Prof. Hans Köchler "Bilinç" ve "Gerçekliği" Anlatıyor


Bir düşünür olduğunuzdan, sizin için de bir kaç zor sorumuz var. Madde var mıdır? Matrix filmlerindeki gibi simülasyon bir dünyada yaşadığımızı düşünüyor musunuz? Dış dünya aslında sadece algılarımızdan oluşuyorsa, böyle bir dış dünyanın var olduğuna, yani maddenin var olduğuna emin olabilir miyiz? Bu durumda insan için “ruh” mu demek daha doğru olur? Maddenin gerçekliğini ve ruh kavramını materyalizm açısından değerlendirir misiniz?

İnsanoğlunun temel özelliği, kendi varlığı üzerine derinlemesine düşünme becerisine sahip olmasıdır. Kendini değerlendirme kabiliyeti, insanı diğer canlılardan farklı kılan şeydir. Bilinç veya kendimizi tecrübe edişimiz, yani içgözlem, tüm öğretilerimize ve dünyayı tüm yorumlama biçimlerimize temel oluşturur. Bu da, kendi bilincimizi ve algılama sistemini dikkate almadan objektif dünyanın gerçekliği hakkında bir yorumda bulunamayacağımız anlamına gelir. Bu, özellikle Immanuel Kant'ın transsendental felsefesince izah edilen veya detaylandırılan önemli bir felsefi düşüncedir. Gerçeklik veya maddenin var olup olmadığı konusuna gelince, sadece birşey kendini sunuyor ya da algımızın kapsamına giriyor diye madde objektif olarak var diyemeyiz. Bu bağlamda, beden ve ruh veya maddi ve manevi dünya arasındaki ilişki ile ilgili çağlar ötesi soru, kendimizi değerlendirme yeteneği ya da bilinç ya da biz insanlar için zihnin, epistemolojinin her dalında öncelik olması gerektiği anlamına gelir.

 


DEVAMINI GÖSTER