OMAR MOHSANI: Biola Üniversitesi’ne geri dönecek olursak, burada fen bilimlerinin de aralarında yer aldığı birçok farklı bölümünüz var. Bilimi anlamanın önemi ve bunun Yaratıcımızı anlamak ile arasındaki ilişki hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Prof. DOUGLAS GEIVETT: Eğer Allah kanunlarla işleyen bir evren yaratmamış olsaydı, bilim diye bir şey olmazdı. Bilim adamları, doğa kanunlarını ve doğal yaşamda gözlemlenen düzeni temel alırlar. Bu düzen ilahi tasarım sayesinde var ve bu şekilde işliyor. Yani, gözlemleyecek, üzerinde çalışılacak ve daha fazla bilgi edinilecek, yapılandırılmış, düzenli bir evren olmasa bilim mümkün olmayacaktır. Bu evren düzenini ve varoluşunu bir ilahi Yaratıcıya borçludur. Bu yüzden, Allah’ın ve O’nun yaratıcılığının gerçekliği ile bilimin doğru uygulaması arasında sıkı bir bağ olduğu aşikardır. Sizin de bildiğiniz üzere, modern çağın ilk bilim adamlarının tümü iman sahibiydi, Allah’a inanırlardı, bu iman ile motive olup fiziksel evreni daha iyi anlayabilmek için inançla incelemelerde bulunmuşlardır. Ve tabii ki teknoloji, evreni daha iyi anlayabilme ihtimalimize bağlıdır. Sadece trenlerden, uçaklardan ve otomobillerden bahsetmiyorum. Tıp bilimi gibi insanın gelişiminde fark yaratan teknolojilerden bahsediyorum. Bunlar fiziksel dünya bilgimizle alakalıdır. Bu yüzden, Allah’ın sadece evreni yarattığına ve içerisine O’nun aklını ortaya çıkaran bir yapı inşa ettiğine değil, O’nun evreni üzerinde çalışabildiğimiz, edindiğimiz bilimsel bilgiler dahilinde hayatlarımızı iyileştirebildiğimiz, insanlığın gelişimini de mümkün kılan bir şekilde yarattığı kanısındayım.
OMAR MOHSANI: Çok teşekkür ederim.