DEĞERLİ MÜRŞİD-İ KAMİL MAHMUD SAMİ RAMAZANOĞLU HAZRETLERİ (SAMİ EFENDİ) (1892-1984)
2.BÖLÜM
Mahmud Sami Efendi, kendini Yüce Allah’a ve Allah’ın kullarına hizmete adamış bir hak dostudur. Hayatının her anında İslam ahlakına bağlı kalarak hizmet etmiş ve büyük bir şevkle çalışmıştır.
MAHMUT SAMİ EFENDİ’NİN NASİHATLARI
Mahmut Sami Efendi, talebelerine birçok konuda nasihat vermiştir. Ancak, üzerinde en çok durduğu konulardan biri insanın nefsiyle mücadele etmesi gerektiği olmuştur.
İnsanın bir sureti, bir de sıreti vardır. İnsan sıretiyle, kalbiyle insandır. Kalıbıyla değil. İnsan kalıb olarak ahsen-i takvim (en güzel biçimde) olarak yaratılmıştır. Ama bu ahsen-i takvim oluşu kalbinin ihyasına bağlıdır. Kalbin ihyası (dirilmesi) da nefsin ölümüne (terbiyesine) bağlıdır.
Hoca Efendi insanları şu sözleriyle Allah’a şükretmeye çağırmıştır:
Bir insan bir kula hizmet ediyor, mukabilinde ücretini, mükâfatını alıyor. Şu halde mahlûkattan mükâfat alınırsa Cenâb-ı Hakk için çalışan acaba mükafatsız mı kalır? Bir kimse bir kuldan müteaddid (çok) defalar ihsân görürse ona dâima minnettâr kalır. Ve hatırından çıkarmaz. Şu halde Cenâb-ı Hakk'ın binlerce ni'metini gördük, şükretmek lâzımdır. Tefekkür edilmezse küfrân-ı ni'met (nimet inkar) edilmiş olur.
Mahmud Sami Hoca Efendi bir sözlerinde dünyanın geçiciliğine ve ahiretin varlığına dikkat çekerken boş zaman geçirmemeleri için inananları şöyle uyarmıştır:
"O halde, akıllı kimseye yakışan odur ki: İyi insanlarla sohbeti tercih etsin, gece ve gündüz âhirete hazırlansın, mal ve makama aldanmasın ve uzun uzun emellerle Allah'tan uzaklaşmasın. Zirâ dünyâ fânidir (geçicidir) ve dünya üzerindeki herkes de fânidir. Öyle ise her an ve her zaman Allah'tan korkunuz".
BÜYÜK İSLAM ALİMLERİNİN MAHMUT SAMİ RAMAZANOĞLU HAZRETLERİ’YLE İLGİLİ SÖZLERİ
BÜYÜK ALİM GÖNENLİ MEHMED EFENDİ, MAHMUT SAMİ HOCAEFENDİ’Yİ ŞÖYLE ANLATIR:
“Bütün zalimler bir araya gelse, gökyüzünden onu yere atsalar, yine ayakları üzerine düşer. Hiçbir zalim ona bir şey yapamaz. Zira Cenab-ı Hakk tarafından teyid edilen bir vazifesi vardır.
BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİ’NİN, MAHMUT SAMİ HOCAEFENDİ HAKKINDA SÖZLERİNİ YAZAR TAHA KILINÇ ŞÖYLE AKTARIYOR:
“Bediüzzaman Hazretleri, doğudan gelen hemşerilerinin tasavvuf yoluna intisap etme arzularını izhar ettiklerinde, onlara adres olarak sadece Sami Efendi Hazretleri’ni gösterir ve eklerdi: “İrşadla görevli kişi Sami Efendi’dir, ona gidiniz, biz sadece iman hakikatlerini yazmak ve yaymakla memuruz.
” ŞEYH ESAD ERBİLÎ’NİN HALİFELERİNDEN ALİ YEKTA EFENDİ DE MAHMUD SAMİ HOCAEFENDİ’Yİ ŞÖYLE ANLATIR:
Kelami dergahın en feyzli günlerinde oraya devam eden pek çok ulema ve fuzela vardı. Fakat Sami Efendi o zaman pek genç olmasına rağmen bugünkü gibi kamil ve hal sahibi idi.”
MAHMUT SAMİ HOCAEFENDİ’NİN, BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİ İLE OLAN BİR ANISINI OSMAN ŞEVKET YARDIMEDİCİ HOCAEFENDİ ŞÖYLE ANLATIYOR:
“Mahmut Sami Hocaefendi: “Bendeniz Kelami dergahında hizmet ederken Bediüzzaman Hazretleri başında poşusu, efevari bir kıyafetle ziyarete gelirdi. Bediüzzaman Hazretleri o zaman gençti, Esad Efendimiz’e sorular sorardı. Cevabını alınca, “Allahu ekber” der, hemen ayağa kalkardı. Esad Efendi’den Kadiri dersi aldı. Bir defasında Bediüzzaman gittikten sonra, Esad Efendi: “Bu genç, gençlere hizmetle görevli. İstikbalde gençlere iman davasında çok büyük hizmetler yapacak. Ama hala kendisi bunu bilmiyor, kendisine söylenmedi.” dedi.
BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİ’NİN 12 VEKİLİNDEN BİRİ OLAN MUHTEREM SUNGUR AĞABEY ANLATIYOR:
“Esad Efendi için Üstad’ın ‘Evliya-ı Azimeden’ dediğini ben bizzat işittim dedikten sonra, şu hatırayı anlattı: “Sami (Ramazanoğlu) Efendi’nin talebelerinden Safranbolulu Nuri Efendi, Üstadı ziyaret etmişti. Üstad, ona: “Ben senin yaşındayken, Kelâmi dergahında Esad Efendi’yi ziyaret ederdim. Bazı meselelerde itiraz ederdim, oradaki halifelerden bazıları bundan gocunurlardı. Bir gün yine böyle bir şeyden sonra bana kızan bir talebesine şöyle demiş. “Said’e dokunma, dokunma… O, ilerinin İmam-ı Rabbanisi olacaktır.”