Sayın Adnan Oktar'ın 14 Kasım 2016 tarihli sohbetinden önemli başlıklar

A9 TV, 14 Kasım 2016

 

Allah'ın İzniyle 2023'lerde İslam Ahlakının Hakim Olacağını Hadislerden Biliyoruz. Deccaliyetin de 2023 Planı Var, Taraftarlarına 2023'lerde Hakim Olacaklarını Vaad Ediyorlar. Taraftarları Akılsızca Buna İnanıyor

Biz İslam’ın 2023’lerde çok şaşalı ve ihtişamlı olacağını biliyoruz söylüyoruz, deccal da 2023’lerde kendisinin hakim olacağını söylüyor. ‘2023 bizim hakimiyet yılımız’ diyor deccaliyet. Onların da bir planı var, ayette diyor ya Allah “Onlar bir plan kurdu Allah da plan kurdu, Allah plan kuranların daha güçlü olanıdır daha hayırlısıdır” diyor. Deccal bütün dünya taraftarlarına 2023’te hakim olacağını söylüyor, onun için deccalın böyle uşakları hampaları heyecan içerisinde 2023’ü bekliyor. Hindistanlı, Pakistanlı, Ürdünlü böyle üçkağıtçı münafıklar sahtekarlar Müslümanların içerisinde hem istihbarat yapıyorlar hem de 2023’te şaşalı bir Anglosakson deccaliyet imparatorluğu oluşacak şeklinde düşünüyorlar. Tabii daha çok beklerler.

 

Deccaliyet Yancılarını Vaadlerle ve İçi Boş Övgülerle Kendi Yanında Tutuyor. Münafıklar da Aptalca Bu Vaadlere Aldanıp Yancılık Yapıyorlar

Bu ahmakları münafıkları istihbarat amaçlı kullanıyorlar ama tabii onları çeşitli şekillerde kandırıyorlar. ‘Seni’ diyor işte ‘İngiliz Başbakanı’yla tanıştıracağım, milletvekilleriyle tanıştıracağım, seninle evleneceğim’ işte ‘boşayacağım karımı, seni alacağım’ falan yahut tam tersi kadınsa kocasını boşayacağını onunla evleneceğini falan söylüyor böylece bir kafalama siyasetiyle bu ahmakları böyle idare ediyorlar ve bedavaya mal ediyorlar. İngiliz derin devletinin özelliği çok pintidir onlar beş kuruş para vermez ajanlarına münafıklara. Sadece vaatle bunları ayakta tutuyorlar, bir övme bir de vaat. Diyor ki mesela, ‘Ben senin zekanı ilk defa görüyorum, böyle bir zeka görmedim ben’ diyor, ‘Dünyanın en akıllı insanı olabilirsin sen’ diyor. Enaniyete yatkın olduğu için insanlar aklı gidiyor inanıyor. ‘Ben özel yetenekliyim’ diyor yani ‘İngiliz kültürünü bildiğim için kaliteyi bilirim, senin kaliteni çok iyi anlıyorum ben’ diyor ‘ama halk anlamaz, insanlar anlamaz, seni anlamak için bir kere İngiliz olmak, İngiliz kültürünü taşımak lazım’ diyor. Bu ahmaklar bunlara büyük bir sadakatle, büyük bir kararlılıkla onlar övdükçe daha da bağlanarak hizmet ediyorlar. Ben daha önce para veriyorlar falan zannediyordum, baktık inceledik para falan yok sadece övme ve vaat.

 

İngiliz Derin Devleti Genç Kızları ve Delikanlıları Fuhuşu Kullanarak İstihbarat Ve Bilgi Almak Gibi Karanlık İşler İçin Kullanıyorlar. Daha Sonra Bu Kişileri İntihar Süsü Vererek Ortadan Kaldırıyorlar

Genç kızları genellikle fuhuş için kullanıyorlar, İngiltere’ye götürüyorlar ‘sizi bakanlarla milletvekilleriyle tanıştıracağız’ diyorlar, adamların birçoğu da zaten homoseksüel yahut cinsi sapık onlarla ilişkiye sokuyorlar kızları iyice aşağılıyorlar, o zaman daha da bağlıyorlar kendilerine yani iyice kaçamayacak hale geliyor, iyice o işin içine girmiş oluyor. Bu sefer de kızlardan başka mesela Mısır’daki efendim başka Pakistan’da, Hindistan’daki kızları ikna etmesini söylüyorlar, bu sefer onları da getirttiriyorlar onları da rezil kepaze edip kendi ülkelerine geri gönderiyorlar aşağılıyorlar. Size İngiliz casusları anlattım ya İngiliz casus kadınları hepsi fahişe aşağı yukarı, hepsi fuhuşla istihbarat elde ediyor. Mesela gidiyor bir milletvekiliyle yatıyor yahut milletvekilinin danışmanıyla yatıyor,  gidiyor ondan bilgi alıyor. En büyük silahı İngiliz derin devletinin fuhuş, haber almada.

Veyahut delikanlılar, delikanlıları kullanıyorlar. Onları homoseksüel ilişkiye sokup sapık bir ruha soktuktan sonra oraya buraya gönderip yabancı homoseksüel hasta adamlarla ilişkiye sokup bu sefer onlardan bilgi alıyorlar. Mesela bu Lawrence falan öyleydi homoseksüel, erkek casusların hemen tamamına yakını homoseksüel İngiliz derin devletinin. Kadınlar da hep fahişe, büyük bir bölümü fahişe olarak kullanılıyor ama bunun kutsal olduğuna inandırılıyorlar yani hem homoseksüelliğin hem fahişeliğin kutsal olduğuna inandırıyorlar. İngiliz derin devletinin özelliği bu.  ‘Bunu Anglosakson ırkı için yapıyorsun, ülkene başbakan olacaksın sonunda, bu yollardan geçmen gerekir’ şeklinde bu ahmakları kandırıyorlar. Yıllar sonra yaşlanınca da ya bunlara intihar süsü verip öldürüyorlar veya bir köşede kendileri hakikaten mahvolmuş olarak yaşayıp ölüyorlar ama genellikle intihar süsü vererek öldürmeleri çok ünlü.

 

Deccaliyet Aklı Zayıf Olan İnsanları Enaniyet Telkini Yaparak Kontrolü Altına Alıyor. Deccalin Hipnoz ve Büyüsü Böyle Oluyor

Mesela böyle münafıkların içerisinde en azılılarını seçiyorlar, Müslüman cemaatlerin içine gönderiyorlar. Oradaki mesela genç kızları kandırmak için, ‘ya’ diyor ‘sen bayağı zekisin bu topluluk içinde, çok akıllısın sen kendinin farkında mısın?’ Diyor. İblis gibi. ‘Bak seni kimle görüştüreceğim?’ diyor. İngiliz derin devletinden birisiyle görüştürüyor İngiltere’de. İngiliz aksanıyla o onunla konuşuyor, o onunla konuşuyor ‘sen dehaymışsın, arkadaşım bana söyledi’ diyor. ‘Ben de şimdi konuştum senin dahi olduğunu anladım’ diyor. ‘Sen olağanüstü bir insansın’ diyor. ‘Bu İngiliz imparatorluğu içerisinde senin büyük bir yerin olması gerekiyor’ diyor. ‘Sen kendinin farkında mısın?’ Diyor. Böyle sıradan birisi de olduğu için ilk defa bir enaniyet ve büyüklük hissi karşısına çıkınca, şeytanın da iğvasıyla akıl almaz bir manyak boyuta giriyor bu sefer, deliriyor. ‘Ben ne kadar büyükmüşüm de haberim yokmuş’ diyor. Ondan sonra tut adamı tutabilirsen, azılı deli oluyor. ‘Bak’ diyor seni mesela ‘bakan hanım onunla görüştüreyim’ diyor. Bakanla görüştürüyorlar. ‘Biz seni çok seviyoruz’ diyor. Kardeşim, adam senden bir kere ırk olarak nefret ediyor ve Allah’a inanmıyor nasıl sevsin seni? İnanıyor ona. ‘Sonsuz sadakatle sonsuza kadar senin yanındayız’ diyorlar. Fakat belirgin bir şey olması için de 2023 tarihini veriyor deccal taraftarları. Bakın Mehdiyet 2023 diyor. Deccaliyet de 2023 diyor. Görüyor musunuz imtihanı?

 

İngiliz Derin Devleti Münafıkları Tam Tespit Ediyor, Aşağılık ve Karaktersiz Olduklarını Bildiği İçin Onları Kullanmakta Çok Kararlı Oluyor. PKK'yı Kullanmaktaki Kararlılıklarının Sebebi de Budur

Münafıklar İngiliz derin devletinin hiç böyle kaçırmadıkları, hiç zayi etmedikleri bir topluluk. Bir tanesini bile zayi etmiyorlar, hiç kaçırmıyorlar hepsini kullanıyorlar. Nerede münafık varsa çok önemli görüyorlar. Münafıklarda büyüklük hissi içinde olduğu için, büyüklük onlar için önemli bir konu olduğu için onlara ücretsiz gıda vermiş oluyor. Onun tek gıdası büyüklük olduğu için onu sürekli büyütüyor, o büyüdükçe ona hizmeti daha da güçleniyor.

Onlar da onların ahlaksız olduğunu biliyor aslında, onlar da onların vatanını, milletini satan, kahpe, arkadaşlarını satan bir alçak olduğunu biliyor. İslam’a, Müslümanlara hainlik yapan bir kahpe olduğunu biliyor ama tam aradığı o işte. Öyle adamın kullanılması gerektiğine inanıyorlar ve onları çok yetenekli görüyorlar. Mesela PKK’yı kullanmadaki kararlılıkları o yüzden. Nerede it, kopuk, aşağılık, köpek varsa, haysiyetsiz, şerefsiz, namussuz PKK içerisinde böyle yalaka bir sistemle oturdukları için İngiliz derin devleti bunları titizlikle bir tanesini bile zayi etmeden kullanmak istiyor. Çünkü bu kadar alçağı bir arada bulmaları mümkün değil, çok zor. Mesela Türkiye’nin münafıklarını topluyorlar efendim Pakistan’ın, Hindistan’ın, Ürdün’ün münafıklarını topluyorlar ama PKK bir toplu münafık ordusu olduğu için onlar için çok kıymetli. Onun için ‘sakın ateş etmeyin, dokunmayın, yanlarına yanaşmayın’ bütün Avrupa biliyorsunuz onları destekliyor şu an. İngiliz derin devletinin talimatıyla destekliyor. Avrupa’yı esir almış vaziyette İngiliz derin devleti.

 

Münafıkların Birbirleriyle Haberleşmeleri İçin Özel Hazırlanmış Gizli Yazışma Programları Oluyor, Bunları Kullanarak Bilgi Aktarıyorlar

Kendi aralarında böyle özel şifre sistemleri oluyor. Mesela Facebook’a saat on birde giriyor bir kelime yazıyor, oradan ona o şifreyi vermiş oluyor. Şu an İngiliz derin devleti interneti müthiş kullanıyor. Fethullah Gülen örgütü de biliyorsunuz bir sistem bylock sistemi; işte bu İngiliz derin devletinin onlara gösterdiği bir sistem, bunun gibi sistemler var. Münafıklara muazzam yöntemler gösteriyorlar. İnterneti kullanma ve internetin halk tarafından bilinmeyen bütün yönlerini gösteriyorlar. Mesela şifre okuma, şifre çözme, gizli yazışma, sahte hesaplar açma, sahte hesaplardan yine yeni sahte hesaplara geçme onun için muazzam bir güç gibi görünüyorlar. Gizli haberleşme sistemleri mesela münafıkların gizli haberleşme sistemleri şu an bilinmiyor yeni yeni fark ediliyor mesela bylock yeni görüldü bilinmiyordu. Bunların çok miktarda münafık da var, hasta adam da var, haysiyetsiz, cahili de var, bilmeden bu işin içine düşeni de var hepsi var.

 

İngiliz Derin Devleti Mensupları Her Şeyde, En Ahlaksız, Pislik İşlerinde Bile Allah’ın Adını Kullanır. Bu Çok Manidardır

Mesela cinayete adam gönderiyor. Bismillah diye gönderiyor. Halbuki Allah’a inanmıyorum diyor zaten, İslam’a inanmıyor. Ama adamı kandırmak için böyle bir yöntem. Mesela pis bir şey yapacağı vakit besmeleyle yapıyor. Mesela sapık ilişkiye giriyor, onu besmeleyle yapıyor. Kendi aralarında böyle bir sistem oluşturmuşlar. Hem azılı dinsiz hem de dindar gibi gösteriyor. Yani adamlarda müthiş bir karmaşa meydana getiriyorlar. Güya dinle de alay etmiş oluyor -tabii kendilerine göre alay etmiş oluyor. Ama aklı zayıf olan da onun hakikaten dinle yine bağlantısının kalmış olduğunu düşünüyor. Halbuki alay etmek kastıyla yapıyor o onu. Veya o aptalı kandırmak için yapıyor. Ama o aptal onu akıl edemiyor. 

Kraliçe Elizabeth diyor ki dini liderlerle yaptığı toplantıda -bak bütün Müslüman liderleri toplamış oraya-; “Bu son günlerde çok sayıda kişi ölecek” diyor. Nereden öğrendin? “İnsanlar sevenlerine güle güle demenin hazırlıklarını yapmaya başlamalı.” Yani bu alay eder gibi bir üslup. Mesela gelecek çocuğuna diyecek ki, güle güle. Eşine diyecek ki, güle güle. Nereye? “İşte öleceksin de onun için” diyecek. Babasına, kardeşine güle güle. Herkes birbirine güle güle diyecekmiş, Müslümanlar. Görüyor musun kadının üslubunu? Böyle bir pervasızlık, böyle bir alaycılık.

 

(Trump, Amerika’da yaşayan siyahilerin ve Müslümanların kendisinin başkan seçilmesinden sonra dehşete düştüğünün belirtilmesi üzerine, Amerikan medyasını suçladı. “Eğer gerçekten böyle hissediyorlarsa bu berbat bir şey. Bence bu korku medya tarafından hazırlanıyor.” dedi.)

Tamam işte müspet açıklamalar yapsın. Zencilere karşı sevgisini, muhabbetini belirtsin. Zenci olmanın bir güzellik olduğunu, bu güzel insanların Amerika’yı güzelleştirdiğini, Amerika’ya bir renk verdiğini, dünyaya renk verdiğini, çoğunun sanatçı, kişilikli, kalender, sevecen, iyi insanlar olduğunu söyleyebilir. Dolayısıyla bu rahatlatıcı olur. Müslümanlar için de şöyle yapabilir; “Ben bağnaz, saldırgan, terörist insanlara Müslüman dahi demek istemiyorum. Ama bunlar kendilerine Müslüman diyorlar. Ama herkesi seven, insanları seven, Hristiyanlarla-Musevilerle barış içinde yaşayan gerçek Müslümanları ben tenzih ediyorum. Onlar benim dostumdur, kardeşimdir. Ben onları çok seviyorum” derse konu biter.

 

(Amerikan Başkan Yardımcısı Mike Pence, Amerikan halkı için "Allah'ın emrindeki bir ulus" ifadesini kullandı ve şunları söyledi; "Ülkemiz için dua etmenizi istiyorum. Amerikan rüyasını yeniden canlandırabilmemiz için dua edin. Ülkemizdeki fikir ayrılıklarını düzeltip daha zengin bir geleceğe ilerleyebilmemiz için. Ve kadere sarsılmaz bir güvenle Allah'ın emrindeki bir ulus olarak hareket ederek herkese hürriyet ve adaletle davranacağız.")

Kardeşim, sen bunları söylüyorsan artık senin yolun açılır. Güzel, gönlün çok rahat olsun. Çok güzel. Mümin üslubuyla konuşmuş. Bir kere şu kapanan kiliseleri devlet açsın. Satın alsın. Kimini meyhane yapmışlar, kimini diskotek yapmışlar. Böyle şey olmaz. Üç kişi bile olsa oranın müdavimi, oraya gelen insanlar, olur. Bulunur da ayrıca. Halk parasını ödeyemiyorsa devlet ödesin. Kilise kapanmaz. Sinagog kapanmaz. Mescit kapanmaz. Parasızlıktan ne demek? Neye ihtiyacı olabilir bir kilisenin? Neye ihtiyacı olabilir? Sadece ışık olacak bir de ısıtma, o kadar. Kapanan bütün kiliseleri açsınlar. Bereket gelir, güzellik gelir. Tabii ki dua ediyoruz, dua edeceğiz Amerikan rüyası güzel bir güzellik, güzel bir hoşluk, insanların beğendiği bir güzellik. Allah iman ettikleri için o güzelliği vermişti, iman zaafı olunca Allah o güzelliği aldı. Şimdi yeniden verecek inşaAllah İsa Mesih (as)'in bereketiyle. Belli ki İsa Mesih (as) bereketi gelmiş.

 

Hadis Açıklaması: Mehdi'nin Yaptığı Tebliğ İnsanların Kalplerinin En Derinliklerine İşleyecek, Samimi İmana Vesile Olacaktır İnşaAllah

Resulullah (sav) diyor ki; “İmam Mehdi’nin tebliğ yöntemi insanların kalplerinin derinliklerine işleyen ve Allah’a en samimi kalple yönelten türden olacak.” Son derece samimi imanla insanlar Allah’a yanaşacaklar. Öyle sahtekar hocalar gibi olmayacak diyor. Yahut işte donuk hocalar gibi veyahut bazı din mühendisleri gibi olmayacak. Nasıl olacak diyor? “İnsanların kalplerinin derinliklerine işleyen ve Allah’a en samimi kalple yönelten türden olacak” diyor yaptığı tebliğ. Mesela görülmemiş bir şey bu. Yani sahabe döneminden sonra görülmemiş. “Dinden uzaklaşmış olanlar ibadetlerine ve kanaatlerine ve güvenliğe geri dönecekler” diyor. Yani “ateist olanlar, Allah’ı inkar edenler yeniden iman edecekler” diyor. Görüyor musun Hz. Mehdi (as)’ın hedef kitlesini? Mesela cami hocalarının falan yapacağı bir şey değil bu. (İkdud Durar sayfa 156, Bihar-ül Envar, cilt 53, sayfa 36 ve 280)

 

(Yeni Asya yazarı Ahmet Demirdöğmez, “Büyük Mehdi” başlıklı bir yazı yazdı. Yazısında Üstad’ın ahir zamanda büyük Mehdi ve etrafındaki cemaatin İslam’ın hakimiyetine vesile olacağını anlattığını yazdı. Şöyle söylüyor: “Üstadın anlatımlarından çıkan odur ki Hz. Mehdi (as) nurani cemaatiyle ve dünya çapındaki eserleriyle insanları dünyevi ve manevi mutluluğa kavuşturacaktır. Dünya barışının sağlanmasına ve İttihad-ı İslam’ın oluşmasına vesile olacaktır. Ve İslam dünyaya Hz. Mehdi (as) ve cemaatinin eliyle hakim olacaktır inşaAllah” dedi.)

Güzel ama bir netleştirsinler yani Hz. Mehdi (as) geldi mi, gelecek mi? Oradaki ifadeden gelecek gibi de görünüyor. Ama ortalı konuşmuşlar. Bir de Hz. Mehdi (as)’ın geleceği tarihi veriyor Bediüzzaman, onu da bir daha söylesinler. İki-üç yerde çok net ifade ediyor. “Şeddeli lamlar ve mim ikişer sayılsa bundan bir asır sonra zulümatı dağıtacak zatlar Mehdi ve şakirtleridir” diyor, 2010 tarihini veriyor. Mesela onu söylemesi lazım, dürüst davranması lazım. Yine başka bir yerde “bundan yüz yıl sonra gelecek olan Mehdi” diyor. Açıkça söylüyor. Yine başka bir yerde “1400 sene sonra gelecek bir hakikati asırlarında karib zannetmişlerdir” diyor. Onu da söyleyebilir Sözler’de. Yine Şam Hutbesi’nde, Emevi Camisi’nde “30-40 sene sonra” diyor. Yani 1981-91 ve 2001 yılları içerisinde Mehdiyet’in büyük aşamalar geçireceğini söylüyor. Bunları söylemeleri lazım. Mesela Sözler’de sayfa 318’de “İstikbali dünyeviyede” dünyanın geleceğinde “1400 sene sonra gelecek bir hakikati asırlarında karib yakın zannetmişlerdir” diyor. 1400 seneyi açık açık söylemiş Bediüzzaman, bunu söylemeleri lazım.

 

Her Elçi Döneminde İnsan ve Cin Şeklinde Şeytanlar Elçilere İmtihan Olmuşlardır

Bütün dünyada en büyük felaket münafıklık. Şeytan Müslümanların oyuna getirilmesini münafıklarla sağlıyor. Çünkü şeytanın cin ordusunun pek bir etkisi olmuyor ama ins ordusu çok yamandır. İns ordusu da işte insanlardan oluşan münafıklar. Münafıkları çok rahat organize edebiliyor, iblis takımı. Cin şeytanlar sadece insana gelir fısıldar ama ins şeytan hem insanın içine açıkça alenen girip görünüyor, gözle görülür şekilde; konuşuyor, plan yapıyor, organizasyon yapıyor ve sırtını derin devlete dayıyor, dünya derin devletine dayıyor. O güç amansız oluyor. Hem şeytanın hulul ettiği hem de kendi nefsani deliliklerini yaşayan bir makine var karşısında. Onun için en etkili şeytani sistem münafıklardır yani ins şeytanlardır. O yüzden cin şeytanlarla ins şeytan karşılaştırıldığında cin olanlar yüzde bir ise insan şeytanlar yüzde 99’dur. Muazzam bir tahribat gücü vardır, vurma gücü vardır. Ama Mehdiyet karşısında münafığın gücünden, şeytanın gücünden bahsedemeyiz. Sadece zavallı, köpek gibi ezilen, aşağılanan, rezil kepaze edilen, maymun gibi denek gibi kullanılan bir domuz sürüsü hükmündedir. İngiliz derin devletinin şu anki paniği ondan. Dünya çapında büyük bir panik yaşıyorlar. Bu çok küçük bir grup karşısında.

 

Münafıklar İçin; Münafıklardan Oluşan, Şeytan Ordusundan Oluşan Yakın Çevre Çok Önemlidir

Onların kendilerini kurtaracağını zanneder. Allah’a inanmadığı, güvenmediği için mümkün mertebe işte homoseksüellerden, dinsizlerden, ateistlerden, ahlaksızlardan, İngiliz derin devleti mensuplarından kendine geniş bir çevre yapar. Bu çevreyi yapmak için gerekirse bunlar sahte hesap da üretiyorlar. Mesela 20-30-40-50-100 sahte hesabı oluyor. Hem kendini övüyor hem de yeni mahluklarla bağlantı kurmak için o sistemi kullanmış oluyor.

 

Münafıkların Üstünde Çok Mahlukat Olur. Erbabı Olanlar Bilir, Onlara Baktı mı Üstünde Çok Fazla Şeytan Görür

Acayip yüklü olur onlar. Ama herkesin yapabileceği, bileceği bir şey değil o. Baktı mı der mesela bunun üstünde mahlukat dolu der, üstatsa o konuda bilgi sahibi ise. Alenen kaynar böyle üstleri münafıkların. Mebzul miktarda şeytan üstlerinde hissedilir, görülür. Korkunç varlıklar şeklinde gözüne görünür. Ama onun tabii erbabı olan için diyorum. Bir itişir kakışır falan ama omzuna, kafasına her yerine binmiş olurlar yani sırtına.

 

(Dün AK Parti Milletvekili ve Meclis Savunma Komisyonu üyesi Hüseyin Kocabıyık’ın attığı bir tweet sosyal medyada büyük bir tartışma yarattı. Kocabıyık paylaşımında halk arasında konuşulan bir konuyu gündeme getirmiş ve şöyle yazmış: “Devlet büyüklerine bir suikast halinde millet cezaevlerini basacak ve tüm Gülencileri ve PKK'lıları asacak. Halk arasında konuşulan bu” ifadelerini kullanmış.)

Canım olur mu öyle şey, çok mantıksız. Cezaevine girmesi için bir kere Allah vermesin jandarmayla çatışmaya girmesi gerekir, kapıları falan kırması gerekiyor, çok acayip bir şey. Türkiye’de o tip bir ayaklanma mümkün değil. Millet aklı başında öyle bir konu olmaz. Kötü bir tehdit metodu olmuş. Yani Fetullahçılara gözdağı vermek işte PKK’ya gözdağı vermek için. Bir kere PKK hiç tınmaz böyle bir şeyi. Bir de bunun oluşması son derece güç yani organizasyonu da çok güç, olacak iş değil. Zaten iç ayaklanma demektir böyle bir şey. Bu laflara itibar etmeye gerek yok. Burası kanun hukuk devleti her zaman kanun hukuk işler, öyle bir şey olmaz.

 

En Azam Mesele Münafıklarla Mücadeledir

Küfür değil yani mesela bir ateistin kimseye zararı olmaz. Kendi halindedir ateist. Allah’a inanmaz, tartışır konuşur; oturup Müslümanlara tuzak kurmaz, kahpelik yapmaz, oyun oynamaz, gidip İngiliz derin devletine muhbirlik yapmaz, haysiyetsizlik yapmaz, gizli anlaşmalara girmez değil mi? Müslümanlar hakkında bilgi aktarmaz, hiç üstüne vazife olarak görmez öyle bir şeyi ama münafıkta hayvani yön geliştiği için artık insan olmaktan çıktığı için hayvanın da üstünde bir mahluk olduğu için artık şeytanlaştığı için gözü dönmüş olur. Tek amacı Müslümanları rahatsız etmektir münafığın. Hayatta başka hiçbir gayesi yoktur. İslam’a ve dine zarar vermektir. Kafir öyle değildir, kafir kendi halinde küfrünü yaşar, çok zaruri görürse bir çatışmaya girer. Onun dışında Müslümanı karşısına almaz kafir, o kendi aleminde yaşar. Ama münafık 24 saat Müslümanla çatışma halindedir Müslümanlarla. Cinayet dahil her türlü ahlaksızlığı yapacak güçtedir. Mesela Mısır’ı münafıklar yuttu, mahvettiler. Mesela Pakistan’ın çektiği bütün acıların kökeninde münafıklar vardır. Filistin’i birbirine katan hep münafıklardır. Irak ve Suriye’de bu akan kanın asıl sorumlusu münafıklardır. Sünni-Şii ayrımını yapıp birbirlerine kırdırtan, birbirlerine karşı tahrik eden yine münafıklardır.

 

Münafıklıkta Hainlik Adeta Nefes Almak Gibidir

Münafık her an bir ahlaksızlık yapmadan rahat duramaz. On dakika bile ahlaksızlık alçaklık yapmadan duramaz. Bütün ömrü geceli gündüzlü sabah kalktığında hemen ahlaksızlık yapar. Akşam yattığında hemen ahlaksızlık yapmak ister. Uyandığında hemen ahlaksızlık yapmak ister. Küfürde böyle bir şey yoktur. Onun için mümin bütün dikkatini münafıklara vermesi lazım. İrili ufaklı çeşitli münafık yapılanmalar olur bazıları çok şedit olur. Mesela yüzde yüz gücünde münafıklar vardır ama bazı münafıklar yüzde bir, yünde iki gücündedir. Yani halk arasında daha düşük dozdadır münafıklar ama İngiliz derin devletine organize olan münafıklar çok eşşed oluyorlar. Yani en azgın olan en şiddetli olanlar onlardır. Mesela Firavun’la bağlantılı olan münafıklar en azgınlarıydı. Resulullah (sav) zamanında da Roma derin devletiyle bağlantılıydı münafıklar. En azgınları onlardı. İsa Mesih zamanında da yine Roma. Selçuklular döneminde Hülagü yani asrın deccaliydi. Hep ona yalakalık yapmak istiyorlardı. Yani en azılı zalimler münafıklar o devirde çıktı.

 

Münafığın Zekasına Karşı Müminin Aklı Vardır. Müminin Aklı Karşısında Münafığın Tüm Ömrü Aşağılanarak Geçer

Münafığa karşı tabii müminin zekası, mümin aklı devreye girer. Yani münafığın zekasıyla müminin aklı çatışır. Münafık sürekli ezilir ve aşağılanır. Yani bütün ömrü köpek gibi aşağılanmayla geçer münafığın. Ama bir türlü vazgeçmez. Resulullah (sav) zamanındaki münafıklar da mesela 900 kişiden 300 tane münafık vardı. Muazzam bir sayı. Bütün ömürleri aşağılanarak geçti. Ama münafıklıkta kararlılık kıldılar. Sonra Hz. Osman (ra)’ı şehit ettiler, Hz. Ömer (ra)’ı, Hz. Ali (ra)’ı. Yani bu alçakların öyle gözü kana da doymaz. Çok çok alçak, fitnecidirler. Münafıklıkta düstur sadece hainlik üzerine kurulu olduğu için münafık sevgiyi bile hainlik için kullanır. Yani seviyorum der ama hainlik amacıyla yapar.



DEVAMINI GÖSTER

Benzer Eserler