Sayın Adnan Oktar'ın 8 Mart 2017 tarihli sohbetinden önemli başlıklar

Sohbetler; 8 Mart 2017

 

(Diyarbakır, Bingöl arasındaki kırsal bölgede on sekiz köyde yedi bin askerin katılımıyla pazar günü başlatılan geniş kapsamlı operasyon sürüyor. Operasyon devam ederken güvenlik güçlerinin “teslim ol” çağrısına uymayan bir grup terörist ateş açınca Uzman Çavuş Ali Şirin adlı askerimiz şehit oldu.)

Ali Şirin, Hz. Ali (kv)’nin yanına gittin, ne güzel. Bak, o da şehit sen de onun yanındasın. Ne mutlu sana. Ne mutlu annene, babana. Gıpta ediyoruz sana. Bizi de çağır, biz de gelelim senin o güzel yanına, maşaAllah. İftihar ediyoruz seninle. Annene, babana Cenab-ı Allah uzun ömür, sabr-ı cemil nasip etsin. O şeref sana yeter sonsuza kadar. Ama kabadayının şahı maşaAllah, şu heybete bak sen. Göreyim bir daha. Görüyor musun aslanı? Bu millete güç yetmez. Deccal hiç boşa dişlerini bileyip durmasın. Bütün dişlerini sökeceğiz. Bak, deccal bana iyi bir baksın bakayım. Hatırlıyor mu bunu? O bir gözün sağlam o sağlam gözünle bir bak bana. Ne bu? Bu birinci cildi, bunlar senin kafana yağmur gibi yağacak ilimle, irfanla. Üst Akıl İngiliz Derin Devletinin İçyüzü. Bak bakalım, baştan sona resimli ve hepsi belge. Oku oku bitmez. Bak, deccal iyi dikkatlice bak, bu müminlerin elinde artık bu kitap.

 

İçinde Hz. Musa Ve Hz. Harun'un Emanetlerinin Olduğu Tabut-u Sekine'yi de İnşaAllah Göreceğiz

Süleyman Mabedini yeniden kuracağız. Hz. Süleyman (as)’ın mescidini yeniden kuracağız. Hz. Süleyman (as)’ın sarayını da yeniden yapacağız. Yerini de tespit ettik. O konuda Musevi ileri gelenlerle de görüştük, Hristiyanlarla da görüştük, Müslümanlarla da görüştük. Allah’ın izniyle ilk taşı koyacağız.

Hz. Süleyman Mescidinin projesini hazırlattırdım. Teknik proje böyle, hem iç mimar hem mimarlara hazırlattırdım. Onu İsrail’e sunacağım. Ve ilk köşe taşını da koyacağız Allah’ın izniyle. “Süleyman kendine yapımı on üç yıl süren bir saray yaptırdı.” (1. Krallar, 7/1) Hz. Süleyman Mescidinin önüne kutsal sandığı getireceğiz. Hz. Süleyman (as)’ın, Hz. Musa (as)’ın kutsal sandığını, içinde de bütün kutsal emanetler var. İsteyen gitsin, istediği üniversitede baktırsın. 3500 yıllık olduğunu görecekler. İçinde altın kap içerisinde manna, Harun (as)’ın asası, Yusuf (as)’ın gömleği, çok fazla… Tabletler, Hz. Musa (as)’a gelen tablet. Bir nüshasına da Kuran dikkat çekiyor. O yazının orada olduğunu da göreceğiz. Bak, Kuran’da geçen o yazının, o hükmün orada geçtiğini de göreceğiz. “Tabletlerin birinde bu yazıyordu” diyor Allah. Kutsal sandığın varlığını Kuran ayetle uzun uzun açıklıyor Allah.

Bakın, Hz Süleyman ne yapmış: “Kral ve bütün halk Rabb’in huzurunda kurban kestiler. Kral Süleyman yirmi iki bin sığır, yüz yirmi bin davar kurban etti” diyor. Görüyor musun bak? Yirmi iki bin sığır, yüz yirmi bin davar kurban ediyor ve hepsi pişiriliyor, halka dağıtılıyor. Cayır cayır böyle, hem de ateşte böyle güzel. “Süleyman'ın bilgeliğini, yaptırdığı sarayı, sofrasının zenginliğini, görevlilerin oturup kalkışını, hizmetkarların ve sakilerin özel giysileri ile yaptığı hizmeti, Rabb'in tapınağında sunduğu yakmalık sunuları gören Sebe Kraliçesi hayranlık içinde kaldı” diyor. (2. Tarihler, 9/3-4). “Sunak, ekmeklerin Allah’ın huzuruna konduğu masa, iç odanın girişine, beşi sağ, beşi sola yerleştiren saf altın kandillikler” yirmi dört ayar altından yapılmış. “Çiçek süslemeleri, kandiller, maşalar” hepsi altın. “Saf altın taslar, fitil maşalar, çanaklar, tabaklar, buhurdanlıklar, tapınaktaki iç odanın yani en kutsal yerin ve ana bölümün kapı menteşeleri de altındandı.” Bak, kapı menteşelerine varıncaya kadar altından. Süleyman (as) iç duvarları saf altınla kaplatıyor, bütün blok altın her yer altın.

Akasya ağacından sandık, bak 3500 yıldan beri duruyor Akasya ağacından üstü saf altın kaplama. Ağaç akasya ağacı. Boyu iki buçuk arşın yaklaşık bir metreden uzun. Eni ve yüksekliği bir buçuk arşın yaklaşık yetmiş santim. Hacimli bir şey inşaAllah. İçi ve dışı saf altınla kaplı, çevresinde altın pervaz var, dört altın halka var çevresinde ikisi yanda ikisi öbür ucunda. Akasya ağacından yine iki ağaç var taşınması için ama onlar da altın kaplama. İlk konan içine iki levha, taş. Allah’ın on emri taşın üstüne yazılmış. İlk içine konan onlar. Bunu gördüğünde bütün Museviler Müslüman olacaklar. Çok az bir kısmı hariç diyor tamamı Müslüman olacak diyor Peygamberimiz (sav). Mescidin önüne getiriyor Musevi olarak geliyorlar açıldığında hepsi La İlahe illaAllah Muhammeden Resulullah ve Musa Resulullah diyecekler evet.

“Bir de esenlik olur demiştiniz, rahatlıyor insanlar açıldığında.”

O acayip, büyük bir mucize, o kutsal sandık getirildiğinde üstü örtülü onun üstündeki örtüyü Mehdi (as) açacak, kapağını Mehdi (as) açtığında orada bulunan yüz bin, iki yüz bin, üç yüz bin yahut bir milyon insan hepsinin kalbinde aniden bir ferahlık oluyor. Çok büyük bir mucize bu işte. O yüzden bütün Museviler iman ediyorlar. Bunun hiçbir açıklaması yok aniden bir hafifleme ve ferahlık oluyor.

“Anlık mı olacak, yoksa sürekli mi?”

O an için. Sandık kaldırılınca yeniden eski haline dönüyor. Devam etmiyor sürekli.

“Peki bu sandık her açıldığında insanlar bu ferahlığı her seferinde hissedecek mi?”

Oluyor evet. Ama sürekli açılmaz. Bir başkası açtığında ölüm getiriyor yani alakasız birisi açtığında feci şekilde ölüyor. İllaki ilgili kişi açacak. Onu da açıklayamıyorlar. Daha önce başkasının eline geçmiş sandık akıl almaz belalar gelmiş ve açan da mutlaka ölüyor.

 

Deccaliyetin Yolu Buraya Kadardı, Bundan Sonra İlimle İrfanla İngiliz Derin Devletine Nefes Aldırmayacağız İnşaAllah

“Deccal çıkınca ona karşı müminlerden bir adam yönelir, derken o mümin kimseye birçok silahlılar deccalin merkezlerde gözetleme yapan silahlılara karşı çıkarlar.” Mehdilik ve İmamiye, Sahihi Müslim cilt 11 sayfa 393’den nakil. Şimdi deccal kime karşı çıktı? Benim gördüğüm son aşamada Tayyip Hoca’ya karşı çıktı. “Merkezlerde gözetleme yapan silahlılar” işte kışladan gelen darbeci askerler. “Müminlerden bir adam yönelecek” deccale. Mehdi (as) döneminde. Mehdi (as)’den ayrı bir şahıstan bahsediliyor burada. Deccalin saldırdığı birisi. Benim kanaatim Tayyip Hoca’ya bakıyor oradaki üslup anlatım öyle gibi görünüyor.

Bir de Tayyip Hocam tedirgin olmasın evet hayır hiç fark etmez evet de olur hayır da olur hiçbir şey olmaz. Eğer şu anki durumdan rahatsızsa yetkisini genişletelim. Söylesin hangi konularda istiyorsa yine yetkisini genişletelim. İnşaAllah evetle çıkar ayrı mesele de farz edelim çıkmasa da yine yetkisini alabildiğine genişletiriz. Yani elini rahatlatırız öyle bir problem olmaz. Şu an yüzde altmış desteği var şahsının, AK Parti’nin demiyorum şahsının yüzde altmış desteği var. Onun için kafası rahat olsun, sıkmasına gerek yok kendisini. Hayır çıkarsa da çıksın hiçbir şey olmaz hiçbir şey değişmez. Evet çıksa da bir şey değişmez hayır çıksa da bir şey değişmez. Ama onu tutan hareketini engelleyen şeyler varsa onları kaldıralım.  Çünkü iyi hizmet veriyor güzel hizmet ediyor. Hizmetin hareketini zedeleyen yahut ağırlaştıran hususlar varsa kanun değişikliği yaparız mecliste hallolur.

 

Tayyip Hocam Bizim Evladımız, Kendi Evladımızı Ezmelerine Müsaade Etmeyelim. Ömür Boyu Yargılanmamasını Sağlayalım, Milletçe Destek Olalım

Bir kere onu çıkartalım. Tayyip Hoca onu diyemez, onu bizim dememiz lazım. Bir kere bunu bir çıkartalım. Çünkü bu bir bela, deccal kafayı taktı ona. İllaki hapse attırma falan derdinde. Yok kardeşim anayasaya madde koyduralım kaçıncı maddeyse hiç vakit geçirmeden ek madde cumhurbaşkanı ismiyle de verelim ‘Recep Tayyip Erdoğan ömrü boyunca yargılanmasın’ bu kadar. ‘Yaşadığı ömrü boyunca yargılanamaz’ bu kadar. Çünkü çok münasebetsiz iddialar var belli ki adam bir yerden tutturmaya çalışacak kafayı taktı ya baksana ta IŞİD’den tutturmaya çalışıyor artık nerelerden su getiriyor. IŞİD ne alaka? Tük ordusu çatışıyor IŞİD’le insaf yani.

Öyle bir madde koyalım bu adamların yolunu tamamen kapatalım. İştahı boğazına tıkansın. Bak AK Partililerden de ben rica ediyorum, CHP de kabul eder bunu. Bizim evladımız bizim insanımız. Alçak, kinli, nefret dolu insanlar var, ağzından nefret akıyor kin dolu. Tayyip Hoca nasıl desin bunu, bana böyle bir madde koyun mu diyecek? Bunu AK Partililer düşünmesi gerekir biz de düşünüyoruz işte.  AK Partililerden ben rica ediyorum bu teklifi getirsinler biz CHP’yle de konuşuruz bunu mutlaka oturtalım bu fitne bir kere bitsin. Sonra diğer konularda da eğer yetki istiyorsa daha da yetkisini genişletelim çünkü hizmeti iyi Tayyip Hoca’nın şevki güzel. Hayır daha iyi birini biliyorlarsa onu da getirsinler tamam kabul edeceğim. Daha iyi hizmet edeceğine inandıkları biri varsa söz bir Allah bir ben tamam kabul edeceğim. Yoksa susun o zaman. Değil mi? Hem yapmıyorsun hem faydalı olmuyorsun hem konuşuyorsun olmaz öyle şey. O mutlaka olsun onu biz teklif olarak herkese söyleyelim. O bir kere mutlaka halledilsin. O başımızda demokrasi kılıcı gibi durmasın. Oradan bir şey yapamayacaklarına inansınlar bir kere. Tertemiz insan, gözümüzün önündeki insan. Oturup yargılamaya kalkmak iştahlanmak falan. Her Avrupa ülkesinin ayrı bir kini var görüyorsunuz. Hepsinin değil ama içinde bazı kişilerin akıl almaz bir nefreti kini var. Buna müsaade etmeyelim.

İngiliz basınında mesela hemen her gün Tayyip Hoca’nın nasıl yargılanacağı nasıl ceza alacağı bununla ilgili yazılar çıkıyor. Bunların hevesini kursağına tıkayalım. Kemal Kılıçdaroğlu Hocamız’la görüşelim, diğerleriyle görüşelim bir konsensüs sağlansın hemen kanunu çıkaralım. Tayyip Hoca’nın ömür boyu yargılanmasını yasaklayalım. Kendi evladımızı ezmek istiyorlar kendi insanımızı, buna müsaade etmeyelim. En başından beri kafayı taktı adamlar. Buradan konuyu bir kilitleyelim bir rahatlık olsun. Bak şevkli bir insan, hevesli bir insan, gayet güzel hizmet ediyor vatana millete değil mi? Burnundan getirmeyelim, manevi destek sağlayalım böyle olmaz yazık günah ve çok ayıp. Uğraşacaklarsa gitsinler başkasıyla uğraşsınlar kendi insanımızla uğraşana ben bir acayip insan derim. Kendi insanımıza böyle başarılı bir insana destek sağlamak lazım. Eleştiriye açık ne dersek yapıyor. Daha ne olsun, ne dedik de yerine getirmedi? Mesela şu yanlış diyoruz yapmıyor, bu yanlış diyoruz yapmıyor şöyle konuş diyoruz, tamam. İzmir’de hep kadınlar dekolteydi başı açık falan bakımlı güzel kadınlar, bu durduk yere yaptıkları bir şey değil tavsiye üstüne yapıyorlar.  

 

(Cumhurbaşkanı Erdoğan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde görev yapan kadınlara çiçek vererek Kadınlar Gününü kutladı. Başı açık ve başı kapalı hanımlara birlikte çiçek verirken fotoğrafları da var.)

İşte böyle, usul böyle olması lazım, evet. Modern hanımlar, modern görünümlü hanımlar başörtülü hanımlarla daima Tayyip Hocam karışık bulunsun. Müzik sürekli gündemde tutsun, sanatı sürekli gündemde tutsun. O dediğim de çok hayati, kilitlensin o konu; biz yargılanmasını istemiyoruz kardeşim. Adama sen iş çıkarıyorsun, yargılanacak bir konu yok. Avrupa istiyor diye biz böyle bir oyunun içine giren sistemi kabul etmeyiz. Avrupa derken Avrupa’nın içindeki İngiliz derin devleti uzantıları. Yoksa Avrupa’nın bir suçu yok biz Avrupalıları seviyoruz.

 

Kuran'da Hz. İsa'nın Yeniden Yeryüzüne Geleceği Çok Açık Anlatılmıştır. Sadece İsa Mesih İçin "O Bir Kıyamet Alametidir" Diye Bildirilmiştir.

Allah sadece Hz. İsa Mesih için “Sen bir kıyamet alametisin” diyor. Bak Peygamberimiz (sav)’e demiyor, Hz. Muhammed (sav)’e demiyor son peygamber olmasına rağmen demiyor, Musa (as)’ya, İsa (as)’ya hiçbirine demiyor. Sadece İsa Mesih’e İbn-i Meryem “Sen bir kıyamet alametisin” diyor Allah Kuran’da. “Sana uyanları kıyamete kadar dünyaya hakim edeceğim” diyor. “Ve sana iman etmeyen hiçbir kimse bırakmayacağım” diyor. Alenen dünya hakimiyetinden bahsediyor Allah.

Kuran’da Cenab-ı Allah ‘kehlen’ kelimesini Hz. İsa (as) için kullanıyor bir tek. Hiçbir peygamber için kullanmıyor. Kehlen demek 40, 50, 60 yaşta olan insan anlamına geliyor yani saçları kırlaşmış, olgunlaşmış erkek anlamına geliyor. İsa Mesih göğe çekildiğinde çok gençti, gencecik delikanlı, kehlen değildi yani. Ama bak “kehlen olduğunda da Allah seninle konuşacak” diyor. Özellikle o kelimeyi kullanmış Allah. Kuran’da hiçbir yerde geçmiyor. Normalde hiçbir sebebi de yok öyle bir şey söylenmesi için. Bak “sen” diyor “olgun yaşlarındayken de seninle konuşacak” diyor Allah. Çocukken de, iki zamanda da, bu ne demektir? İsa Mesih’in gelişi demektir.

 

(İsmailağa Cemaati Lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nun adına Beykoz’da yaptırılan Mahmut Efendi Camii inşaatı İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Beykoz Belediyesi yetkilileri tarafından durdurulduğu açıklandı. Marifet Derneği inşaatını yaptıkları Mahmut Efendi Camii’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Beykoz Belediyesi tarafından “Ya çalışmayı durdurursunuz, ya da caminin girişini yıkarız” dendiğini söyleyerek caminin inşaatını durdurduklarını açıkladı. Mahmut Efendi Vakfı Başkanı Muhammet Keskin de yaptığı yazılı açıklamayla belediyenin tutumuna tepki gösterdi.)

Ne desin belediye? Kanun hukuk neyse onun yapacaklar, herkese ne yapılıyorsa o olacak. Şimdi onun bitişiğine adam bina yaparsa ne desin belediye? Kanun hukuk neyse o. Nasıl ayrım yapsınlar? Ruhsat alın yapın ama ruhsatsız bir yere boş bir arazi buldum ben oraya cami yapıyorum dersen herkesin gözü önünde sorarlar o zaman hükümete ‘Bunlara nasıl izin veriyorsunuz? Ona niye izin vermedin, buna niye izin verdin’ derler. Her şey kanuna hukuka uygun olsun. Ruhsat alsınlar, izin alsınlar camiyi istedikleri gibi yapsınlar. Hükümete kızacak bir şey yok burada.

 

Meyvenin Topraktan Vitamin, Mineral Ve Protein Elde Etmesi Başlı Başına Çok Büyük Bir Mucize

Hayret, ben her seferinde şaşırırım, kara topraktan bunlar böyle bu kadar lezzetli. Vitamini nasıl yaparsın sen? Otsun nihayet. Vitamin imali. Sentetik yapılacak bir şey değil. Protein yapıyor, her çeşit protein sentetik elde edilemiyor. Demiri nerden topraktan alırsın tek başına da çıkarırsın. Mesela bu kırmızı rengi demirle elde ediyor hayret edecek şey. Her türlü vitamin yapıyor A, B, C. Ne istiyorsan yapıyor maşaAllah.     

Şekeri tam ayarında, omega yağları var içinde, doymuş yağlar var. Nasıl yaparsın yağı inanılır gibi değil, ot nihayetinde. Biçimini tam veriyor ondan sonra duruyor. Mesela üzümün tanesi belirli büyüklüğe ulaştıktan sonra daha büyütmüyor orada kesiyor. Nerden biliyorsun onun hangi büyüklüğe ulaştığını? Hayır gözü yok, kafası yok, bir şeyi yok, dışarıya çıkıp ona bakacak durumu da yok. Üzümün bunu tespit edecek hiçbir bilgisi yok. Dışarı çıkıp dışardan bakması lazım o hacmi aldı mı diye, tam ayarında duruyor.

Hepsi aynı bal gibi, hepsine aynı proteini koyuyor, hepsine aynı vitamini koyuyor, hepsinin minareli aynı, bakır, çinko, kobalt oranları aynı, suyu tertemiz, kokusu nefis çok güzel aroması var, görünüm zaten şahane.     

   

(Lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında El Bab’da şehit düşen Tankçı Er Ömer Akkuş’un ailesini ziyaret etti. Şehidimiz için dua etti.)

Bak dinsiz, imansız gibi göstermeye kalkıyorlar CHP’yi. Nur gibi Müslümanlar, tertemiz insanlar. Çok ayıp hem ayıp, hem günah, hem de vicdansızlık olur. CHP, Türkiye’nin süsüdür, aydın yüzüdür, bütün partiler bizim için değerlidir. Tabii hainlik yapmayanları, milli olanları kastediyorum, hainlik yapan olursa ayrı, onu kabul etmeyiz.



DEVAMINI GÖSTER

Benzer Eserler