Churchill'ın "Tanrı bizimle" sözüne cevaben, "Şeytan bizimle ve beraber kazanacağız” demişti.

Stalin din karşıtı propaganda yapmanın komünizmin bir gereği olduğunu da şu şekilde belirtmişti:

Her zaman söylediğimiz gibi, Güneydoğu'da senelerdir devam eden bölücü faaliyetlerin arkasında Marksist-Leninist-komünist ideoloji vardır. PKK; Darwinizmi kendisine temel aldığı için hayatın tesadüfen oluştuğu yalanına inanır. Dinin de (haşa) tarihsel süreç içerisinde evrimle ortaya çıktığını, bu nedenle ilk çağlarda insanların hiçbir dini inancı olmadığını iddia eder. Oysa dinlerin evrimi diye bir süreç asla yaşanmamıştır. Hak din ilk insanın var olduğu günden beri vardır.

PKK'nın din ahlakına bakış açısı da Leninist, Stalinist, Marksist, komünist liderlerle birebir aynıdır. PKK, Allah'a, dinlere, kutsal kitaplara, din ahlakına şiddetle karşıdır. Her türlü dini inancın ve değerin yok edilmesi için mücadele eder. Teröristlerin -Allah’ı ve dinimizi tenzih ederim- dinimizle, namazla nasıl alay ettiklerini gösteren videoları çok defa sizler de izlemişsinizdir. Bu video onların manevi değerlerini nasıl kaybettiklerini açıkça gösteriyor, bu nedenle bu videoyu izleyelim şimdi:

Zaten bu durumu Öcalan’ın kitaplarında da tüm açıklığıyla bulabiliriz.
Terörist başının izahlarına baktığımızda dine karşı ne denli kindar bir bakış açısına sahip olduğunu görüyoruz. Öcalan kitaplarında -Allah’ı, dini değerleri ve Peygamberimiz (sav)'i tenzih ederim- haşa kendini bir ilah, namazı bir tiyatro, ahireti bir fantezi; kutsal kavramları dönemin siyasi literatürü olarak değerlendirmiştir:

Şimdi Öcalan’ın kitaplarında yer alan bu ifadelerden hazırladığımız kısa filmimi izleyelim, sonra devam edeceğiz inşaAllah.

Komünistlere göre devlet yalnızca geçici olarak var olmalı, ardından devletin tüm kaynakları komünist sisteme ait olmalıdır. Zaten tüm dünya hakimiyetini esas alan komünizmde sınırların ortadan kalkması ve dolayısıyla devletlerin ortadan kalkması esastır. Bir ülke tanımlaması yapılacaksa, komünizmin hedefi, komünist bir dünya devletidir, diyebiliriz.

Günümüze dönüp PKK’ya baktığımızda, Kürt milliyetçiliğini çıkarları doğrultusunda kullanan, gerek fikri yapısı gerekse pratik uygulamalarıyla karşımıza saf komünist bir hareket çıkar. Bu durumu Öcalan şöyle ifade etmiştir:

PKK için, Kürt kardeşlerimizin milli ve manevi değerlerinin de bir anlamı yoktur. Amaç Kürtlere sözde hak sağlamak değil, geçmişte yaşanmış bazı acıları kullanarak, ideolojilerini hayata geçirebilecekleri ortam meydana getirmektir. Çünkü komünist zihniyette devlet, millet, vatan gibi kavramlar yoktur, sadece halklar kavramı vardır. Komünist zihniyet, devletleri ortadan kaldırmayı, bunun yerine halkların oluşturduğu komün sistemleri meydana getirmeyi amaçlar. Bu sebeple "her şey Kürt milleti için" açıklamaları yalnızca göz boyamadır. PKK, Kürtlerin haklarını savunan bir hareket değildir, sadece ve tam anlamıyla komünist bir terör hareketidir.

Yine aynı şekilde aile, bir komünist için asla değerli görülmeyen, hatta var olmaması gereken bir kavramdır. Komünist liderlerin tümü aileye karşı olmuşlardır. 

Ailevi ilişkiler komünistler tarafından feodal ilişkiler olarak değerlendirilir. Geniş bir topluluğun yerine küçük bir çekirdek birliğin tesis edilmesidir. Aile kavramı devreye girdiğinde komünistler, kişinin öncelik değerlerini yitirdiğini, hizmet ettiği geniş topluluğu bırakarak, çekirdek ailenin çıkarlarını kolladığını iddia ederler. Bu nedenle komünizme göre, Engels'in yazılarında belirttiği gibi aile kurumu tamamen ortadan kaldırılmalıdır.

Bu uygulamanın aynısını Stalin de Rusya'da yapmıştı. Köylülerin ellerinden önce toprakları almış, sonra geri verilen küçük alanlar, özellikle dağınık ve birbirinden çok uzak yerlerden seçilmişti. Bunun sonucu olarak bir aile çok küçük parçalardan oluşan tarlalarını sürebilmek için ayrı yerlerde yaşamak zorunda kalmıştı. Komünist partinin birçok toplantısında ise "aile bağları ve aile kavramları yaşadığı sürece devrim güçsüz kalacaktır" şeklinde açıklamalar yapılmış ve bu yönde telkinler verilmişti.

Abdullah Öcalan aile kurumuna karşı olduğunu kitaplarında da kapsamlı olarak anlatmıştı. Tüm PKK mensupları da bu görüşler benimsetilerek yetiştirilir. Öcalan kitabında aile kavramını şu şekilde reddeder:

Öcalan'ın dine, devlete ve aileye karşı çıkan tüm ifadeleri, PKK terör örgütünün komünist bir yapılanma olduğunu teyit eder nitelikte, değil mi?

Herkesin şunu çok iyi bilmesi gerekiyor: PKK teröristleri, bazılarının öne sürdüğü gibi ekonomik sebeplerden dolayı, onları istihdam edecek fabrikalar veya sosyal tesisler olmadığı için ya da sıcak çorba içemedikleri, evlenemedikleri için dağa çıkmış değiller. Bir insanın kan dökücü olmaya azmederek dağa çıkması ancak bir inanç ve amaç uğruna mümkün olur. PKK Güneydoğu’da yıllarca yoğun bir materyalist ve komünist propaganda yaptı, halen de yapmaya devam ediyor.  İkna ve telkin metodunu uyguluyor. Sahte bir teoriyi, sahte bir bilimi ve felsefeyi kullanıyor. Bir yandan da dağa çıkan gençlere siyasi-politik eğitim veriyor. Birer ateist, Marksist, komünist haline getirdiği gençleri pratik uygulama için dağ kadrosuna alıyor ve silahlı eğitime tabi tutuyor. Yoksa hiçbir genç durduk yere terörist olmaz, dağa çıkmaz, eli kanlı bir katil olmaz, olamaz. Ancak aldığı eğitim sonucunda bu sapkın komünist ideolojiyi benimser ve o ideolojinin gereğini yapmaya başlar. Karşımızda komünist bir örgüt var ve buna karşılık anti-komünist felsefi, ilmi ve bilimsel mücadele yürütülmesi şart. Sonuç verecek olan budur inşaAllah.

İlerleyen bölümlerimizde Darwinist ve komünist fikir sistemine karşı verilmesi gereken bu mücadelenin detaylarını anlatmaya devam edeceğiz ve gençlerimizin nasıl eğitilmesi gerektiğini detaylı olarak ele alacağız, inşaAllah.

 

 


A9TV Televizyonu Adnan Oktar Harun Yahya Sohbetler Belgeseller A9 TV Yeni Frekansımız: Türksat 3A Uydusu FREKANS: 12524 Dikey Batı Sembol Oranı: 22500