SUNUCU: Doğa kitabı yani bilim konusunda size birkaç soru sormak istiyorum zira dinleyicilerimiz bu konularla çok ilgililer. Evrende tamamen suyla kaplı ekzo-gezegenlerin var olma ihtimali var. Ancak hem su hem de kara oranı açısından dünya gibi gerekli oranlara sahip gezegenleri bulma ihtimali oldukça az. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Gezegenimiz ayrıcalıklı ve özel mi?
Dr. HUGH ROSS: Gökbilimciler bu güne dek güneş sistemimizin dışında üç bin altı yüzün üstünde gezegen keşfettiler. Dünyaya en çok benzeyenler, %5-%50 arasında bir oranda çok fazla miktarda suya sahip. Bu şaşırtıcı değil çünkü su, H2 ve H3’den sonra evrende en fazla bulunan üçüncü moleküldür. Yani evren gerçekten çok ıslaktır. Çok sayıda sulu gezegen bulduğumuz için şaşırmamalıyız. Ancak bu gezegenler ileri yaşam için gereğinden fazla suya sahip. Dünya ile karşılaştırırsanız, %5-%50 oranında su çok fazladır, Dünya’da su % 0,03 oranındadır. Dünyanın tarihine ilişkin son bilgiler ışığında Ay’ın oluşumu sayesinde Dünya ilkel suyunu kaybetmiştir. Dünya başlangıçta, evrende keyfettiğimiz su açısından zengin diğer dünya-benzeri gezegenler gibiydi. Ancak Ay’ın oluşumuna yol açan çarpışma ile suyunu kaybetmiş ve çok daha ince bir su katmanına sahip olmuştur. Bu önemlidir çünkü söz konusu dünya-benzeri gezegenlerde kalın bir atmosfer görürüz; bu atmosferler Venüs’ün atmosferinden çok daha kalın atmosferlerdir ki bu ileri yaşam için ölümcüldür. Dolayısıyla Dünya’yı benzersiz yapan, çok az miktarda sıvı suya ve çok ince bir atmosfere ancak ileri yaşamın ihtiyaç duyduğu tüm kaynaklara sahip yeterince büyük karalara sahip bir gezegen olmasıdır. Ya da başka bir değişle, NASA’nın odak noktası suyu izlemektir, sıvı su yaşam için temel bir gerekliliktir ancak NASA’nın aradığı tek yaşanabilirlik kriteri değildir. Son kitabım Olası Gezegen’de gökbilimcilerin dokuz farklı yaşanabilir bölgeyi nasıl keşfettiklerinden bahsediyorum. Sıvı su yaşanabilir bölgesine ek olarak ultraviyole yaşanabilir bölgesi bulunuyor, gördüğümüz yıldızların yaklaşık %97’sinde bu iki bölge çakışmaz ve çakışmadıklarında herhangi bir yaşamın varlığı söz konusu olmaz. Yaşamın mümkün olması için bir gezegen aynı anda halen bilinen tüm 9 yaşanabilir bölgenin içinde yer almalıdır. Sanırım daha fazlasını keşfedeceğiz. Ancak bu 3600 gezegenden yalnızca biri tüm dokuz yaşanabilir bölgenin içinde bulunur. Bu gezegen üstünde yaşadığımız gezegendir.
SUNUCU: Bu harika ve hayranlık uyandırıcı. İşte bu yüzden bilimi ve bize bu bilgileri verebilen bilim adamlarını seviyoruz.