Sayın Adnan Oktar'ın 14 Aralık 2016 tarihli sohbetinden önemli başlıklar

A9 TV, 14 Aralık 2016

 

Şii Milisler Adı Altında Halka Zulüm Yapan Kişiler İran'ın da Nefret Ettiği İngiliz Derin Devleti Ajanlarıdır

Zulmü yapan İran'daki tertemiz Müslüman halk değil, orada bir avuç İngiliz ajanı. Şiilik adı altında İngilizlerin ayarladığı münafıklar. Ne alakası var onların? İran halkı tertemiz insanlar. Biz zulmü yapana karşıyız. İran'a karşı değiliz. Bizim İran'la bir alıp veremediğimiz yok. İran'ı biz dost biliyoruz. Tertemiz insanlar. Ne kadar mantıksız laf. Bir avuç İngiliz ajanının organize ettiği çakal topluluğu onlar. Onların Şiilikle alakası yok. Hepsi Allahsız Kitapsız, dinsiz imansız, Darwinist komünist adamlar. Şii Milis dedikleri, hepsi komünist. Yani komünist Stalinist adamlar, Şiilikle alakası yok onların. Şu an Suriye'de, Irak'ta Müslümanlara saldıran Şii milis denilen adamlar, komünist Allahsız Kitapsız adamlar. Bir bölümü de haysiyetsiz azılı katiller. İran devleti nefret ediyor bu adamlardan. Çakal bunlar. İran da onlardan şikayetçi, İran devleti de şikayetçi. İran'ın nefret ettiği adamlar, İngiliz derin devletinin organize ettiği çakallar bunlar. Süper ahlaksız adamlar. İngiltere'de bunlar yüz binlerce, İran'daki Şia'yı beğenmiyorlar bunlar. Ve muazzam Sünni düşmanı bunlar, alçak. Zaten Suriye ve Irak'taki bütün organizasyonu yapan tek güç var, o da İngiliz derin devleti .

 

(Bir ilan vardı bahsettiğiniz konuyla ilgili; "Halep İçin Ayaktayız: 13 Aralık (Bu Akşam) Saat 20:00'de İran Konsolosluğu’na Yürüyoruz" Müslüman Gençler adı altında.)

Kardeşim, senin yapacağın şey Mehdi (as) için dua etmek, İsa Mesih (as) için dua etmek. Oraya yürümekle bir şey olmaz. İran'ın oradaki alçaklardan memnun olduğunu nereden duydun sen, İngiltere'deki o alçaklardan memnun olduğunu nereden duydun? Nefret ediyorlar, kaç defa Hamaney'in açıklamaları var. "Bunlar ajan" diyor adam, açıklıyor. Daha hala bunu anlamazdan gelmenin bir alemi yok. İran'ın içindeki bu alçaklar zaten PKK ile işbirliği yapan tipler. Bunlar dinsiz Stalinist adamlar. Şia diyor. PKK’lıların nüfus cüzdanına bakın; Hanefi, Sünni, Müslüman diye geçiyor. Geçerli mi onun Müslümanlığı? Dinsiz imansız adam.

 

(Siz özellikle son iki yıldır sürekli olarak; "Milli Seferberlik ilan edilip PKK'nın hayat damarları kopartılsın, terörle mücadele tam bitene kadar Milli Seferberlik ilan edilsin." diyordunuz. Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan, teröre karşı Milli Seferberlik ilan ettiğini açıkladı.)

Üç yıldan beri rica ediyorum hükümete, üç yıldan beri. Allah duamıza icabet etti. Üç yıldan beri, üç yıldır söylüyorum; milli seferberlik, milli seferberlik, milli seferberlik.

 

(Cumhurbaşkanımız şöyle konuştu; "Vatana gözünü dikenlerin gözünü çıkarmak namus borcumuzdur. Bugüne kadar bizi birbirimize düşürmeyi başaramadılar. İnşaAllah hiçbir zaman başaramayacaklar. Buradan bütün vatandaşlarıma sesleniyorum; PKK'sıyla, DEAŞ'ıyla, FETÖ'süyle, DHKP-C'siyle ve tüm diğerleriyle; adı, söylemi, yöntemi ne olursa olsun tüm terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum." dedi.)

Yalnız bunun vasfını açıklaması lazım. Yanlış anlamasın da yani neyi kastediyor? Bu milli seferberlikte biz neler yapacağız? Bizden istedikleri nelerdir? Benim kastettiğim milli seferberliğin çapı çok geniş. Polise vatandaş yardımcı olacak. Polis yardımcısı diye bir kadro ihdas edilmesini istiyoruz. Geçici olarak iki-üç milyon gencimiz askere alınabilir. Madem tehlikeli bir dönemden geçiyoruz o zaman askeri silah dağıtılması da çok makul olur. Mesela üç milyon askere silah dağıtılmış olacak. Savunmamız açısından da bu çok güçlü bir şey. Kontrolü de rahatça mümkün, emir komuta zinciriyle kontrol edilebilecek. Askere alırsak gençleri mesela üç milyon askere silah verilse, ağır silah; bu titretir Avrupa'yı, dünyayı. Hiç kimse böyle pislik yapmaya yeltenemez. Altı ay da olabilir sekiz aylığına da olabilir. Severek gelir gençler. Bir de vatandaşın arama yetkisi falan olsun polis yardımcısı olarak. Adam bu bombayı ta Suriye'den getiriyor. Suriye girişinde bombanın yakalanması lazım. Dört yüz kilo bomba ta İstanbul'a kadar geliyor. İki bin kilometre falan yol alıyor. Yolda in cin hiç ona dokunmuyor, kimse dokunmuyor. Rahatça geliyor.

 

İngiliz Derin Devleti Terör Örgütlerine Ulaşacak Patlayıcıları Güney Kıbrıs'a Gönderiyor Oradan Dağıtım Yapılıyor, Bu Dağıtımı Durdurmak Şart

Bütün mesele, asıl önemli olan şey, bu patlayıcılar mesela RDX, TNT, PETN; bu patlayıcılar ancak devletler tarafından üretilebiliyor. Mutlaka envantere geçmesi gerekir bunların. Bunu tespit etsinler. İngiliz derin devleti gemilerle gönderiyor Güney Kıbrıs'a, Güney Kıbrıs'tan tevziat yapılıyor. Mavnalarla bomba tevziatı yapılıyor. TNT, dinamit tevziatı yapılıyor. Başlangıçta ta oradan durdursunlar olayı.

 

Halep'ten Sivil Halk Tamamen Tahliye Edilene Kadar Ateşkes Yapılsın

Bu Halep normal bir tahliye olsun 1-2 gün beklesinler yani en az bir 48 saat versin Rusya, biz Putin’den yine rica edelim. Türk hükümeti de devreye girsin, 48 saat falan anca yeter. İşte eşyasını falan alsın herkes bir çıksın. Bu kadar bombalama meraklısı olmaya gerek yok çok ayıp bu, çok korkunç bir şey. Otobüse binip çıkmaya çalışıyorlar bombalıyorsun artık insaf yani, ne yapsın daha yani, olmaz böyle.

 

(Sky News kanalına konuşan Yemen Başbakanı Abdülaziz, Yemen halkını İngilizlerin bombaladığına ve savaş suçu işlediklerine dair bir açıklama yaptı Adnan Bey. İngiliz hükümeti insani krizden çok silah satışından kar elde etmekle ilgileniyor, ülkemizin bombalandığı silahlar İngiliz yapımı, İngilizler Suudi Arabistan’a parça tesirli bombalar sattılar, Suudiler de bu bombaları bize kullanıyorlar. İngilizler burada hamile kadın ve çocukları öldürüyorlar ve suç işliyorlar” dedi.)

İngiliz derin devletinin aşağılık karakterini bütün dünya anlamaya başladı. 200 yıl sonra ilk defa anlamaya başladılar. Bizim vesilemizle. Allah dua olarak kabul etsin inşaAllah. Ve bu her yerde feveran şeklinde kendini gösteriyor. Bakın, Putin açıklama yaptı. Rusya’da bakan açıklama yaptı. Bizim aydınlarımız her gün peş peşe açıklama yapıyorlar, yaklaşık 200 kişiyi buldu yani.

 

İslam Alemi Münafıklık Tehlikesine Önem Vermediği İçin İngiliz Derin Devleti Münafıkları Rahatça Organize Etti ve İslam Aleminin Başına Bela Etti

İslam aleminin yönetiminde birçok yerde münafıklar görevdeler, İttihad-ı İslam o yüzden oluşamıyor yani normal Müslümanlar olmuş olsa İttihad-ı İslam çoktan oluşurdu, bitecekti. İngiliz derin devleti münafık Müslümanları organize ederek İslam aleminin başına bela etti.

Müslüman cemaatler böyle işte Sünni’yiz, hiç böyle münafıklığa ehemmiyet vermediler ve o yüzden de başları esaslı şekilde belaya girdi. İngiliz derin devleti rahatça her yere sızdı. Pakistan’da münafıkları tamamen kontrol altına aldı, devlet yapısı içerisinde muazzam bir kilitlenme meydana getirdi. Ürdün’de, Fas, Tunus, Cezayir’de, Türkiye’de de muazzam yapılanması var, görüyorsunuz adamları yani toplantı yapıyorlar bütün milletin gözünün içine baka baka yani. Bir kısmı münafık, bir kısmının kafa çalışmıyor, bir kısmı korkak.

 

Münafıklar Müslümanlara Bir İyilik Dokununca Izdırap Duyar, Müslümanları Felaketlerin Sarmasını Bekler. Allah Ayetinde Asıl Münafıkları Felaketin Saracağını Bildirmiştir

Ali İmran Suresi, 120. Ayet “Size bir iyilik dokununca” münafıklar “tasalanırlar” diyor Allah yani ızdırap duyuyor içinde, çökme ve ızdırap. “size bir kötülük isabet ettiğinde ise buna sevinirler.” Mesela Müslüman başı belaya giriyor yahut hastalanıyor buna sevinirler diyor. “Eğer siz sabreder ve sakınırsanız onların hileli düzenleri size hiçbir zarar veremez. Şüphesiz Allah yapmakta olduklarını kuşatandır.”

Tevbe Suresi, 98 “Bedevilerden öyleleri vardır ki..” yani görgüsüz akılsız tipler “.. infak ettiğini bir cereme sayar.” Yani bir bela gibi görüyor Müslümanlara bir fayda sağladığında onu bir bela gibi görüyor. “Ve sizi felaketlerin sarmasını bekler.” Başına bela gelmesi Müslümanın herhangi bir şekilde rahatsız olması. “Kötü felaket onları sarsın” diyor Allah işte bu Cenab-ı Allah’ın demesi çok önemlidir yani bir insanın demesi gibi değil. “Kötü felaket onları sarsın” dediğinde Allah, muazzam bela gelir. “Allah işitendir bilendir.”

 

(Cumhurbaşkanı Erdoğan yine üstü kapalı şekilde İngiliz derin devletine dikkat çekti Adnan Bey. Şunları söyledi. “Üst akıl dediğim şey her gün yeni şeytanlıklarla karşımıza çıkıyor. Yaşadığımız dönem en ez İstiklal Harbi kadar önemlidir ve kritiktir. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından dönemin güçleri Türkiye’yi İç Anadolu’ya sıkıştırarak Sevr’de tasarladıkları bir avuç toprağa mahkum etmek istiyorlardı. Aynen bugün Halep’te olduğu gibi. Bugün de adı bir konulmamış bir Sevr tehdidiyle karşı karşıyayız. Gezi’de, emniyet yargı darbesinde ve darbe ihanetiyle sonuca ulaşmaya çalıştılar başaramadılar” dedi.)

İşte Mehdiyet’in bereketiyle. Mehdiyet’i Allah vesile ediyor. Tayyip Hocam başına iş çıkartmak istemiyor herhalde şimdi İngiliz derin devleti dese adamlar heyula gibi üstüne çıkacaklar. Onlarla uğraşmak istemiyor kapalı tutuyor ama bunu devletin uygun, mesela belediye başkanları söyleyebilirler. Yazarlar daha çok gündeme getirebilir. Bütün Türkiye’de muazzam gündem yaparlar, bir kere yazanlar bir daha yazsınlar. Tek kere yazdılar. Gerçi iki yüze yakın yazar yazdı ama bir kere olmaz, bir kereyle anlaşılacak bir şey değil. Mühim bir konu olduğuna göre defalarca üstünde durup defalarca yazmaları lazım.

 

(Cumhurbaşkanımız üst akla karşı herkesi birlik olmaya çağırdı Adnan Bey. Şöyle söylüyor. “Gün, çekişme günü, çatışma günü, husumet günü, eski defterleri karıştırma günü değildir. Eğer birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirmez, bu saldırıların karşısında çelik gibi bir iradeyle tam bir kararlılıkla durmazsak hiçbirimiz yarınlarımıza güvenle bakamayız. Bu hepimize yapılmış bir saldırıdır. Artık savunmada kalma imkanına sahip değiliz. Bizim de misliyle cevap vermek hakkımızdır” dedi.)

Misliyle cevap işte Darwinizm’e ilimle bir darbe koysa hükümet. İngiliz derin devleti ta tavana kadar sıçrar. Ve PKK da rezil kepaze olur, İngiliz derin devleti de rezil kepaze olur.

 

Milletler Çok Büyük Heyecanlarla Büyük Şahlanışlar Yapabiliyorlar. İslam Aleminin Şahlanması da Ancak Mehdiyet'le Olur

Büyük bir devrim ruhu olması gerekiyor, bu devrim ruhu da manevi bir devrim olması lazım, bu da ancak Mehdiyet’le olur. Yoksa durduk yere toplanın.. Adam 200 yıldan beri uyuşmuş ama Mehdiyet yepyeni bir heyecan, yepyeni bir ruh, yepyeni bir patlama meydana getirir, bu konuda tereddüt etmemek lazım.

Esaslı bir büyük bir devrim olması gerekiyor Müslüman aleminde. Onun için de maneviyatı cidden büyük sarsacak kökten etkileyecek çok büyük bir olay olması lazım. Bu da ancak Mehdiyet’le olur. Bunun dışında Müslümanlar uyumaya devam eder. İçine kapalılığa devam eder. Bitkinliğe devam ederler. Bunun çözümü Mehdiyet’tir.

Milletler çok büyük heyecanlarla büyük şahlanışlar yapabiliyorlar. Büyük bir heyecan olmadan İslam aleminde bir şahlanma olmaz, derin bir koma var görülüyor bu. Bak Halep yerle bir olmuş adam ne diyor? “Hiçbir şey yok” diyor. “Gayet güzel gidiyor her şey” diyor ve “Müslümanlar saygın” diyor “bir şey yok” diyor. Esaslı bir heyecan olmadığından uyumaya davet ediyor. Nitekim “Mehdi yok” toplantısı yaptılar, “Mehdi (as) gelmeyecek” toplantısı yaptılar hepsi uyuyor. İşte genel bu uyuma ancak Mehdiyet’le ortadan kalkabilir bak koma halinde uyuyor adamlar, konuşmacıları da uyuyor hepsi uyuyor, adamların içi geçmiş, heyecanını kaybetmişler. Bu uyuyan insanları uyandırmanın yolu Mehdiyet’tir. Mehdi yok dersen, gelmeyecek dersen böyle oluyorlar işte, bu hale geliyorlar.

 

Fethullah Gülen'in ve Cübbeli Ahmet Hoca'nın İran Karşıtlığı Çok Yanlış. Herkesle Dost Olup Allahımız Bir, Kıblemiz Bir, Peygamberimiz Bir Şiileri ve İran'ı Düşman Görmek Çok Büyük Anormalliktir

Fethullah Gülen’le, Cübbeli’nin İran karşıtlığı aynı bak. Fethullah Gülen diyor ki; “Yedi dünya bir araya gelse İran’a gitmeyi hiç düşünmem.” Amerika’ya gidiyorsun, İran’a niye gitmiyorsun? Nur gibi Müslümanlar var, zoruna ne oldu? “Hiç yani ahirette cennete giden yol İran’ın içinden geçse ben sola dönerim.” Bak Allah’a da karşı da saygıya uygun değil. Allah’ın cennetini de saygıyla değerlendirmiyor. “Cennete gidecek yolda sola dönerim gitmem” diyor. “Allah’ın cennetini de istemem ben” diyor “eğer İran’dan geçiyorsa yol.” Bu nasıl bir öfke ve sevgisizlik? “’Kenarından bir yol var mı?’ Derim. Bu kadar antipatim vardır, benim o riyakar -haşa- heriflere” diyor. Nur gibi Müslüman onlar, çok ayıp yapıyorsun, günaha giriyorsun, efendi insanlar onlar, nur gibi Müslüman, Hz. Ali (as)’ı severler, Ehl-i Beyti severler, namazlarını kılar, orucunu tutar, zekatını verir. Allah aşığı o insanlar, nasıl bir konuşma bu? İran karşıtlığında bir acayiplik var, hükümet buna müdahale etsin. Adamların böyle konuşmasına müsaade etmesinler. İran, İran halkı nur gibidirler. Şiiler nur gibi Müslüman, tertemiz insanlar. Çok ayıp yapıyor Cübbeli. Fethullah Gülen çok ayıp yapıyor. Ahirette bunun hesabını veremez. La İlahe İllaAllah Muhammeden Resulullah diyen insanlara böyle denmez.

 

Peygamberimiz (sav)'e Peygamberliğin Gelmesi Münafıkların Çok Ağırına Gitmişti

Bakara Suresi 90, “Allah'ın kullarından, dilediğine Kendi fazlından (peygamberliği) indirmesini,” şeytandan Allah’a sığınırım. “Kıskanarak ve hakka başkaldırarak' Allah'ın indirdiklerini tanımamakla, nefislerini ne kötü şeye karşılık sattılar. Böylelikle gazab üstüne gazaba uğradılar. Kafirler için alçaltıcı bir azap vardır” diyor Allah. Peygamberimiz (sav)’e peygamberliğin gelmesi münafıkların acayip ağırına gidiyor, çok ızdırap duyuyorlar. Allah onlara bela vereceğini söylüyor. Ki nitekim de verdi belalarını.

 

(Siz yıllardır PKK propagandası yapmanın suç olması, suç sayılması gerektiğini söylüyorsunuz Adnan Bey. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu yönde de bir açıklama yaptı. “Hiç kimsenin bu memleketin herhangi bir yerinde kirli amaçları için eylem ve propaganda yapma hakkı ve özgürlüğü yoktur” dedi. Ayrıca sizin asker ve polislere teröristlere karşılık vermede tam yetkili olmaları gerektiğine dair izahlarınızdan sonra da Cumhurbaşkanımız’dan bir açıklama geldi. “Güvenlik görevlilerimize sesleniyorum. Terör örgütünün faaliyetlerine karşı devlet arkanızdadır. Yetkilerinizi sonuna kadar kullanmaktan asla çekinmeyin. Şehitlerimizin tek bir damla kanı teröristlerinin tamamının canına karşılık gelmez. Güvenlik güçlerimiz ölürse şehit olur. Ama bize sağ ve sağlıklı lazım. Bu nedenle güvenlik güçlerinden teröristlere karşı kanunların izin verdiği en ağır en sert muameleyle mücadele etmelerini istiyorum” dedi.)

Demek istediğini daha netleştirsin Tayyip Hocam. Şimdi mesela bomba yüklü araba. Polis görüyor arabanın yanına gidiyor canlarım benim, şu yiğitliğe, kabadayılığa bak. Havaya uçacağı belli. Bomba yüklü olduğunu da görüyor onun yanına gidiyor. Bir kere böyle bir şey olmasın. Köpekle ve bilgisayar donanımlı kameralarla olması lazım. Özel alet, araba şeklinde. Bu işi çok iyi yapabilecek bizim elemanlarımız mühendislerimiz var. Robot kollar çıkacak arabanın içinden, minibüsün içinden. Robot kollar biri pencereden girecek, biri arabanın öbür kasa kısmından girecek robot kollar içeriye bakacak. İçeride ne var? Bomba olduğunu anladığında o alet alarm verecek. Arabadakinin inmesini söyleyecek. Bir süre verecek tabii ki. Araba hareket etmeye kalkarsa devletin kendini savunma yetkisi var. O zaman o adamı orada işte ekarte edecek bir şey yapılması lazım. Mesela gazla da orada adam bayıltılabilir. Giren kameralar nasıl varsa aynı şekilde zehirli onu bayıltacak bir gaz verecek sistem de aynı şekilde arabanın içine konabilir. Ve adam diri diri yakalanır. Her şeyi de konuştururuz. Bombaya da el konur.

 

İslam Dünyasında Yaşanan Acılar Birleşme Azmi Oluşturmaya Yetmiyor. Mehdiyet'in Dışında Bir Yol Olmadığını Allah Gösteriyor

Bak Suriye’de yaşanan bunca acı Müslümanları birleştirmeye yetmiyor. Halep’te yaşanan, Irak’ta yaşanan bu felaketler, akıl almaz ızdıraplar toptan şehirler yok oluyor. Yine Müslümanlığı birleştirmeye yetmiyor. Afganistan yerle bir oldu, Libya yerle bir oldu, Filistin yerle bir oldu. Bu acılar hiçbir şekilde Müslümanlarda bir kıpırtı meydana getirmiyor. Ve birleşme azmini tetiklemiyor. Mehdiyet’in dışında bir yol olmadığını Allah gösteriyor. Bu bir mucizedir yani Mehdiyet’in dışında bir yol yok. Bunu bekletmenin bir sorumluluğu olduğunu da bilmeleri gerekir.

 

Peygamberimiz İngiliz Derin Devletini Pek Çok Hadiste İşaret Etmiştir

“İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki” diyor “ahir zamanda o insanların yüzleri insan yüzü gibi kalpleri şeytan kalbidir. Kan dökücüdürler. Eğer sen onlara tabi olursan seni gözetirler, eğer onlara güvenirsen sana ihanet ederler. Onların gençleri ahlaksız ve arsız olur, idarecileri sapıktır” homoseksüel ve sapık oluyorlar. Tam açıklama görüyor musun? “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki” diyor “ahir zamanda onların yüzleri insan yüzü gibidir. Kalpleri şeytan kalbi gibidir. Kan dökücüdürler.” Yani anarşi terör. “Eğer sen onlara tabi olursan seni gözetirler.” Yani çıkar sağlarlar, imkan verirler, istedikleriyle tanıtırlar İngiliz derin devletine tabi olurlarsa. “Eğer onlara güvenirsen sana ihanet ederler.” Bu sefer de öldürüyorlar. Onlara tam tabi olanları da öldürüyorlar eninde sonunda. “Onların gençleri ahlaksız” yani homoseksüel, züppe, çakal, saldırgan, itlik yapan, kendini beğenmiş, ukala. İngiliz derin devletine işaret ediyor. “…ahlaksız ve arsız olur” diyor. Bak arsız utanma hissi yok. Yani yüzünde eşek oynamış. “idarecileri de sapıktır” diyor. 1400 yıl öncesinden Peygamber (sav) bildiriyor.

 

İngiliz Derin Devletinin Vahşice Uygulamalarından Biri Suni Kıtlık Çıkarmaktır. Bu Uygulama Geçmişte Milyonlarca İnsanın Ölümüne Neden Oldu

1770 Bengal kıtlığında on milyon kişi vefat etmiş. 1866 Orissa kıtlığında dört milyon kişi, 1877-78 Büyük Hindistan kıtlığında altı milyon kişi, 1899-1900 kıtlığında yedi milyon kişi, 1943 Bengal kıtlığında üç milyon Hintli can vermiş. Bu suni kıtlıklar, İngiliz derin devletinin sömürge yöneticilerinin halkları terbiye etmek ve cezalandırmak için kullandığı yöntemlerden bir tanesi. Suni kıtlık çıkarıyor. Kitleler; gariban, cahil, bilgisiz insanlar kitle halinde vefat ediyorlar.

İngiltere, Hindistan'da verimli topraklarda gıda yerine zorla afyon üretiyor. Mahsulü de alıp Çin'e ve Avrupa'ya satıyor. Çin'i mahvetti. Çin hep afyonkeş oldu, adamlar mahvoldular. Bu bilinen bir konu. İşte komünist darbeden sonra bu durduruldu. Avrupa'ya da sattılar, Avrupa'yı da afyona alıştırdılar. Hint insanı için yiyecek bir şey kalmadı, adamlar açlıktan kırılıp büyük kitleler halinde vefat ettiler. 1845-49 Büyük İrlanda kıtlığında bir milyon İrlandalı ölürken bir milyon da Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etmek zorunda kaldı. İrlandalıları oradan tahliye etmek için yaptı İngiliz derin devleti bunu. İngiliz derin devleti kıtlık döneminde İrlanda'ya yardım taleplerini de engelledi. İrlanda’nın nüfusu yüzde yirmi beş azaldı. İrlanda'yı tehlikeli buluyordu İngiliz derin devleti, mahvetti oradaki insanları. Halen de kafayı takmış vaziyetteler biliyorsunuz İrlanda'ya.

İngiliz derin devleti yine 1967-70 yılları arasında Nijerya İç Savaşı'nı çıkardı. Biafra bölgesini kuşatarak kıtlık oluşturdu. Biafra kıtlığında bir milyon Nijeryalı can verdi. İngiliz derin devletinin yaptığı muazzam katliamlar genellikle kıtlık yöntemiyle de yaptığı bir çalışma.

İngiliz ekonomist Malthus, o da İngiliz derin devletinin desteklediği güya bilim adamı. Bu da İngiliz derin devletine hizmet etmiş bir adam. İngiliz ekonomist Malthus, nüfusların kıtlıklarla kontrol edilmesi fikrini ortaya atan kişi. "Nüfusu kıtlıkla kontrol edelim." diyor. Yani kitle halinde insanları öldürelim, böylece kontrol edelim diyor. Malthusculuk olarak adlandırılan düşünceye göre refah artışı nüfus artışı getirecektir, eğer nüfusu sınırlandırmazsak kaynaklar yetersiz kalacaktır. Yani ne kadar çok insan öldürülürse o kadar refah artar diyor. O yüzden ekonomik kıtlık meydana getirelim, insanlar kıtlıktan ölsün, insanlar rahat yaşasınlar diyor.

1917-1918 yılları arasındaki Büyük İran kıtlığında sekiz milyon İranlı can veriyor. İran bu dönemde İngiliz işgalinde. Bakın, dikkat edin İngiliz işgali var İran'da. İran'ın mahsullerinin büyük bir kısmı İngilizler tarafından Güneydoğu Asya'daki sömürü ülkelerine gönderiliyor. Ayrıca İngiliz işgal yönetimi ülkeye buğday ithalatını da yasaklıyor. Bunun sonucunda da sekiz milyon insan ölüyor, vefat ediyor İran'da.

Dünyaya dehşet saçan bir deccaliyet sistemi. Anlatıyoruz sabah akşam, daha yeni yeni insanlar anlıyorlar bu felaketi. Şu anlattıklarım çok küçük bir bölümü, İngiliz derin devletinin yaptığı kepazeliğin çok küçük bir bölümü.

 

Deccaliyet İslam'ı Yaşanamayacak Bir Din Gibi Göstermişti, Biz Bu Oyunu Bozduk

"İslam’da kadın ve erkek bir araya gelebilir mi?" Gelir tabii. Niye gelmesin? Size öyle bir İslam gösterdiler ki yaşanamayacak bir İslam gösterdiler. Bu deccaliyetin bir oyunuydu. Size gösterdikleri İslam’da müzik yok, resim yok, eğlence yok, gülmek yok; kadın-erkek bir araya gelemez, kadınlar güzel giyinemez. Hayat yok, hayat yok olunca İslam da yok olmuş oluyor. Ve şeytanın bu bir kurnazlığıydı. Biz şeytanın bu oyununu bozduk. Şeytanın bütün oyunlarını tek tek bozduk. İslam’a oynadığı, Müslümanlığa oynadığı oyunu bozduk. İslam’a ait her şeyi geri verdik Müslümanlara. Müziği, eğlenceyi; kadınların rahat giyinebilmesi, dekolte giyinebilmeleri, makyaj yapabilmeleri, dans edebilmeleri; müziğin her çeşidi, eğlencenin her çeşidi, her türlü helal yiyecek, resim, müzik, altının helal olması, ipeğin helal olması. Hepsi. Hazreti Musa (as) peygamber kızlarının yanına gidiyor. Kuran'da Allah anlatıyor. Beraberler ve ne diyor o hanımlar; "Kuvvetli ve güvenilir birisi." diyorlar. Beraberler. Ne yapıyor mesela Hazreti İbrahim(as)? Karısı var, kendisi var; yabancı erkekler geliyor, hep beraber sofraya oturuyorlar. Gülerek konuşuyor hatta hanımı, kaçmıyor erkeklerden. Efendi bir ortam olduktan sonra, güvenilir bir ortam olduktan sonra bu çok güzel.

 

İngiliz Derin Devleti Kurduğu Toplama Kamplarında da Çok Sayıda İnsanın Ölümüne Neden Olmuştur

1960’larda İngilizler, Yemen Aden’de işkence kampları kuruyor, buradaki kişileri çıplak bir şekilde donduruculu odalarda tutuluyor ve korkunç cinsel işkencelere maruz bırakılıyor, cinsel işkence. 1966’da İnsan Hakları Örgütü bu işkenceleri ortaya çıkarıyor ve ispat ediyor, İngiltere özür diliyor ama buna rağmen bu merkezleri bir sene daha aktif tutuyor. Bu kadar pervasız gözü dönmüşler.

Asya ülkeleri böyle organize olamadıkları için yani liderlik ve istihbarat imkanları olmadığı için onları mahvetti İngiliz derin devleti. Mesela 1901 yılında İngilizler Güney Afrika’daki Boer kabilesinden halkı toplama kamplarına topladı, bu kamplarda İngilizler bir sene içinde 22 bini çocuk, 28 bin sivilin açlıktan ve hastalıktan ölmesine neden oldu bu kampta. Başta İngiliz kamplarında 20 bin, bir başka İngiliz kamplarında da 20 bin Afrikalı sivil yine benzer şekilde hayatını kaybetti yani rezaletin ucu bucağı yok yani anlat anlat bitmez ve bunu İngiliz derin devletini dünya fark edememiş yani bunca rezilliğine rağmen, bunca kepazeliğine rağmen fark edememişler. Daha yeni fark ediyorlar yani biz anlattıktan sonra farkına vardılar.



DEVAMINI GÖSTER

Benzer Eserler