Sayın Adnan Oktar'ın 10 Ekim 2016 tarihli sohbetinden önemli başlıklar

A9 TV, 10 Ekim 2016

 

(Şemdinli’de yapılan PKK saldırısının detayları ortaya çıktı. Jandarma, Hakkari’nin Şemdinli İlçesi’nde askeri birliğe 150 metre mesafede yol kontrolü yaparken bir kamyonete “dur” ihtarında bulundu. İhtar üzerine PKK’lı terörist 5 ton bomba yüklü kamyoneti askerler ve kontrol edilen araçların arasına sürerek patlattı. Terör örgütünün canlı bombalı saldırısında 10’u asker 18 kişi şehit oldu. 11’i asker 27 kişi de yaralandı.)

Allah hepsine rahmet etsin. Büyük bir savaş veriyoruz deccaliyete karşı istiklal savaşı veriyoruz. İngiliz derin devleti Türk Milletini, Türk devletini teslim almak istiyor. Kudurmuş gibi bir atak içerisinde. Bütün melanet şebekeleriyle harekete geçti. “İllaki ben Türkiye’yi yok edeceğim parçalayacağım” diyor. Elinden geleni ardına koyma, elinden gelen ne yapıyorsan yap. Hiçbir şekilde senin oyununu kabul etmeyeceğiz ey deccal. Deccalın oyunları önümüzdeki yıllarda da devam edecek, ama sonunda Mehdiyet galip gelecek bunu göreceksiniz. Son oyunları bunlar. Mehdiyet’e göre diyorum son oyunu diye, teknik açıdan demiyorum. Hadislere göre, metafizik alametlere göre diyorum.

 

Kontrol Noktalarında Mutlaka Elektronik Kontrol Sistemi Olmalı. Askerin Veya Polisin Bu Noktalarda Ön Planda Olmaması Gerekir

Şimdi burada tabii bir teknik sorun var gibi görünüyor. Bir kere yoklama yapılacak yer, elektronik yoklama olması lazım. İlk geldiğinde kamyon oraya geçtiğinde “dur” diye orada bir ihbar. Mesela kırmızı ışık yanacak duracak, elektronik. “Aşağı in” diyecek, “kimliğini şuraya göster,” değil mi? O elektronik alete göster. Kimliğini göstermiyorsa o zaman teröristtir, değil mi? O zaman orada yine insansız otomatik robotlar harekete geçer. Yağmur gibi mermi yağdırmaya başlar. Önce uyarır teslim olması için, bir daha uyarır bir daha uyarır. Üç kademeli olur. Bir yaralayacak gibi olan olur, bir de kamyonu tamamen durduracak gibi olan olur. Kamyon buna rağmen hareket ediyorsa kamyonu orada hemen etkisiz hale getirecek yani modern tabirle, bir çalışma yapılır. Yani yürüyemeyecek hale getirirsin o arabayı. İkinci aşamada asker olur, 2 metre kalınlığında yahut 2 buçuk metre kalınlığında betonarme mevzi. Büyük bölümü yeraltında diğer kısmı yer üstünde. 15 santim kalınlığında kurşungeçirmez cam, asker içinde olur. Zaten kamyon o tip bir şeye girdiğinde artık otomatik sistem devreye girmesi lazım. Kamyonun etkisiz hale getirilmesini falan otomatik sistem yapması lazım. Ama askere de saldırı olsa dahi o beton mevziin içerisinde hiçbir şey olmaz. İsterse 10 ton bomba patlatsın böyle güçlü bir beton mevzii yıkamaz.

Elektronik kontrol. İlk kontrolü askerin yapması olmaz. Yapıyorsa bile, hatta 3 metre kalınlığında beton mevzi içerisinden yapabilir. Silahlar da dışarıda olur. Nasıl polisin arabalarında otomatik silahlar var, polis hiç dışarı çıkmadan ateş edebiliyorsa, değil mi? Çok basit bir teknolojiyle yapılabilecek bir şey bu öyle karmaşık bir şey değil. Özetle, kontrol noktaları elektronik kontrol olacak. Asker kontrolü olmaz. Her gelen arabayı kontrol edebilirler. Ama orada yoğun asker, işte her türlü polis veyahut sivil vatandaş olursa bu olmaz. Kamyona viraj aldıracaksın bir açık alana geçecek orada duracak. Orada elektronik kontrolden geçecek. Kimliğini adam getirip ekrana yapıştıracak. O kimlik merkezden sorulacak “bu adam doğru mu?” Arabanın plakası sorulacak, tamam hır-dölek bir şeyse mesele yok. Onda bile yani ikinci aşamada bile köpekle bomba araması yapılabilir. Hayvanı bırakırsın süratle bakar. Yine asker beton mevzi içinde olur. Yani küt diye açmak olmaz.

 

Siyasilerimiz De Açıkça Bu Oyunların Ardında İngiliz Derin Devleti Olduğunu Söylesin. Deşifre Etmek Bunların Tüm Oyunlarını Bozar

İngiliz derin devleti kan dökmeyi zevk haline getirmiş manyaklardan oluşuyor. Tırları bombalıyor. Tırla senin ne işin var, yiyecek içecek getiriyorlar. Hastaneyi bombalıyor, fırınları bombalıyor. Yemek kuyruğuna girmiş, yemek yiyecek, ekmek kuyruğuna girmiş insanları bombalıyor. Pazar yerlerini bombalıyor. Taziye çadırı oluyor orayı bombalıyor. Psikopatlık peşinde İngiliz derin devleti. Zaten diyorlar “pardon haberimiz yok” diyorlar “yanlışlıkla oldu” diyorlar. Eğleniyorlar, kasıklarını tutarak gülüyorlar adamlar. Onun için Sayın Bahçeli yiğit delikanlı bir insan, kabadayıdır. İngiliz derin devleti diye açıkça anlatsın yer yerinden oynar, Türkiye’de çok büyük etkisi olur. Yazarlar söylemeye başladı ama bu siyasilerin diline dönüşürse o zaman yer yerinden oynar. Yani uluslararası bir şeye olay kaymaya başlar ve İngiliz derin devletini darmadağın etmiş oluruz. Sayın Bahçeli açıkça ve alenen İngiliz derin devleti desin. İstirham ediyorum, ilk yiğitliği ondan bekliyoruz. Hükümeti de bak çepeçevre sarmak istiyorlar şu an. İngiliz derin devleti MHP’yi de ablukaya aldı geçenlerde. Yani böyle züppelerden, entellerden bunların çok fazla casusu var. Özenti tiplerden aşağılık kompleksi içinde olanlardan, arsızlardan, kaşarlardan, böyle saygısız densizlerden, Allah korkusu Allah sevgisi olmayanlardan, akılsızlardan, cahillerden, görgüsüzlerden, münasebetsizlerden çok büyük ordusu var. Onun için Sayın Bahçeli böyle bir şey söylerse bayağı etkileyici olur.

 

Cemaatleri Ve Tarikatları Potansiyel Suç Unsuru Gibi Görmek Çok Çirkin Bir Bakış Açısıdır. Bu Üslup Hiçbir Müslümana Yakışmıyor

Menzil Cemaati, bunlar son derece mazlum gariban insanlar. İşi gücü bırakacak eline adam odun balta alacak “rejimi ele geçirmeye çalışıyorum” diyecek. Olacak iş mi şu? Adamların karşısında NATO var, en başta Türk ordusu var, Türk polisi var; bunlar mazlum kendi halinde, en ufak fitneden çekinen insanlar. En ufak kargaşadan çekinen insanlar. Adamların zoruna ne oldu? Niye böyle bir şey yapsın? Bunlar tasavvuf ehli kendi hainde zikir çeken, Allah’a dua eden, saygıya, hürmete, nezakete önem veren, birbirlerinin ziyaretine giden, birbirini koruyup-kollayan mazlum Müslümanlar. Bunları tehlikeli adam olarak gösterirsen çok büyük hata yaparsın.

 

Ayet Açıklaması

Zuhruf Suresi 22, şeytandan Allah’a sığınıyorum, “Hayır; dediler ki: "Gerçekten atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk” Yani biz hazır bulduk inanç sistemini “ve doğrusu biz onların izleri (eserleri) üstünde doğru olana (hidayete) yönelmiş (kimse)leriz.” Yani “daha önce ne varsa, atalarımızdan ne gördüysek biz onu yapıyoruz. Yani Allah’tan Kuran’dan değil” diyor. “Atalarımızdan biz ne aldıysak o şekilde devam ediyoruz” diyor. Şimdi bu iki türlü anlamı oluyor “eserleri.” “Onların izleri eserleri üstünde doğru olana (hidayete) yönelmiş kimseleriz” diyorlar. Bu onların fıkıh kitapları olabilir onları okuyarak Kuran’ı değil. Kuran’a Allah’a değil o mürşitlerine ve onların kitaplarına. İkinci anlamı da “eserlerine” diye baktığımızda onlardan kalan heykeller, resimler, romanlar ve orada meydana gelen kültür yani onlarla desteklenen kültür. Her iki yöne de bakıyor ama tabii birinci dereceden bu dediğim yöne bakıyor.

 

İslam'a, Allah'a, Peygamber'e Haşa Karşı Oluyorlar Ama Rumiliği Destekliyorlar. Bundaki Anormalliği Müslümanların Görmesi Gerekir

İngiliz derin devletinin, Fethullah Gülen’in hareketini  desteklediğini  fark edemedi hükümetler  yani Demirel'den itibaren hiçbiri fark edemedi. Fark eden de anlamazdan geldi. Yani ‘ne yapalım?’ diye. Çünkü zaten onlar da onların gücünün farkındaydılar. Ve ses çıkartmadılar. Mesela Ecevit,  Fethullah Gülen’den çekiniyormuş. Ben bunu sonradan öğrendim, hayret ettim. Yani hükümeti devirecek güçte olduğunu biliyormuş, kendi hükümetini. Bayağı da çekiniyor  o yüzden ne diyorsa yapıyor o devirde. Arkasındaki güç siyasilere de etki ediyorlar ve Rumilik  homoseksüel destekçiliği  Darwinizm  savunuculuğu ve Mehdiyet’e karşı olmak,  İsa Mesih'in gelişine karşı olmak  ve İttihad-ı İslam’a karşı olmak. Adamlar tam aradıkları yani. Yeni bir anlayış çünkü Rumi olunca zaten şarap da helal oluyor. Her şey helal oluyor. Oğlancılık şu bu her şey helal olmuş oluyor. Adamlar ateist,  İslam’a karşı, Allah'a karşı,  Peygamber (sav)’e karşı,  ama Rumi’yi canından çok seviyor. Mevlana’yı.  “O ayrı ama  ben Allah'ı  sevmiyorum” diyor. “Peygamber (sav)’i de  sevmiyorum ama Rumi’yi seviyorum.” Adam niye onu seviyor bir araştırsana. Çünkü homoseksüellik  serbest,  şarap serbest,  her türlü içki serbest, namaz kılmana gerek yok, oruç tutmana gerek yok, zekat vermene gerek yok, İslam‘ı kabul etmene gerek yok,  kafir diye bir şey yok. Müslüman diye bir şey yok, adam “tamam” diyor “tam aradığım din bu işte” diyor. Anadolu Rumiliğini kastetmiyorum. Anadolu Mevleviliğini  kastetmiyorum. Adamların anladığı bu, yani kitaplardan çıkarttığı bu.

 

Peygamberimiz (Sav) Ahir Zamanı Tüm Detaylarıyla Anlatmış, Planı Tam Olarak Vermiş. Müslümanların Bu Plana Uyması Gerekir

Tek çözüm İttihad-ı İslam, Mehdiyet’tir. Resulullah (sav)’in gösterdiği çözüm varken kendi kendilerine beş aşamalı, on aşamalı planlar gösterirlerse aynı felaketin içine düşerler. Deccal, şeytandan aldığı talimatı aynısıyla yapıyor, kusursuz yapıyor. Biz de Allah’tan Resulullah (sav) kanalıyla aldığımız talimatı tam yapmamız lazım. Onlar şeytanı kusursuz uyguluyorlar. Biz de Allah’ın emrini kusursuz uygulamak durumundayız. O da Peygamber (sav)’e uyarak olur. Peygamber (sav) ahir zamanı bize bütün planıyla açıklamış. Tamamı doğru çıkmış. Ta boğaz köprüsünün iki tane olacağına kadar söylemiş. “Köprüleri tutacaklar” diyor, 15 Temmuz darbesini de anlatıyor. “Köprüde kan akıtılacak, askerler çıkacak” diyor. “Doğudan saçaklı kuşlar uçacak” diyor. Hepsini anlatmış. “Siyah yağ taşları” yani asfalt “kan içinde kalacak. Çok fazla insan öldürülecek. Şehir içine bu yayılacak, genişleyecek” diyor. Aynısıyla anlatmış.

“Mehdi (as)’a uyun, kurtulun” diyor. “Deccal çıkacak karşınıza, Mehdi (as)’a uyun ve İsa Mesih gelecek” diyor. Sırf Mehdi (as) da değil, İsa Mesih de. “Birlikte hareket edecekler” diyor. Uzatmanın alemi yok. Herkes ayrı bir formül sunuyor. Her formül battı, her formül perişanlık yaşadı. Aynı şeyleri söylemenin alemi yok. Her kafadan bir formül çıkıyor. Resulullah (sav)’in formülünün dışında formül yok. Allah’ın gösterdiği formül dışında formül yok. Her formül üreten, Allah’ın gösterdiği formüle mücadele veriyor demektir. Ona karşı adeta savaş açmış demektir. Bir nevi savaş açmış gibi oluyor.

 

(Diyarbakır Silvan’da PKK’lı teröristlerin roketli saldırıda bir askerimiz şehit oldu, altı askerimiz yaralandı.)

Bizim askeri oraya buraya göndereceklerine işte bu konularda tankımızı, topumuzu oraya yöneltsinler. Bu alçakları hallaç pamuğu gibi devirsinler. Bir kere her karakolun önüne on tane tank çeksinler. Yani bir kıllık yaptıklarında tank ateşiyle cevap verilsin. Tank namluları o ateş eden yer neresiyse oraya dönsün. Zaten menzili de çok uzun oluyor tank topunun. Mesela yirmi tank birden bir kaleyi koruyorsa, bir karakolu koruyorsa, farz edelim güneydoğu istikametinden ateş ettiler. Aynı noktaya yirmi tank birden ateş etmiş olsa, hem makinalı tüfek ateşi hem topçu ateşi, oradan kaçmaları mümkün olmaz. Mecburen gelip teslim olacaklar. Yani öyle bir ateşten kaçmak bildiğim kadarıyla bir hayli zor.

 

İran, PKK Konusunda Türkiye'yle Hem İstihbarat Hem Askeri Yönde Tam İttifak Halinde Olsun. İran'la Türkiye Mutlaka Ortak Hareket Etsin

İran, PKK konusunda Türkiye’yle hem istihbarat hem askeri yönde tam ittifak halinde olsun. Hatta tek bir kumanda merkezi de yapılabilir. İran askeri yamandır. İran’la ittifak edersek biz PKK’yı hallaç pamuğu gibi atarız. Bu çok önemli. Bir kere dostluğumuzu iyice pekiştirelim. Ve Putin, Putin çok delikanlı insandır, dürüsttür. Günahı var, hatası var o doğru, çok yanlışları var. Ama kökeninde dürüst, mert delikanlıdır. Allah günahlarını affetsin. Ama Türkiye’nin rahatça işbirliği yapabileceği bir insan. Tayyip Hocam ona çok sıkı sahip çıksın, her yönüyle.

 

Putin Delikanlı Bir İnsandır. Türkiye'nin Rusya İle İttifakı Önemlidir. Bölgede İran, Türkiye, Rusya İttifakı Çok Güzel Olur

Putin yaman delikanlıdır. Tayyip Hocam hiç düşünmesin. Yani bak çok sağlam delikanlıdır. İran da öyle. Çok dürüst bir millettir, çok mübarek bir millettir. Nur gibi tertemiz Müslüman o insanlar. Ve hepsi de yiğit, kabadayıdır, delikanlıdır. PKK’ya karşı işbirliği yapalım. Rusya, İran, Türkiye; hallaç pamuğu gibi atarız. Üç ülke birleşti mi PKK dehşete kapılır. Darmaduman ederiz Allah’ın izniyle. Bir kere yurt içinde adeta tarla porsuğu gibi bağırttırırız, darmadağın olurlar.

İran’a gözü kapalı dost gözüyle bakabilir Tayyip Hocam. Çok sevsin, bereket görecek. Putin de çok ciğerli delikanlıdır. Devlet erkanı da çok efendi Rusya’nın, çok aklı başında, güvenilirler. Suriye’nin bölünmesine de şiddetle karşı çıksın Tayyip Hocam. Suriye’de hükümeti hemen oluştursunlar. Suriye’de hükümeti hemen kursunlar. Türkiye isterse, İran isterse, Rusya isterse bu olur. Büyük Ortadoğu Projesi’ni patlatalım, rezil kepaze olsun İngiltere. Çünkü Suriye’de hükümet kurulduğunda İngiliz derin devleti bitti demektir. Yani rezil olduğunun resmidir.

Ramuzu'l Ehadis’te Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî Hazretleri, bu ehlisünnetin kıymetli eserlerinden biri. “Farslılara ikramda bulunun. Zira sizin devletiniz onlarla beraberdir” diyor, Peygamberimiz (sav) hadiste. Hazreti İbn-i Abbas (ra)’den rivayet. Ne diyor? Bak, “Farslılara ikramda bulunun.” Yani İranlılara ikramda bulunun. “Zira sizin devletiniz onlarla beraberdir.” Demek ki güvenilir insanlar.



DEVAMINI GÖSTER

Benzer Eserler