Allah’ın yarattıklarını sevmek Allah’ı sevmektir

“Allah’ı nasıl seveceğiz?” diye kardeşlerimiz soru soruyorlar. “Çiçeği seviyor musun?” “Seviyorum” diyor. “Anneni?” “Deli gibi seviyorum” diyor. “Babanı?” “Babamı da deli gibi seviyorum” diyor. “Karını?” “Onu da çok seviyorum” diyor. “Çiçekleri seviyorum” diyor, “Kedimi seviyorum” diyor, “Kuzularımı seviyorum” diyor. Sen kimi seviyorum diyorsun biliyor musun? Allah’ı seviyorum diyorsun. O anlattıklarının tamamı Allah’ın görüntüleri, tecellileri. “Kendimi de seviyorum” diyor. Kendin de Allah’ın tecellisisin. Sevdiğin her şey Allah’ın tecellisi. Ama Allah o tecellilerin dışında sonsuz akıl ve sonsuz güzellik. Seviyorum dediğin her şeyde zaten Allah’ı sevmiş oluyorsun sen. Çünkü Allah’ın Zatı’ndan başka hiçbir şey yok. Tecellisi tecellisi tecellisi tecellisi her yer tecellidir. Mesela biz Tomasin’i seviyoruz, kardeşim hayvanın bir tane tüyünde Tomasin’in milyonlarcası var, bir tane tüyünde aynısı kodlanmış. Ve ona ait trilyonlarca bilgi kodlu. Ama bakıyoruz mesela onun candan hareketleri, tatlılıkları falan, hayvan kendi yaptı zannediliyor, değil. Allah yaptırıyor ona biz beğenelim diye hayvan bilmez onları. Yahut Elma’nın şekerlikleri, değil mi? Ağaçların güzelliği, insanların güzelliği, kadınların güzelliği bunların hepsi tecellidir. Mobilyayı beğeniyoruz, evi beğeniyoruz, arabayı beğeniyoruz hepsi Allah’ın tecellisi. Değil mi? Yiyeceği beğeniyoruz domatesi, biberi, üzümü, elmayı, portakalı kokusunu beğeniyoruz, seviyoruz, hepsi Allah’tır, hepsi Allah’ın tecellisidir. Allah’ın varlığından başka hiçbir şey yoktur, hepsi gölge varlıktır. Seviyorum dediğimiz her şey tecellisidir. Yalnız tabii Allah çok büyük, insan şirke akıl almaz yatkındır bu büyük bir beladır. Yani en dindar bildiğimiz mesela peygamberlerdir, onları bile Allah uyarıyor şirke karşı, sürekli uyarıyor şirke karşı. Hz. İbrahim (as) ne diyor? “Güneş benim ilahım” diyor. Sonra ne diyor? “Ben batanı sevmem, ben onu ilah olarak kabul etmiyorum” diyor. Ama bak şirk, herkese dokunduğu görülüyor az veya çok. Yani belki Cenab-ı Allah’ın bazı kullarına dokunmamıştır onu bilmiyorum. Ama genel olarak herkese dokunuyor. Onun için şirki büyük ve asıl bela olarak görmek lazım. Allah ayette şirke sürekli dikkat çekiyor, insanlar diyor ki “biz alıp tahta puta tapmayız zaten, dolayısıyla bizim muhatabımız değil” gibi düşünüyor. Olur mu? İlaç aldığında, “Bu ilaç beni iyileştirecek” dedin mi bitti, şirk. “Araba beni bir yere götürecek” dedin mi şirk. Allah götürür seni araba nasıl götürsün? “Konuşacağım” dediğinde sen konuşamazsın Allah konuşturur. Nutku Allah yaratır. Nasıl konuşacaksın? Ne özelliğin var da konuşacaksın? Evet, bunları hiç unutmamak lazım. 


ADNAN OKTAR: “Allah’ı nasıl seveceğiz?” diye kardeşlerimiz soru soruyorlar. “Çiçeği seviyor musun?” “Seviyorum” diyor. “Anneni?” “Deli gibi seviyorum” diyor. “Babanı?” “Babamı da deli gibi seviyorum” diyor. “Karını?” “Onu da çok seviyorum” diyor. “Çiçekleri seviyorum” diyor, “Kedimi seviyorum” diyor, “Kuzularımı seviyorum” diyor. Sen kimi seviyorum diyorsun biliyor musun? Allah’ı seviyorum diyorsun. O anlattıklarının tamamı Allah’ın görüntüleri, tecellileri. “Kendimi de seviyorum” diyor. Kendin de Allah’ın tecellisisin. Sevdiğin her şey Allah’ın tecellisi. Ama Allah o tecellilerin dışında sonsuz akıl ve sonsuz güzellik. Seviyorum dediğin her şeyde zaten Allah’ı sevmiş oluyorsun sen. Çünkü Allah’ın Zatı’ndan başka hiçbir şey yok. Tecellisi tecellisi tecellisi tecellisi her yer tecellidir. Mesela biz Tomasin’i seviyoruz, kardeşim hayvanın bir tane tüyünde Tomasin’in milyonlarcası var, bir tane tüyünde aynısı kodlanmış. Ve ona ait trilyonlarca bilgi kodlu. Ama bakıyoruz mesela onun candan hareketleri, tatlılıkları falan, hayvan kendi yaptı zannediliyor, değil. Allah yaptırıyor ona biz beğenelim diye hayvan bilmez onları. Yahut Elma’nın şekerlikleri, değil mi? Ağaçların güzelliği, insanların güzelliği, kadınların güzelliği bunların hepsi tecellidir. Mobilyayı beğeniyoruz, evi beğeniyoruz, arabayı beğeniyoruz hepsi Allah’ın tecellisi. Değil mi? Yiyeceği beğeniyoruz domatesi, biberi, üzümü, elmayı, portakalı kokusunu beğeniyoruz, seviyoruz, hepsi Allah’tır, hepsi Allah’ın tecellisidir. Allah’ın varlığından başka hiçbir şey yoktur, hepsi gölge varlıktır. Seviyorum dediğimiz her şey tecellisidir. Yalnız tabii Allah çok büyük, insan şirke akıl almaz yatkındır bu büyük bir beladır. Yani en dindar bildiğimiz mesela peygamberlerdir, onları bile Allah uyarıyor şirke karşı, sürekli uyarıyor şirke karşı. Hz. İbrahim (as) ne diyor? “Güneş benim ilahım” diyor. Sonra ne diyor? “Ben batanı sevmem, ben onu ilah olarak kabul etmiyorum” diyor. Ama bak şirk, herkese dokunduğu görülüyor az veya çok. Yani belki Cenab-ı Allah’ın bazı kullarına dokunmamıştır onu bilmiyorum. Ama genel olarak herkese dokunuyor. Onun için şirki büyük ve asıl bela olarak görmek lazım. Allah ayette şirke sürekli dikkat çekiyor, insanlar diyor ki “biz alıp tahta puta tapmayız zaten, dolayısıyla bizim muhatabımız değil” gibi düşünüyor. Olur mu? İlaç aldığında, “Bu ilaç beni iyileştirecek” dedin mi bitti, şirk. “Araba beni bir yere götürecek” dedin mi şirk. Allah götürür seni araba nasıl götürsün? “Konuşacağım” dediğinde sen konuşamazsın Allah konuşturur. Nutku Allah yaratır. Nasıl konuşacaksın? Ne özelliğin var da konuşacaksın? Evet, bunları hiç unutmamak lazım.