Sayın Adnan Oktar'ın 22 Şubat 2018 tarihli A9TV canlı yayınından.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah bizim çocuklar namazlarına akıl almaz titizler. Sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsı, vitir, hayret ediyorum maşaAllah. Yani namazını kaçıran çok nadir oluyor. Duyuyoruz, herkes duyuyor hayretler içinde kalıyor. Nasıl oldu, nasıl bitti, felaket haberi gibi yani. Binde bir, bazen mesela hem telefonu çalışmıyor hem saati çalışmıyor haem arkadaşı onu uyandırmayı unutuyor. Ayda yılda bir olur. Beş vakit namazlarına arkadaşlarımın bu kadar titiz olması Allah’tan bir nimet. Bu görülmemiş bir şeydir. Birçok insan namazlarını sürekli kaçırır, sabah namazlarını. Sabah namazını asla kaçırma olmaz arkadaşlarımın. Hiç hatırlamam ben. Mesela bütün işlerini namaz vakitlerine göre ayarlıyorlar. Uçağa bineceklerse ona göre, yola çıkacaklarsa ona göre maşaAllah. Hiç namaz vaktiyle çatışmayacak halde. Ama illaki bir şey olursa bazen çok nadir, uçakta hemen ayakta orada kılıyorlar namazlarını maşaAllah. Mahkemede bile olsa mahkemenin salonunda orada betonun üstünde kılıyorlar. Hayret ediyorum maşaAllah. Öyle olacak tabii. Oruçta da maşaAllah bakıyorum. Hatta mesela bazen başı ağrıyor falan istese tutmayabilir, ısrarla tutuyorlar maşaAllah. Yorgun, bitkin de olsa yine tutuyorlar. Halbuki ayette var aslında “…Kim hasta ya da yolculukta olursa, tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde (tutsun). Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez…” (Bakara Suresi, 185) diyor. Ama ısrarla, kararlılıkla maşaAllah oruçlarına titizler.
Ankara’ya konferansa gidiyorlardı sabah namazını Taksim Parkı’nda birlikte kılmıştı çocuklar maşaAllah. Bodrum’a gidiyorlardı otobüs yolda, otobüs şoförü de şaşırdı. Durdurdular çimenlik alanda hepsi birden otobüsten hepsi indi. Diğerleri de görünce onlar da imrendiler onlar da gelip namaz kıldılar maşaAllah. Bir gün trafik kilitlenmişti arabadan inip kenardaki toprak alanda paltoları serip orada namaz kılmıştık, maşaAllah.
Bizim çocuklar Amerika’ya giderken Türkiye’den Avrupa kıtasına geçerken gökyüzü aniden aydınlanmaya başlıyor. Hemen uçakta yabancı hosteslerden yer isteyip, pilottan da üzerinde bulunduğumuz ülkeyi öğrenip ona göre kıbleyi hemen tespit edip pusulayla, uçakta namazı kılıyorlar maşaAllah. Çünkü uçak hızıyla aydınlandığı için hava çok acele hareket etmeleri gerekiyor, onu çok iyi hesaplıyorlar maşaAllah.