Çocukluktan itibaren insanları Allah’tan uzaklaştıracak konuşmalar yapmak yerine Allah’a yöneltmek gerekir.

Adnan Oktar’ın 27 Eylül 2016 tarihli A9 TV röportajından


ADNAN OKTAR: Çocukluktan itibaren insanları Allah’tan uzaklaştırıyorlar. Aileler içerisinde işte “Domates aldın mı, biber geldi mi, babanız saat kaçta gelecek?” Tek kelime Allah’tan bahis olmuyor. “Çocuk okuldan döndü mü, oğlum derslerini çalıştın mı?” Halbuki bütün sistem Allah’ın üstünde olması lazım. Bütün dikkat Allah’a verilmesi gerekiyor. Allah’tan başka her şeye dikkat veriliyor genelinde. Çok eski tarihlerden beri böyle. İnsanların bilinçaltı böyle dolu yani bu şekilde bir bilgiyle tahkim edilmiş. Buna karşı direnmek lazım. Samimi müminler bu bilinçaltına yapılan kodlamaya karşı direnecekler, kabul etmeyecekler bunu. Hiç normal görmesinler. Allah’tan başka hiçbir şeyden bahsedilmemesi lazım. Yoğun Allah’la bağlantı olması gerekiyor. Onda hayır yok mu? Var tabii. O imtihanın kıymetini artırır.

SEMİH MERİÇ: “Rabbinin nimetini durmaksızın anlat” diye bildiriyor Allah Hocam, şeytandan Allah’a sığınırım.

ADNAN OKTAR: Tabii. Mesela karşılıklı nimeti anlatmış olsa ama tabii samimi anlatılması lazım. Demagoji tarzında değil. Domates bile ufacık çekirdeği toprağa düşüyor koskocaman gürbüz, bayağı da cadı bir bitkidir domates, yani suyu falan kendi bulur. Dallarından falan bile kök çıkartır, çok kararlıdır. Koca koca mis gibi domatesler veriyor. Bir tane, iki tane de değil, sürekli veriyor. Her domatesin içinde en az yüz çekirdek oluyor. Onlardan bir tanesi yine toprağa düşüyor. Domatesin tadı malum. İçinde potasyum mükemmel, magnezyum, kalsiyum, çinko, fosfor, mangan hepsi var. Proteinler var. A vitamini yüksek oranda, C vitamini. Nasıl yapıyorsun mübarek? Bu kadar kimyasal maddeyi ve bu kadar vücuda faydalı maddeyi nasıl topluyorsun, nasıl yapıyorsun? Her türlü, protein ve vücuda hep şifalı maddeler. Bir tane, iki tane değil. Karbonhidrattan tut, proteinden çık, her şey var. Suyu da mis gibi tertemiz. Halbuki yetiştiği toprak gübreli son derece kirli oluyor. Yani bakteri yığını. Saç telinin yarısından daha ince kökleri bazı yerlerde, ondan o çamurlu su geçmiyor; hayret Allah’ın hikmeti. En mükemmel süzgeçlerde bile süzülse su kirli oluyor. Mis gibi aldığı su, gıcır gıcır böyle. Virüs dahi geçmiyor. Mikrop zaten almıyor. Mikrobu geçirmiyor artık mikrop ne? Çok küçük. Mikrop giremiyor o hücrenin içerisine, virüs dahi giremiyor. Hepsini temizliyor. Gıcır gıcır domates, zaten kopmaya da hazır oluyor, hemen o dibinden küt kopuyor. Biber öyle, patlıcan öyle, salatalık öyle. Çok sıradan görüyorlar. Halbuki hiç normal değil, hiçbiri normal değil. Tabii nimetleri kısa kısa, özlü, akılcı anlatmak lazım. Çok boğucu da anlatırsan, insanın aklı zayıf, dağılır kafası. Yani bütün sebzeleri birden anlatmaya kalkarsan. Zamanı geldikçe iyi kavrayacağı şekilde anlatmak lazım insanlara.