Adnan Oktar’ın 5 Ekim 2017 tarihli A9 TV röportajından
VTR: Yazara şöyle bir sorum olacak, bağnazlık ve yobazlık nedir?
ADNAN OKTAR: Bu İzmir’in genç kızları ne kadar güzel oluyorlar. Nedir bu böyle yani rastlantı gibi görünmüyor. Hem huyları güzel hem kendileri çok güzel. Bir ayrı hava var bu nedir, nasıl oluyor bu? Hakikaten hepsi çok güzeller. Baksana şu yüzünün temizliğine, bir de çok insancıllar. Modernler bayağı tatlılar, maşaAllah. Gözlük çok yakışmış yüz hatları nefis güzel, saçları zaten çok güzel.
Aynı kelimeler ama biraz tabii sert bir üslup. Gelenekçi Ortodoks İslam anlayışında. İslam cehennem dini olarak anlatılır. Yani insanın canını yakacak ne varsa bu din anlayışında vardır. İnsanı rahatsız edecek her şey ve güzel olan her şeyin yasaklanması, zor ve hatta çirkin olan birçok şeyin de yaşanmaya mecbur olması. Hepsini tenzih ediyorum ama büyük bir bölümünde bu vahşet dini, bu putperest din, bu şirk dini maalesef yaşanıyor. İnsanlar da Allah’a saygısından onu din zannettikleri için bu akıl almaz acımasız, sadist din anlayışını din diye kabul etmişler. Ama gençlerin büyük bir bölümü bu dine lakayt kalarak kendilerini uzak tutmuşlar. İşte kimi deist olmuş kimi ateist olmuş, kimi de münafıklıkla idare etmiş. Büyük bir faciadır, büyük bir felakettir. Allah bu felaketten bizi, milletimizi kurtardı Allah’a hamdolsun. Bütün çıplaklığıyla bu çirkinliği, bu korkunçluğu, bu dehşet dinini insanlara gösterdik. Ama tabii yobaz diye Müslümanları aşağılamak, ezmek günah olur, bağnaz diye aşağılamak da doğru olmaz. Çünkü onlar iyi niyetle onu yapıyorlar, bilmiyorlar. Allah bağışlasın hepsini, Allah doğru yola iletsin. Hakikaten dinin bir gereği zannediyorlar. Allah hakikaten zulüm istiyor zannediyorlar haşa. O yüzden bu zulüm sisteminde hem kendilerini eziyorlar hem başkalarını eziyorlar, hem de başkalarını ezdirtiyorlar, idi. Allah’a çok şükür deccalın beynini Türkiye’de patlattık. Türkiye de merkez olduğu için bütün dünya çapında bu rezalete bir son verilmiş oldu. Şimdi bak onun etkisiyle İran’la Türkiye’nin arası bir anda düzeldi. Çünkü bağnaz sisteme göre, gelenekçi Ortodoks sisteme göre bizim İran’la anlaşmamız mümkün değil. Doğrudan küfür içindeler yani direkt dinsiz hükmündeler. Hatta daha da beteri yani, fitne, fitneci dinsiz hükmündeler. Gelenekçi Ortodoks anlayışının bir kısmına göre. Kuran’a göre neyler? Nur gibi Müslümanlar. Efendi, dürüst, tertemiz, pırıl pırıl Müslümanlar Kuran’a göre. Ama gelenekçi İslam’a göre katli vacip olan kafirun ve kafirat ordusu. Şii’ye göre, Şii gelenekçisine göre Ortodoks’una göre de Sünniler kafirin tam ortası tam beyni. Ve tam bir zındık yapılanması ve hepsinin katli vacip. Onun için dikkat ederseniz Suriye’de acımasızca Sünnileri şehit ediyorlardı. Sünniler de Şiileri acımasızca şehit ediyorlardı. Bu cehennem dininden kaynaklanıyordu bu. Ama bu oyuna da son verdik, elhamdülillah. Şiilerin ve Sünnilerin nur gibi Müslüman olduğunu söyleyince İngiliz derin devletinin deccaliyetin oyununu bozduk. Ha bu inanç bütün Sünni ve Şiilerin içerisinde yaygın mı anlattığım inanç? Değil. Ama yıkıcı, öldürücü, yakıcı güce sahiptiler. Tırnaklarını söktük, pençelerini koparttık güçleri kalmadı zavallılaştılar. Şu an hiç görüyor musunuz karşıma çıkıp bir tanesi bir hoca “sen bırak şimdi bu sapkınlığı anormalliği, Müslümanlara yanlış bilgi veriyorsun, gel sana doğrusunu söyleyeyim” diyebiliyor mu bir tanesi? Desin ayağına kapanacağım söz bir Allah bir ayağına kapanacağım. Diyemez, çünkü dediğimin doğru olduğunu biliyorlar.