Sohbetler (24 Şubat 2018; 18:00)


GÜLEN BATURALP: İyi akşamlar sevgili izleyicilerimiz. Sorular Cevaplar programımıza başlıyoruz. Hoş geldiniz Adnan Bey.

ADNAN OKTAR: Hoş bulduk. Evet, buyurun.

ASLI HANTAL: Terör örgütünden kurtarılan Maskah Köyü'nde bir depoda bulunan elleri bağlanarak çevresine mayın ve el yapımı patlayıcı tuzaklanmış, 80-90 yaşlarında dört yaşlı köylü bulundu. Bunun üzerine bombalar kontrollü olarak tesirsiz hale getirildi. Yaşlı anne ve babalarımız kurtarıldı. Sağlık kontrolleri yapıldı ve bölgeden uzaklaştırıldılar. Yaşlı annemiz “Türk askeri geldi, bizi kurtardı sonra askerlerden biri geldi başını dizime koydu. Onu oğlum gibi sevdim, başını okşadım.  Allah hepsinden razı olsun.” dedi. Görüntüleri vardı.

ADNAN OKTAR: Allah’a, Kitap’a inanmayan, dine inanmayan şeytanın ordusu, şeytanlığın dışında bir şey yapmaz. Münafık, şeytan bunlar şu an dünyada hakim olmaya çalışıyorlar. Türk milleti de onlara karşı direniyor kahramanca. Ama galip olan Türk milleti olacak göreceksiniz. Ama tabii bu Allah’ın gücüyle, Allah’ın inayetiyle oluyor. Yoksa insan gücüyle olacak bir şey değil.

Evet, dinliyorum.

VTR: Cennette de bilim olacak mı?

ADNAN OKTAR: Güzel yüzlüm ne istersen olur zaten. Bilimden kastın bir şeyler keşfetmekse, ne istiyorsan olur. Mesela elektrik istersen elma ağacı sana santral haline gelir. İstediğin kadar elektrik üretir, çarpmayan elektrik. Ona istediğin kadar lamba takar aydınlatırsın. İstiyorsan kayalar anında televizyon haline gelir, senin istemene bağlı. Dolayısıyla mesela bindiği bir ağaç dalı bir anda araba haline gelebilir. Onun sistemi zaten dünyada da var; fakat şu an Cenab-ı Allah o sistemi hareketlendirmiyor, zaman zaman hareketlendiriyor. Mesela bak Hz. Musa (as)’ya diyor Allah “Elinde o ne?” diyor. “Asam” diyor. “Ne işe yarar o?” diyor. Allah kasten konuşturuyor. “Davarlarıma ot çekiyorum silkeliyorum, dayanıyorum bayağı çok işime yarıyor” diyor, halbuki zannettiği gibi değil. Allah “At elinden” diyor.  Attı mı bir anda yılana dönüşüyor. Mesela bir anda arabaya da dönüşebilir o, bir anda uçağa dönüşebilir her şeye dönüşebilir. Dolayısıyla bilim istiyorsan bilimin alası olur orda. Her türlü gelişme, her şey olur. 

Evet, dinliyorum.

VTR: Sorunları konuşarak mı çözmeliyiz?

ADNAN OKTAR: Konuşma meseleyi halletmez, düşünme meseleyi halleder. Düşünmek lazım. Kuran’la yorumlayarak düşünmek lazım. Konuşursa adam boş konuşuyordur, sabaha kadar konuşsa netice alamazsın. Kuran mantığıyla akılla değerlendirerek meseleler halledilebilir.

VTR: Rahmani uyarı nedir?

ADNAN OKTAR: Rahmani uyarı Kuran’a uygun, akla, vicdana uygun, enaniyetsiz, karşı tarafı kızdırmayan, karşı tarafa sevgiyle makul bir anlatımla anlatılan, onu germeden, onu rencide etmeden anlatılan tebliğ yöntemi, yapılan faaliyet. Bu olursa olur ama kızdırarak üzerek falan olmaz.

GÖRKEM ERDOĞAN: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayın Bahçeli’nin ismine dikkat çeken şöyle bir konuşma yaptı. “Bu vatanı ite kopuğa teslim etmeyeceğiz. 2019 bizim için bir ittifak yılı olacak. Temennim şudur, ‘Ya Rab bu birlikteliğimizi daim eyle.’ Bu ittifakla birlikte Türkiye yeni bir dönemin de tohumlarını atıyor. Bu atılan tohumlar ümmetin milletin güçlenerek geleceğe yürümesidir. Sayın Bahçeli’ye bu süreçte sergilediği milli duruş için bir kez daha teşekkür ediyorum. Terörle mücadeleden yurt dışı operasyonlara kadar devletimizin bekasını ilgilendiren her konuda kendisi ismiyle müsemma bir şekilde devlet adamı gibi hareket etmiştir.” dedi.

ADNAN OKTAR: Evet çok değerli, çok akıllı bir insan Sayın Bahçeli maşaAllah. Rahmetli Türkeş’in ahlakını, kişiliğini olduğu gibi almış, çok yüksek bir devlet terbiyesine sahip, mükemmel bir insan. İsmi Devlet Türkeş Bahçeli olsun. Bundan sonra Türkeş ismi her Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı’na verilsin. Bu bir gelenek olarak otursun. Ve Başbuğluk payesi verilsin mutlaka Milliyetçi Hareket Partisi’nin başına gelen başkanlar,  mutlaka Başbuğ olarak tesmiye edilsin. Rahmetli Alparslan Türkeş de Başbuğlar Başbuğu olarak tesmiye edilsin.  Yani o hayati çünkü unutturulmaya çalışılıyor, vahim bir şey. Adam utanıyor Türkeş’ten, utanıyor isminden. Biz de onlardan utanıyoruz. Erbakan’ın isminden utanıyor, biz de o adamlardan utanıyoruz. Görülmemiş tavırlar.

Evet, dinliyorum.

VTR: İnsanlarımız neden bu kadar sevgisiz?

ADNAN OKTAR: Canımın içi o da benim yeni daha dikkatimi çekti işin doğrusu. Yani ben çocukluğumda fark etmedim, lise, üniversitede de fark etmedim. Son yıllarda Allah’ın dünyaya büyük bir bela verdiğini gördüm. Sevgi alınmış dünyadan, müthiş bir facia bu. Bütün dünya için en büyük felaket. Cehenneme düşmüş dünya. Akıl almaz bir acı bu. Allah’tan sevgiyi bütün insanların istemesi lazım, yeniden sevginin diriltilmesi gerekiyor. Büyük bir facia, akıl almaz yaygın sevgisizlik. Nefret, kin, öfke artık gıda gibi olmuş. Adam pislik yer gibi öfkeyi yiyor, kini yiyor nefreti yiyor. Sevgiye de vahşi hayvan gibi uzak, uzaktan bakıyor. Bütün devletlerin ana milli meselesi haline gelmesi lazım sevgi.

GÜLEN BATURALP: Yayınımızın sonuna geldik, tekrar görüşmek üzere inşaAllah.


DEVAMINI GÖSTER